Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eğitim Politikaları Komisyonu, 12 Eylül Askeri Darbesi’yle 6 Kasım 1981’de kurulan Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) kuruluş yıl dönümüne ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, “6 Kasım 1981’de hayata geçirilen bu yapı, akademiyi merkeze bağlayarak üniversiteleri özerk kimliğinden koparmış, eleştirel düşünceyi baskı altına almıştır” denildi.
Nitelikli, özgür ve demokratik eğitim hakkının her geçen gün daha fazla gasp edildiği, özgür ve demokratik eğitim hakkının her geçen gün daha fazla gasp edildiği bir ortamda 8 milyon öğrencinin eğitim gördüğü vurgulanan açıklamada, “Liyakatsizlik, sansür, baskı ve piyasacı anlayış akademiyi çoraklaştırıyor. Üniversiteler bilimin değil; itaatin üretildiği kurumlara dönüştürülüyor” ifadeleri kullanıldı.
‘YÖK kalksın üniversiteler özgürleşsin’
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Oysa üniversiteler barışın, eşitliğin ve özgürlüğün toplumsallaşacağı alanlar olmalıdır. Barışın toplumsallaşması da farklı kimliklerin, dillerin ve düşüncelerin bir arada ve özgürce var olabildiği bir üniversite yaşamıyla mümkündür. Akademinin görevi savaş ve çatışma politikalarına değil; halkların bir arada, eşit ve adil yaşadığı bir geleceğe katkı sunmaktır. Bu nedenle Boğaziçi direnişi yalnız bir üniversite mücadelesi değil; Türkiye’de demokrasinin, özerkliğin ve barışın yeniden inşası için güçlü bir toplumsal iradenin ifadesidir. Boğaziçi’nde yükselen ‘Kayyum değil, özgür üniversite!’ sesi, bugün tüm kampüslerde yankılanmaktadır.
Aynı zamanda, barış talep ettikleri için hedef alınan Barış Akademisyenlerinin, düşüncelerinden dolayı cezalandırılan ve KHK’larla görevlerinden uzaklaştırılan binlerce akademisyenin yanında olduğumuzu da bir kez daha hatırlatıyoruz. Üniversitelerdeki bu tasfiyeler, bilimin ve özgür düşüncenin önüne konulan en büyük engellerdendir. Akademik özgürlük, barış ve demokrasi mücadelesinin ayrılmaz bir parçasıdır.
DEM Parti Eğitim Politikaları Komisyonu olarak bir kez daha vurguluyoruz: YÖK derhal kaldırılmalı; yükseköğretim sistemi mali, idari ve akademik yönden özerkleştirilmelidir. Üniversiteler öğrencilerin, akademisyenlerin ve çalışanların katıldığı demokratik yapılar haline getirilmelidir. Parasız, anadilinde, bilimsel ve toplum yararına eğitim herkesin hakkıdır. Barışın toplumsallaştığı, bilimin özgürleştiği, gençliğin geleceğini ellerine aldığı demokratik bir Türkiye mümkündür. YÖK kalksın, üniversiteler özgürleşsin.” (MA)




