Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Sözcüsü Deniz Yücel, MYK gündemine ilişkin basın açıklaması yaptı.
Deniz Yücel, konuşmasına düşen kargo uçağında hayatını kaybeden askerlere başsağlığı dileyerek başladı. Yücel, “Dün Azerbaycan’dan ülkemize gelmekte olan Millî Savunma Bakanlığına ait C130 askeri kargo uçağımızın Gürcistan-Azerbaycan sınırında düştüğünü ve maalesef 20 kahraman askerimizin şehit olduğunu derin bir üzüntüyle öğrendik. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, acılı ailelerine ve aziz milletimize baş sağlığı diliyoruz” dedi.
“AKP iktidarında bir konu var ki, kronikleşmiş” diyen Yücel, şunları kaydetti:
“Diğer tüm sorunların kaynağı ve temel sebebi, o da hukuk ve hukukun üstünlüğü meselesi. Hukukun üstünlüğünün olmadığı yerde ne can güvenliği olur, ne mal güvenliği olur, ne demokrasi tam anlamıyla işler, ne ekonomi düzelir, ne hayat pahalılığı biter, ne de sosyal adalet sağlanır. Elbette bu ülkede AKP’nin tüm müdahalelerine rağmen, meslek onurunu koruyan, hukukun üstünlüğüne inanan ve evrensel hukuk kurallarından ayrılmayan yargı mensupları vardır. İyi ki de varlar. Ancak bugün bu ülkede, siyaseti yargı eliyle dizayn etmeye çalışan, iktidarın güdümünde ve kontrolünde, onun amaçları ve emelleri doğrultusunda hareket eden, tarafsızlığını ve bağımsızlığını yitirmiş yargı mensupları da var.”
İBB iddianamesi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan İBB iddianamesine ilişkin konuşan Yücel, şöyle devam etti:
“İlk bakışta maddi gerçeği ortaya çıkarmak amacıyla hazırlanmış hukuki bir metinden ziyade, bu metnin tamamen Cumhuriyet Halk Partisinin kurumsal kimliğini ve tüzel kişiliğini hedef alan siyasi bir metin olduğunu söyleyebiliriz. İddianamede yer alan ‘Cumhuriyet Halk Partisinin ele geçirilmesi ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde örgüt liderinin aday gösterilmesi amacıyla’ ifadesi, cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daha önce birçok kez kullandığı ‘Ahtapotun kolları’ ifadesine yer verilmesi ve Cumhuriyet Halk Partisi’ne Anayasa’nın 69. Maddesi uyarınca kapatma davası açılması konusunda Yargıtay, Cumhuriyet Başsavcılığına bildirimde bulunulması, bu tespitimizin en temel kanıtıdır. Bu yönleriyle iddianame adeta siyasi bir propaganda belgesidir. Meşru ve demokratik siyaseti hedef alan bir darbe muhtırasıdır.
İddianamede somut delillerden ziyade, çoklukla “duyduğum kadarıyla, duydum, bildiğim kadarıyla, düşünüyorum, tahmin ediyorum” ifadelerine yer verildiğini, başta 3 olan gizli tanık sayısının 15’e çıktığını, ve 4-5 Kasım 2023 tarihinde gerçekleştirdiğimiz 38. Olağan Kurultayımızda kürsüden yapılan konuşmaların, çekilen görüntülerin, asılan pankartların ‘partiyi ele geçirme planının’ kanıtı olarak iddianameye eklendiğini görüyoruz.
Hukuki olmayan, tamamen siyasi saiklerle hazırlanmış, yaklaşık 4 bin sayfa olan iddianameyi elbette inceleyeceğiz, hukukçularımız inceleyecek ve yeri geldikçe tespitlerimizi milletvekillerimiz, Genel Başkan yardımcılarımız aracılığıyla sizlerle paylaşacağız. Ancak şunun altını çizerek ifade ediyoruz ki; bu iddianameyle iktidar bu ülkeyi demokrasiden koparma niyetini açık bir şekilde ortaya koymuştur. Bu hedef için düşmanlarını belirlemiş, sandıkta yarışmaya cesaret edemediğini zindana göndermiştir.”
CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel:
“Bu ülkede Tayfun Kahraman hakkında Anayasa Mahkemesince verilen yeniden yargılama kararı yerel mahkemece reddedildi. Bu ülkede Hatay halkının iradesiyle seçilen Can Atalay’ın seçme ve seçilme hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle Anayasa… pic.twitter.com/esy0USxJdC
— İlke TV (@ilketvcomtr) November 12, 2025




