Dünyada artan sıcaklıklar, azalan yağışlar, kirletilen su kaynakları ve vahşi kapitalizm yöntemleri nedeniyle su krizi derinleşiyor. Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) ve Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, su kıtlığı yaşayan insan sayısı 700 milyonu aştı. 2 milyar insan ise kirli su içiyor. Yine verilere göre, 43 ülkede 785 milyon kişi su kıtlığıyla karşı karşıya. Küresel su kullanımı son yüzyılda altı kat artarken, sulak alanlardaki kayıp oranı ise ormanlarınkinden üç kat daha fazla.
Ekolojist Abdullah Aysu, küresel su krizine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Aysu, suyun yaşamsal bir değer olmaktan çıkarılıp kâr aracına dönüştürüldüğünü ifade ederek, küresel ısınmanın durdurulmaması halinde su krizinin çözülemeyeceğini söyledi.
Aysu, dünya genelinde artan sıcaklıklar, azalan yağışlar ve kirletilen su kaynaklarının su kıtlığını derinleştirdiğini belirtti. Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) ve Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre su kıtlığı yaşayanların sayısının 700 milyonu aştığını, 2 milyar insanın ise kirli su tükettiğini aktardı.
‘Suyu tüketiyoruz’
Aysu, suyun doğanın arıtamayacağı şekilde tüketildiğini vurguladı: ‘eğer suyu kullanmayıp tüketmişsek, doğa ekosistemi içinde onu arıtamaz. tüketilen su uygun halden çıkmıştır ve canlılar o sudan yararlanamaz.’ dünya su varlığının büyük bölümünün tuzlu su olduğunu, tatlı suyun ise sınırlı olduğunu hatırlatan Aysu, insanların ve diğer canlıların kullanabileceği tatlı su miktarının çok düşük olduğunu ifade etti.
Su savaşları
Ekolojist Aysu, su krizinin ileride su savaşlarını tetikleyebileceğini söyledi. Şirketlerin su varlıklarını kâr amacıyla kontrol etme eğiliminde olduğunu, bunun ise yaşam için temel olan su kaynaklarını tehlikeye attığını belirtti. Küresel ısınmanın su döngüsünü etkilediğini, artan buharlaşma ve sıcaklıkların kuraklığı körüklediğini kaydetti.
Yanlış tarım ve madencilik politikaları
Aysu, endüstriyel tarım ve hayvancılığın suyu hem tükettiğini hem de kirlettiğini; kimyasal tarımın toprak ve su kaynaklarını zehirlediğini anlattı. Türkiye özelinde madencilik, HES ve bazı baraj politikalarının ekosisteme zarar verdiğini, bu uygulamaların yerel iklimi değiştirdiğini ve halkı göçe zorladığını söyledi.
Çözüm çağrısı
Aysu, su hakkı mücadelelerinin küresel ölçekte sürdüğünü, ancak Türkiye’deki mücadelenin parçalı olduğunu belirterek ortak bir ekoloji cephesi çağrısı yaptı. Küresel ısınma ile su krizinin birbirini beslediğini vurgulayan Aysu, ‘doğanın kapitalizm öncesi haline dönülmeli; suyu kullanalım, tüketmeyelim’ dedi ve tarım politika değişikliği, mera hayvancılığı gibi doğayı taklit eden uygulamalara geçilmesi gerektiğini söyledi. (MA)
