• Ana Sayfa
  • Kadın
  • Bakırköy’de kadınlar buluştu: Barış ve özgürlük için

Bakırköy’de kadınlar buluştu: Barış ve özgürlük için

Bakırköy’de kadınlar “Barış ve özgürlükte ısrar ediyoruz” diyerek, barış kürsüsü kurdu.

Bakırköy’de kadınlar buluştu: Barış ve özgürlük için
Bakırköy’de kadınlar buluştu: Barış ve özgürlük için
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 16 Kasım 2025 14:28
  • Güncellenme: 16 Kasım 2025 18:27

Kadın örgütleri, “Barış ve Özgürlükte Israr Ediyoruz” sloganıyla Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda “Barış Kürsüsü” kurdu.

Etkinlik erbane ekibinin alana zılgıt, alkış, stranlar eşliğinde girişiyle başladı.  Etkinliğin yapıldığı alanda Kürtçe Türkçe, “Barış ve Özgürlükte Israr Ediyoruz” dev pankart açılırken, barışa dair dileklerini yazan bir pano hazırlandı.

Etkinlik, saat 14.00’te erbane performansı ve halaylarla başladı.

İlk olarak söz alan Alınteri’nden Mürüvet Küçük, barış ve özgürlüğün yolunun halkların birleşik mücadelesinden geçtiğini söyleyerek, “İşçilerin, ezilen ulusun eşitlik ve özgürlük mücadelesini sahiplendikleri oranda özgürleşeceklerini biliyoruz. Bu tarihte sorumluyuz ve bulunduğumuz her alanda bir bilince dönüştürmek için çabalıyoruz.  Kürt ve Türk işçi ve emekçileri birleşik bir mücadele içerisinde sömürüye, zulme her türlü eşitsizliğe karşı buluştuğunda gerçek özgürlük gerçek demokrasi gelecektir” dedi.

Ardından söz alan Özgür Kadın Hareketi’nden Sebahat Tuncel, şunları dile getirdi:

“Türkiye’de sosyalist kadın hareketi olarak Kürt halkının hak, özgürlük, demokrasi ve barış mücadelesini bir kez daha görünür kılmak sesimizi iktidara duyurmak için buradayız. Biz kadınlar on günde en az 30 bin kadına ulaştık, binlerce ev ziyareti yaptık. 31 bin bildiri dağıttık. Bizler  sadece Kürtlere değil, sokakta, pazarda, mahallede, fabrikada, atölyelerde bildiri dağıttık. Kadınların arasında çocukları gerillada, cezaevinde, sürgünde olanlar vardı. Onlar da diyordu ki; ‘Biz barış istiyoruz çocuklarımızla kucaklaşmak istiyoruz ama bu nasıl mümkün olacak? Hala  cezaevindekiler zindandayken,  hala sayın Öcalan üzerinde bu kadar ağır tecrit varken nasıl mümkün olacak?’ Bizim talebimiz çok açık. Türkiye’de gerçekten kardeşlik olacaksa barış olacaksa bunun yolu İmralı‘dan geçer. ”

‘Barış olmadığında kadınlar şiddetle baş başa’

DSİP adına söz alan Dila Ak, “Bu sürecin neden kritik olduğunu herkese anlatmamız gerekiyor. Çünkü çözüm süreci Kürt halkının en temel haklarını her düzeyde güvence altına alma potansiyeli taşıyan kapıları aranıyor. Ve bu kapıların aralanması ise Türkiye’deki tüm ezilenlerin çıkarına bu yüzden platformumuzun barış için ses çıkarması yan yana gelen sayısız bileşeni mücadele örgütlemesinin çok önemli olacağını düşünüyoruz” şeklinde konuştu.

EHP’li Feyzanur Yılmaz  ise çok tarihsel bir dönemden geçtiklerini ifade ederek, “Yıllardır çözülmemiş çözülmeyen Kürt sorununun çözüm sürecindeyiz bir kez daha. Biz barışın konuşulduğu barış, umudunun konuşulduğu her yerde umuda sarılmak zorunda olduğumuzu biliyoruz. Barış olmadığında kadınlar açlıkla sefalet ve şiddetle daha çok baş başa kalıyor” diye belirtti.

‘Kadınlar barışın sesisini ve soluğunu yükseltiyor’

HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş, umut hakkının uygulanması çağrısında bulunarak, “Kadınlar barışın en büyük öncü gücüdür. Kadınlar barışın sesini ve soluğunu yükseltiyor ama yetmez bunu daha da büyütmeliyiz. Kadınlar olmadan hiçbir barış olamaz. Barış hukuksuz olmaz, Kürt meselesi hukuk olmadan çözülemez, meclis komisyonunda görev alan arkadaşınız olarak bunu her vesileyle ifade ediyorum. Silahlar sustu, bir yıldır insanlar toprağa düşmedi bu barış ortamını güven temelinde geliştirmeliyiz. Bizler yürürsek barışı geliştirebiliriz” dedi.

SKM’li Leyla Can, kadınların barıştan yana olduğunu ifade ederek, Ve biz kadınlar bu savaşların yalnız yükünü taşan değil aynı zamanda kendi özgürlük hattını kuran taraflarıyız.” diye konuştu.

Devamında konuşan DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, “Tarihi bir sürecin içerisindeyiz. Tarihi adımların atıldığı bir sürecin içindeyiz. 50 yıllık kirli savaşın sonuna geldik. Biz kadınlar barışı kalıcı hale getirmek için buradayız.  Bizim kimliğimiz anayasal bir hak olmalıdır. Ancak böyle şiddet ortadan kalkmış olur. Bir süreç var ve bu süreçte bir komisyon kuruldu. Komisyon herkesi bir tek dinledi ama  Sayın Öcalan’ı dinlemedi.  Kalıcı bir barışın olması için Kürt sorununun demokratik çözümünü hayata geçirmek için Sayın Öcalan‘ın dinlenilmesi gerekiyor. Sayın Öcalan’ın umut hakkının devreye girmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

İstanbul Barış Annesi İnisiyatifinden  Feleknaz Karabaş, “Biz anneler özgürlük istiyoruz. Başarı bizimdir bizim olacak. El ele verip barışı toplumsallaştırmalıyız” dedi.

‘Taybet anaya sözümüz var’

Kadın Zamanı Derneği Başkanı Dilek Başalan, “Barışı inşa etmek için çok önemli nedenlerimiz var. Taybet anaya sözümüz var, Gülistan Doku’ya, Amini Mahsa’ya, kadın tutsaklara  sözümüz var. Bedenlerimiz savaş meydanı değildir. Barışı inşa edecek ve başka bir dünyayı mümkün kılacağız. Jin Jiyan Azadî felsefesini ev ev anlatarak yaşamsallaştıracağız” dedi. (MA)