Durzi toplumu ruhani liderliği, Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB), Arap Birliği ve uluslararası insan hakları kuruluşlarına gönderdiği mektupta, Suriye’nin güneyindeki Süveyda ve kırsalının ağır bir abluka altında bulunduğunu belirterek acil uluslararası müdahale çağrısı yaptı.
‘Süveyda büyük bir açık hava hapishanesine dönüştü’
Açıklamada, bölge halkının aylar süren bir kuşatma altında yaşadığı ve temel insani ihtiyaçlara erişimin kesildiği ifade edildi. “Dağımızda gıda, ilaç, yakıt ve su kalmadı. Hareket özgürlüğümüz yok. Süveyda, adeta büyük bir açık hava hapishanesine dönüştü” ifadeleriyle mevcut durumun bir “insanlık felaketi” haline geldiği vurgulandı.
Mektupta, maaşların keyfi biçimde askıya alındığı, kamu kurumlarının internet bağlantılarının kesilmesi nedeniyle işlevsiz hale geldiği, öğrencilerin tehditler yüzünden okullarına gidemediği, 35’ten fazla köyün işgal altında olduğu ve sağlık sisteminin çöktüğü bildirildi.
Ruhani liderlik, “Doktorlar ve hemşireler hedef alındı, hastaneler yıkıldı, ilaç yetersizliği nedeniyle hastalar hayatını kaybediyor. Bu durum, sistematik bir imha politikasına dönüştü” ifadelerini kullandı.
‘Bu eylemler soykırım ve insanlığa karşı suç teşkil ediyor’
Mektupta, yaşananların Cenevre Sözleşmeleri ve Roma Statüsü kapsamında “soykırım ve insanlığa karşı suç” olarak değerlendirildiği belirtildi. Ruhani liderlik, geçici hükümet ile ona bağlı silahlı grupları bu ihlallerin sorumlusu ilan etti.
BM ve uluslararası topluma çağrı
Durzi Ruhani Liderliği, BM Genel Sekreteri, Güvenlik Konseyi ve uluslararası toplumdan şu adımların atılmasını talep etti:
- Jebel el-Başan (Süveyda) üzerindeki ablukayı derhal kaldırmak ve güvenli insani koridorlar açmak.
- Sivillere yönelik suçların sorumlularını uluslararası mahkemelerde yargılamak.
- Silahlı grupların işgal ettiği köylerden tamamen çekilmesini sağlamak ve ateşkes hükümlerini uygulamak.
- Uluslararası denetimle insani yardım geçişlerinin güvence altına alınması.
- Bölge halkının kendi geleceğini özgür iradesiyle ve BM gözetiminde belirleme hakkının tanınması.
‘Sessizlik suça ortak olmaktır’
Açıklamanın sonunda, “Bizim adalet talebimiz bir lütuf değil, temel bir haktır. Suçları görüp sessiz kalanlar da bu suçlara ortaktır” denildi. Ruhani liderlik, diasporadaki Durzi toplumu ve destek veren tüm kurumlara teşekkür ederek, “Bu karanlık dönem sabrımız ve dayanışmamızla sona erecek” ifadelerini kullandı.
