İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, pazar günü ülkenin Atom Enerjisi Kurumu’nu ziyaretinde yaptığı konuşmada, haziranda ABD’nin “nokta atışı” saldırılarında hedef alınan İran’ın nükleer tesislerinin yeniden kurulacağını duyurdu. Washington, Tahran’ı nükleer silah geliştirmeye çalışmakla suçlamıştı.
Cumhurbaşkanının açıklaması, ABD Başkanı Donald Trump’a açık bir meydan okuma olarak değerlendirildi. Trump, İran’a yönelik saldırıların ardından Tahran’ın nükleer programını yeniden başlatması durumunda ülkeyi yeniden bombalamakla tehdit etmişti.
ABD’nin operasyonu
ABD, İsrail’le yaşanan 12 günlük savaş sırasında İran’ın Fordow, Natanz ve İsfahan’daki üç ana nükleer tesisine “Geceyarısı Çekici” (Midnight Hammer) kod adlı gizli bir operasyonla saldırı düzenlemişti. Operasyonda her biri yaklaşık 14 ton ağırlığında 14 GBU-57 tipi sığınak delici bomba kullanıldı.
Trump, yedi B-2 tipi hayalet bombardıman uçağıyla yapılan saldırının “İran’ın nükleer tesislerini tamamen yok ettiğini” iddia etmişti. Ancak İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney bu iddiayı “abartılı” bulmuştu.
Tahran, saldırılardan önce de sonra da nükleer programının “tamamen sivil” olduğunu ve “toplum sağlığı ile bilimsel araştırmalara hizmet ettiğini” savunuyor. Pezeşkian da bu görüşü yineleyerek, “Bilim, bilim insanlarımızın zihnindedir. Binalar ve tesisler yıkılabilir ama biz daha büyük bir azimle yeniden inşa edeceğiz” dedi.
Washington-Tahran gerilimi
Trump, Gazze’de arabuluculuğunu yaptığı ateşkes anlaşması için çıktığı İsrail ve Mısır turunda, “İran’ın nükleer tesisleri bombalanmadan ateşkes mümkün olmazdı” ifadelerini kullanmıştı. Bu sözlere Hamaney sert tepki göstererek, “Yanlış, yanlış ve zorbalık,” ifadelerini kullandı.
Yaklaşık bir aylık sessizliğin ardından ilk kez halkın karşısına çıkan Hamaney, gençleri bilim alanlarında çalışmaya teşvik ederken, “Bir ülkenin nükleer endüstrisi olması ABD’yi neden ilgilendiriyor?” diye sordu. Ali Hamaney, 1979’da ABD’nin Tahran’daki Büyükelçiliğini işgalin yıl dönümü olarak anılan “Küresel Emperyalizme Karşı Ulusal Mücadele Günü” vesilesiyle konuşma yaptı. Konuşmasında, “casus yuvası” olarak adlandırılan ABD Büyükelçiliğinin işgalinin yıl dönümünü, “şeref ve zafer günü” olarak nitelendiren Hamaney, bu olayın ulusal hafızada korunması gerektiğini vurguladı.
ABD ile İran arasındaki ilişkinin özünde “doğuştan gelen bir uyumsuzluk ve çıkar çatışması” olduğunu dile getiren Hamaney, ABD’nin İran’a düşmanlığının köklerinin, petrolü millileştiren Başbakan Muhammed Musaddık’a 19 Ağustos 1953’te “ABD ile İngiltere’nin düzenlediği” darbeye dayandığını ifade etti.
Hamaney, ABD ile uzlaşma ihtimalini de reddederek, “Amerika’nın kibirli yapısı teslimiyetten başka bir şeyi kabul etmiyor fakat Siyonist rejime (İsrail) desteği kesmesi, askeri üslerini çekmesi ve bölgemize müdahaleyi bırakması halinde işbirliği değerlendirilebilir.” dedi.
Gerilim sürerken, kulislerde Tahran ve Washington arasında nükleer program konusunda yeniden müzakerelerin başlayabileceği konuşuluyor. ABD’li ve İranlı yetkililer bunu doğrulamasa da İran Dışişleri Sözcüsü Fateme Muhacerani, “Bu yönde sinyaller aldık” dedi.
IAEA: Uranyum sahalarında hareketlilik gözlendi
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) Başkanı Rafael Grossi, İran’da uranyum zenginleştirme faaliyetinin aktif görünmediğini ancak tesislerde “bazı hareketlilikler” gözlemlediklerini söyledi.
Grossi, “Yüzde 60 oranında zenginleştirilmiş uranyum hâlâ İran’da bulunuyor. Bu malzemelerin başka amaçla kullanılmadığından emin olmak için denetim yapmamız gerekiyor,” dedi.
Dağlarda yeni nükleer tesis iddiası
Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi (CSIS), yeni uydu görüntülerine göre Fordow, Natanz ve İsfahan’daki faaliyetlerin tamamen durduğunu ancak Natanz’ın güneyindeki “Kolang Gaz La” dağ bölgesinde yeni bir tesis inşaatının hız kazandığını bildirdi.
Rapor, bölgeye güvenlik duvarları çekildiğini ve doğu, batı ve güney kesimlerde yoğun inşaat faaliyetleri tespit edildiğini belirtti. Bu proje, 2020’de Natanz’daki yangının ardından “dağın kalbinde yeni bir tesis inşa edileceği” açıklamasıyla başlatılmıştı. (Euronews/AA)

                				            
                            


