Dünya genelinde ekoloji aktivistleri, sadece doğayı korumakla kalmıyor; aynı zamanda çıkar ağlarına, çok uluslu şirketlere ve devletlerin baskıcı politikalarına meydan okuyor. Ancak bu mücadele çoğu zaman hayatlarına mal oluyor. Latin Amerika’dan Asya’ya, Afrika’dan Avrupa’ya kadar pek çok bölgede doğa savunucuları, şüpheli ölümler, kaçırılmalar ve yargısız infazlarla susturuluyor. İşte dünyanın dört bir yanından doğa savunucularının küresel ölçekte karşı karşıya kaldığı tehlikelerden örnekler…
Honduras – Berta Cáceres: Yaşamı savunmanın bedeli
2016’da katledilen Berta Cáceres, Lenca halkının kutsal topraklarını koruma mücadelesinin sembolüydü. Agua Zarca baraj projesine karşı yürüttüğü kampanya nedeniyle defalarca tehdit almıştı. Cinayetinin arkasında enerji şirketi DESA’nın yöneticileri ve askerî bağlantılar tespit edildi. Cáceres’in ölümü, Honduras’ta ekoloji aktivizminin ölümcül risklerini ortaya koydu.
Filipinler – Gloria Capitan: Kömür limanına direniş
2016’da Filipinler’de öldürülen Gloria Capitan, kömür taşımacılığının çevreye verdiği zarara karşı kampanyalar yürütüyordu. Capitan’ın öldürülmesi, Duterte döneminde doğa savunucularına yönelik saldırıların arttığı bir döneme denk geldi.
Brezilya – Paulo Paulino Guajajara: Ormanın muhafızı
Amazon ormanlarını korumak için mücadele eden Guajajara yerlisi Paulo, 2019’da yasa dışı keresteciler tarafından pusuya düşürülerek öldürüldü. ‘Ormanın Muhafızları’ adlı yerli örgütün üyesi olan Paulo’nun ölümü, Amazon’daki yerli toplulukların savunmasızlığını gözler önüne serdi.
Meksika – Isidro Baldenegro López: Nobel Barış Ödülü sahibi aktivist
Nobel Barış Ödülü sahibi Tarahumara lideri Isidro Baldenegro López, ormansızlaşmaya karşı yürüttüğü mücadele nedeniyle 2017’de öldürüldü. Cinayeti, çevre koruma mücadelesinin Meksika’daki organize suç ve madencilik çıkarlarıyla çatıştığını gösterdi.
Kenya – Joannah Stutchbury: Nairobi’de bir suikast
Kenya’da 2021’de öldürülen Joannah Stutchbury, Nairobi yakınlarındaki orman alanlarının betonlaşmasına karşı çıkan bir ekoloji aktivistiydi. Aracı içinde vurulmuş halde bulundu. Olay, Kenya’da kentleşme rantının doğa üzerindeki yıkıcı etkisini yeniden gündeme taşıdı.
Kolombiya – Gonzalo Cardona: And Dağları’nın koruyucusu
Kolombiya’da endemik türlerin korunması için çalışan Gonzalo Cardona, 2021’de vurularak öldürüldü. Cardona, özellikle ‘Sarı Alınlı Papağan’ adlı nesli tükenmekte olan türün korunmasıyla tanınıyordu. Cinayeti, Kolombiya’daki ekoloji aktivistlerine karşı işlenen cinayetlerini sürekliliğini gösterdi.
Hindistan – Shailesh Rai: Kalküta’nın kaybı
Hindistan’da nehir kıyılarında sanayi atıklarına karşı kampanyalar yürüten Shailesh Rai, 2019’da kayboldu. Rai’nin ölümü ‘şüpheli kaza’ olarak raporlandı, ancak ailesi bunun organize bir suikast olduğunu savunuyor.
Güney Afrika – Sikhosiphi “Bazooka” Rhadebe: Maden karşıtı direnişin sesi
Xolobeni bölgesinde titanyum madenciliğine karşı çıkan topluluk lideri Rhadebe, 2016’da evinin önünde vurularak öldürüldü. Ölümü, Güney Afrika’da çok uluslu maden şirketlerine karşı çıkanların yaşadığı tehlikeleri ortaya koydu.
Nikaragua – María Loáeza: Kadın aktivizminin sesiydi
Nikaragua’da kadın ekoloji aktivistlerinin hedef haline geldiği bir dönemde, María Loáeza 2018’de kayboldu. Kadınların doğa savunusunda ön safta yer aldığı Latin Amerika’da, cinsiyet temelli şiddet doğa mücadelesini de derinden etkiliyor.
Uganda – Joan Kagezi: Enerji projeleriyle bağlantılı cinayet
Uganda’da çevre suçlarına karşı dava açan savcı Joan Kagezi, 2015’te suikasta uğradı. Kagezi’nin dosyaları arasında çevre ve enerji projeleriyle bağlantılı yolsuzluk soruşturmaları da bulunuyordu.
Global Witness raporlarına göre 2023 yılında dünya genelinde 177 doğa savunucusu öldürüldü. Cinayetlerin çoğu, Latin Amerika ve Güneydoğu Asya’da gerçekleşti. Hükümetlerin ‘kalkınma’ iddiasıyla yürüttüğü enerji, madencilik ve tarım projeleri, aktivistlerin hedef haline gelmesine yol açıyor. Bu ölümler, sadece bireysel trajediler değil; ekonomik ve politik sistemlerin doğaya karşı sürdürdüğü yapısal şiddetin sonuçlarıdır.