• Ana Sayfa
  • Manşet
  • ‘Beyaz Toros’ baskılı ve ‘JİTEM göndermeli’ tişörtlere savcılıktan takipsizlik kararı: İHD’den tepki

‘Beyaz Toros’ baskılı ve ‘JİTEM göndermeli’ tişörtlere savcılıktan takipsizlik kararı: İHD’den tepki

Savcılık kararında, TCK’nın 215. maddesi yönünden “ortada kesinleşmiş bir mahkûmiyet hükmü bulunmadığı” gerekçesiyle suçun unsurlarının oluşmadığı belirtilirken, 216. madde bakımından ise “ifade özgürlüğü” gerekçesiyle kovuşturmaya gerek görülmedi.

‘Beyaz Toros’ baskılı ve ‘JİTEM göndermeli’ tişörtlere savcılıktan takipsizlik kararı: İHD’den tepki
  • Yayınlanma: 7 Kasım 2025 19:17
  • Güncellenme: 8 Kasım 2025 01:04

Haber: Erdoğan Alayumat

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, üzerinde “Beyaz Toros” baskısı olan ve JİTEM tarafından işlenen 17 bin faili meçhul cinayete gönderme yapan ibareleriyle “JİTEM” yazısının yer aldığı tişörtlerin satışına ilişkin yapılan suç duyurusu hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.

İnsan Hakları Derneği (İHD), söz konusu ürünler hakkında “suçu ve suçluyu övmek” (TCK 215) ile “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” (TCK 216) suçlarını oluşturduğu gerekçesiyle savcılığa başvurmuştu.

Gerekçe: İfade özgürlüğü

Savcılık kararında, TCK’nın 215. maddesi yönünden “Ortada kesinleşmiş bir mahkûmiyet hükmü bulunmadığı” gerekçesiyle suçun unsurlarının oluşmadığı belirtilirken, 216. madde bakımından ise “ifade özgürlüğü” gerekçesiyle kovuşturmaya gerek görülmedi.

Savcılık, kararında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatlarına atıf yaparak “rahatsız edici hatta şok edici düşüncelerin dahi ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini” belirtti.

Bu gerekçelerle kararda, satışa sunulan tişörtlerin kamu düzeni açısından açık ve yakın bir tehlike oluşturmadığına ve halkı kin ya da düşmanlığa tahrik etmediğine hükmedildi.

‘Beyaz Toros ağır ihlallerin simgesidir’

İnsan Hakları Derneği (İHD), savcılığın kararına ilişkin yaptığı açıklamada, “Tüm kamuoyunun bildiği üzere, özellikle 1990’lı yıllarda meydana gelen faili meçhul cinayetler ve gözaltında kayıplar, Türkiye’nin yakın tarihinde derin izler bırakmıştır” dedi.

Dernek, açıklamasında Beyaz Toros’un, devlet görevlilerinin işlediği ağır insan hakları ihlallerinin simgesi haline geldiğini hatırlattı. Açıklamada, “Son dönemde bu simgeyi taşıyan ‘Beyaz Toros’ ve ‘JİTEM’ yazılı tişörtlerin ticari ürün olarak üretilip internet üzerinden satışa sunulması, insan hakları savunucularını son derece rahatsız etmiştir” ifadeleri kullanıldı.

‘Suç duyurumuz kısa sürede takipsizlikle sonuçlandı’

İHD açıklamasında, söz konusu gelişmenin ardından savcılığa suç duyurusunda bulunulduğu hatırlatıldı. Dernek, “Bu nedenle, söz konusu ürünleri satışa sunan firmalar hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 215. maddesinde düzenlenen ‘suçu ve suçluyu övmek’ ve 216. maddesinde düzenlenen ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ suçlarının açık ihlali gerekçesiyle suç duyurusunda bulunduk” diye kaydetti.

Açıklamada, “Suç duyurumuzun ardından çok kısa bir süre içinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ‘kovuşturmaya yer olmadığına’ dair bir karar verilmiştir” ifadeleriyle sürecin hızına dikkat çekildi.

İHD, savcılığın TCK’nın 215. maddesi yönünden “Ortada kesinleşmiş bir mahkûmiyet hükmü bulunmadığı” gerekçesine dayandığını belirterek, “Bu yaklaşım, Beyaz Toros’un simgelediği ağır insan hakları ihlallerini görmezden gelmek anlamına gelmektedir” dedi.

‘İfade özgürlüğü gerekçesi ironiktir’

Açıklamanın devamında, savcılığın TCK’nın 216. maddesi yönünden “ifade özgürlüğü” gerekçesine atıf yapılarak AİHM kararlarını öne sürdüğü belirtildi.

İHD, “Savcılık, AİHM’in birçok kararında belirtildiği üzere, rahatsız edici hatta şok edici düşüncelerin dahi ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirildiğini belirtmiştir” ifadelerini kullandı.

Dernek, bu gerekçeye tepki göstererek, “Burada son derece ironik bir durum ortaya çıkmaktadır. Ülkemizde barışçıl düşünceleri nedeniyle ifade özgürlükleri ihlal edilen yüzlerce insan varken, bir suçun sembolü olan bir fotoğraf ‘düşünce özgürlüğü’ kapsamında değerlendirilmiştir” dedi.

‘Bu karar cezasızlık politikasının yeni örneği’

İHD, savcılık kararının Türkiye yargısının genel yaklaşımını yansıttığını ve cezasızlık politikasının yeni bir örneği olduğunu ifade etti. Dernek, “İnsanlığa karşı işlenen suçlardaki cezasızlık, bu kararın ardında yatan temel gerekçedir” dedi.

Son olarak, “İnsan hakları savunucuları olarak, bu karara karşı tüm iç hukuk yollarını sonuna kadar kullanacağımızı; iç hukukta adalet sağlanmadığı takdirde ise uluslararası hukuk mekanizmalarına başvuracağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz” ifadeleriyle açıklama tamamlandı.

‘Karar cezasızlık politikasının devamıdır’

İHD’nin açıklaması, insan hakları çevrelerinde “cezasızlık politikasının devamı” olarak değerlendirildi. Açıklamada 1990’lı yıllarda zorla kaybetme vakalarıyla özdeşleşen “Beyaz Toros” simgesinin ticari bir ürün haline getirilmesi, insan hakları örgütlerince “acıların metalaştırılması” olarak nitelendirildi.