• Ana Sayfa
  • Manşet
  • Mithat Sancar: Büyük barış için hukuksal güvenceler ve demokratik mekanizmalar şart

Mithat Sancar: Büyük barış için hukuksal güvenceler ve demokratik mekanizmalar şart

DEM Parti İmralı Heyeti üyesi Mithat Sancar, çözüm sürecinin yeni bir aşamaya girdiğini belirterek “Süreci ilerletecek adımlar konusunda daha açık ve etkili bir tutuma ihtiyaç var” dedi.

Mithat Sancar: Büyük barış için hukuksal güvenceler ve demokratik mekanizmalar şart
Mithat Sancar: Büyük barış için hukuksal güvenceler ve demokratik mekanizmalar şart
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 2 Ekim 2025 20:50

Türkiye’de Kürt sorununun çözümü için başlayan yeni süreç, Meclis’in açılışına ve İmralı’ya ziyaret tartışmalarına doğru yeni bir evreye giriyor. Bu süreçte Öcalan ile doğrudan görüşmeler yapan ve Meclis’te kurulan Komisyon’un çalışmalarına katılan DEM Parti İmralı Heyeti üyesi Mithat Sancar, Yeni Özgür Politika’dan Aziz Oruç’a süreci değerlendirdi.

‘Büyük barış için bütünlüklü program gerekli’

Sancar, barışın yalnızca silahların susmasıyla sınırlı olmadığını, “bütünlüklü bir barış hukuku programına” ihtiyaç duyulduğunu vurguladı:

“Çatışmayı sonlandırmak elbette en önemli boyut ama tek başına ateşkes yeterli değildir. Silah bırakanların hukuksal, siyasal ve toplumsal statülerini güvence altına alan düzenlemeler gerekiyor. Aynı zamanda Kürt sorununun çözümüne dönük siyasal ve hukuksal adımlar ile demokratikleşme programı da bu çerçevede yer almalı.”

‘Süreçte hızlanmak gerekiyor’

27 Şubat’taki “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”, PKK’nin 5–7 Mayıs Kongresi ve 11 Temmuz’daki silah bırakma törenini “tarihi adımlar” olarak niteleyen Sancar, “Artık küçük adımlarla ilerleme dönemi geride kaldı, hızlanmak gerekiyor” dedi.

‘Güven için iki anahtar var’

Sancar, sürecin ilerleyebilmesi için güven inşa edilmesinin önemine dikkat çekerek, “Bunun iki anahtarı var: hukuksal güvenceler ve demokratik mekanizmalar. Bu alanlarda ilerleme sağlandıkça güven artar, güven arttıkça toplumsal destek güçlenir” ifadelerini kullandı.

CHP’ye dönük operasyonlar, kayyım uygulamaları ve AİHM kararlarının uygulanmamasının süreci zedeleyen adımlar olduğuna değinen Sancar, “Bu politikalar hem demokratik mekanizmaları tahrip ediyor hem de hukuk devletinin temellerini sarsıyor” diye konuştu.

‘Öcalan’ın iradesi tam ve sağlam’

Sancar, Öcalan’ın sürece dair kararlılığını vurguladı:

“Sayın Öcalan’ın süreç konusundaki iradesi tam ve sağlam. Süreci ilerletip sonuca ulaştırma konusunda yoğun bir çalışma yürütüyor. Süreci zedeleyebilecek politikalardan kaçınılması, daha açık ve etkili adımlar atılması şart.”

Kuzey ve Doğu Suriye meselesinin ayrı bir yerde durduğunu belirten Sancar, “Sayın Öcalan’ın Rojava konusunda özellikle vurguladığı nokta, bu meselenin ayrı bir yerde durduğudur. Orada farklı dinamikler, faktörler ve aktörler bulunduğuna dikkat çekiyor, ancak temel yaklaşımının demokratik entegrasyona dayalı bir çözüm olduğunu da belirtiyor. Rojava ve Suriye meselesini daha çok devlet yetkilileriyle derinlemesine tartıştığını söyleyebiliriz” dedi.

‘İmralı’ya ziyaret doğal ve gerekli’

Komisyon’un İmralı’ya gidip gitmeyeceğine dair tartışmalara da değinen Sancar şunları söyledi:

“Sayın Öcalan, bunu sürecin doğasının bir gereği olarak görüyor. Burada “rica” ya da “minnet” anlamına gelecek bir tutumu olmadığını özellikle vurguluyor. Bu kadar önemli bir süreç yürütülüyorken ve Öcalan’ın bu süreçteki belirleyici konumu açıkça ortadayken, böyle bir tartışma son derece sığ ve kısır kalıyor.

Kendisi bu sürecin baş aktörlerinden biridir. Biraz sağduyulu bakan herkes bunu kolayca görebilir; kaldı ki diğer aktörler de bunu kabul ediyor. Süreci bugüne kadar getirme konusunda tek taraflı inisiyatif almış, tarihi adımlar atmış ve yollar açmıştır. Bundan sonraki aşamaların yürütülmesinde de bu rol ve konumu devam edeceğine göre, süreç için kurulmuş bir Komisyon’un kendisiyle görüşme yapması; yaklaşımını ve değerlendirmelerini doğrudan dinlemesi hem gerekli hem de doğal ve normal olandır. Öte yandan, Sayın Öcalan’ın yaşam, çalışma ve iletişim koşullarının süreci yürütebilecek nitelikte olması da bu çerçevede ele alınmalıdır.”

‘Büyük barışı toplumsal müzakere inşa edecek’

Sancar, barışın yalnızca siyasal aktörlere bırakılmaması gerektiğini, toplumsal katılımın önemine işaret ederek şu çağrıda bulundu:

“Gerçek barış, özgür ve demokratik bir toplumsal müzakereyle inşa edilebilir. Büyük barışı tabandan gelen, çok yönlü bir emek ve mücadeleyle kuracağız.