Ayşe Tokyaz’ı öldürmekten hakkında dava açılan eski polis Cemil Koç’a hukuka aykırı yollarla bilgi aktardıkları tespit edilen Malatya Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde görevli polis memurları Necdet Ç. ile Zülfü B.’nin yargılanmasına Küçükçekmece 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam edildi.
Duruşmaya katledilen Ayşe Tokyaz’ın ikiz kardeşi Esra Tokyaz, anne Halime Tokyaz, CHP İstanbul Kadın Kolları Başkanı Hatice Dursun Selli, avukatlar ve polis olan çocukluk arkadaşının silahından çıkan kurşunla vurulan Kadir Özkök’ün annesi Ayşe Özkök de Tokyaz ailesine destek olmak için duruşmaya katıldı.
Savcı görevsizlik kararı verilmesi yönünde görüş bildirdi
Duruşmada mütalaasını açıklayan savcı, dosyada görevsizlik kararı verilmesi yönünde görüş bildirdi. Savcı ayrıca dosyanın Ağır Ceza Mahkemesindeki cinayet dosyasıyla birleştirilmesini ve sanık iki polisin ‘kasten öldürmeye yardım’ suçundan yargılanmalarını istedi. Hakim de tutuklu polisin tutukluluk halinin devamına, tutuksuz sanığın ise adli kontrol tedbirlerinin sürdürülmesine ve dosyanın Cemil Koç’un yargılandığı ana dosyayla birleştirilmesine karar verildi.
Duruşma bitiminde Küçükçekmece Adliyesi önünde konuşan ikizi Esra Tokyaz, “Ayşe benim, ben Ayşeyim. Aynaya her baktığımda onu görüyorum. Bütün evdeki aynaları kapattım. Kendime bakamıyorum, aynalara bakamıyorum. Geceleri uyuyamıyorum. Bunun sorumlusu kim? İçerdekiler mi, dışardakiler mi; savcılar mı, hakimler mi? Yoksa geç kalan adalet mi?” diye isyan etti. Tokyaz, Cemil Koç’un Diyarbakır’da ölü bulunan eski kız arkadaşı Ece Gül’ün ölümünü de anımsattı ve “Ece Gül de adalet tecelli etseydi, Cemil tutuklansaydı her şey bütün deliller ortaya konsaydı o zaman Ayşe bugün hayatta olacaktı, bizim yanımızda olacaktı.” dedi.
Esra Tokyaz’a, Küçükçekmece Adliyesi önünde gazetecilerin sorduğu sorular ve o sorulara verdiği yanıtlar şöyle:
Ayşe Tokyaz dosyasında iki polise görevsizlik kararı: Esra Tokyaz ‘adalet’ istedi
“Ayşe benim, ben Ayşe’yim. Kendime bakamıyorum, aynalara bakamıyorum. Bunun sorumlusu kim? Savcılar mı, hakimler mi? Yoksa geç kalan adalet mi?”https://t.co/U64VFkMinp pic.twitter.com/9BffxmFQvE
— İlke TV (@ilketvcomtr) November 19, 2025
‘Bu acılı halimle bile beni suçladılar’
“Görmezden gelindim, sonra da yok sayıldım, verdiğim ifadeler değil de ben kendim sorgulandım. İçeride olduğu gibi yani bu acılı halimle bile beni suçladılar. İşte sen neden içeriye gittin de Ayşe’nin ayakkabıları aşağıya indin diye. Sanki olayı ben yapmışım gibi saptırmaya çalıştılar. Ama zaten yukarıya çıktığımda orada da ses kaydı vardı Ayşe’nin ayakkabılarını neden aldığımı falan hepsi ses kaydında geçiyordu. Biz bunu da sunduğumuzu da söyledik. Dosyalar birleşti bu bizim yararımıza olan bir şey. İki dosya (birleşiyor) Cemil’le birlikte yargılanacak.
‘Hiçbir ceza yeterli olmayacak’
-Cemil Koç için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Ne bekliyorsunuz ceza olarak?
“-Yani hangi ceza olursa olsun bizim için en azı olur. Çünkü en fazlasını istiyoruz biz Cemil için. Hiçbir ceza yeterli olmayacak ama ağırlaştırılmış müebbetle de yargılanması da bizim en azından içimizi biraz rahatlattı, bize biraz umut verdi. Onun dışında aynı şekilde (Diyarbakır’da intihar ettiği öne sürelen Cemil Koç’un eski sevgilisi) Ece Gül olayı, Ece Gül de adalet tecelli etseydi, Cemil tutuklansaydı her şey bütün deliller ortaya konsaydı o zaman Ayşe bugün hayatta olacaktı, bizim yanımızda olacaktı. Ben burada sizin herkesin karşısında adalet diye haykırmayacaktım. Ben de diğer arkadaşlarım gibi okuluma gidecektim. Yanımda kardeşim olacaktı öyle biz hayatımıza devam edecektik. Ama işte oradaki gerekli, Diyarbakır’daki hakimler, savcılar kim varsa onlar da sorgulanmalılar. Bugün Ayşe hayatta değilse birçok kişinin sebebi var.”
‘Beni sorgulayacaklarına vicdanlarını sorgulasınlar’
-Sanık avukatınıza içeride bir tepkiniz oldu. Ben mi öldürdüm kardeşimi? Ben mi buna yardımcı oldum diye. Bununla ilgili tepki vermenizin sebebi hangi beyanıydı?
“-Ayşe’nin ayakkabıları ile neden dışarıya çıkmam? Neden saatleri çelişkili söylemem? Kusura bakmasınlar ben bu kadar delil toplarken saatleri de birleştirip onlara tam detaylı veremediğim için kendileri bulamadığı için ben özür dilerim o zaman onlardan. Beni bu yönden suçladılar. Sanki ben kardeşime zarar verebileceğime ben kendim istemişim gibi. Ama ben orada söylediğim gibi önce beni sorgulayacaklarına kendilerini sorgulasın, vicdanlarını sorgulasınlar, yaptıkları işi sorgulasınlar. Daha önce Ece Gül’deki hakimler, savcılar yaptığı işi sorgulasınlar. Tecrübesizliklerini sorgulasınlar, iş bilmezliklerini sorgulasınlar. Ondan sonra gelsinler desinler ki bu tek başına bir şeyleri yapmaya çalışmış. Bu kadar şey toplamış bizim işimize yarayacak şeyler. Bu kızın sayesinde bütün bunlar göz önünde bulundurmuş diyeceklerine geldiler bir de üstüne benim vicdanımla oynadılar. Benim en yaralanacağım kendimi sorguladığım yerlerden sorguladılar. Ben elimden geleni yaptım Ayşe için hala yapmaya devam ediyorum yapmaya da devam edeceğim. Ayşe rahat uyusun diye sadece.”
‘Ayşe benim, ben Ayşe’yim’
-Anneniz şu an burada belki burada değil bilmiyorum. Aileniz ne hissediyor? Ailenizin isteği nedir?
“-Ailem çok üzgünler, herkes yani hala ilk günkü gibi çünkü biz bir dosya açılmadan diğer bir dosya açılıyor. Biz mahkemedeyken farklı bir dosya açıldığı söyleniyor. Mesela tam diyoruz bir şeyleri hayat devam ediyormuş. Başka bir şey çıkıyor sonra bizim için hayat tekrar duruyor. Aynı şeyleri tekrar hissediyoruz. Ayşe benim, ben Ayşe’yim biz aynı bedeni taşıyoruz. Ayna her baktığımda onu görüyorum zaten. Bütün evdeki aynaları kapattım her şeyi kapalı. Kendime bakamıyorum aynalara bakamıyorum geceleri uyuyamıyorum. Bunun sorumlusu hangisi? Kim? İçeridekiler mi, dışarıdakiler mi? Savcılar mı? Hakimler mi? Yoksa geçici falan adalet mi? Hangisi bilmiyorum.”
Avukat Şafak Tapınç: Mahkeme dosyayla ilgili görevsizlik kararı verdi
Avukat Şafak Tapınç da davaların birleştirilmesinin olumlu olduğunu belirtti ve duruşmaya ilişkin şu bilgileri verdi:
“Bugün müvekkil Esra Tokyaz’ın ifadesinin sızdırılmasına ilişkin Küçükçekmece 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde ikinci celse görüldü. Bu celsede mahkeme sanıkların kasten öldürmeye yardım etme eylemiyle fiili irtibatlı olabileceklerine dair bir değerlendirme yaparak dosyada görevsizlik kararı verdi. Dosya ağır ceza mahkemesine gönderilecek. Daha sonra 29 Aralık’a sanık Cemil Koç’un da aralarında bulunduğu dosyayla ilgili bir duruşma görülecek. Bu duruşmada bugünkü sanıkların orada tekrardan yargılanması söz konusu olabilecektir. Bugün aynı şekilde tutuklu bulunan sanığın tutukluluk halinin devamına adli kontrol uygulanan sanığın ise adli kontrol hükümlerinin uygulanmasında aynen devamına karar verildi. Şu an söz Küçükçekmece 2 Ağır Ceza Mahkemesi’nde.”
Selli: Failin 2023 yılından kalma başka bir dosyasının daha olduğunu öğrendik
CHP İstanbul Kadın Kolları Başkanı Hatice Dursun Selli de “Ne yazık ki defalarca yaşadık ve gördük; sorumluların hangi kademede olursa olsun bu sorumluluklarından dolayı cezalandırılmasının bir biçimiyle gerçekleşmemesi sonucu bugün Ayşe Tokyaz aramızda değil. Bunu neden söylüyoruz? Failin 2023 yılından kalma bir dosyası Diyarbakır’da Ayşe’nin cinayeti sevgili Esra’nın çabaları, çığlıkları sonucunda kamuoyunun da baskısıyla ortaya çıktıktan sonra iddianamesi kabul edilerek yargılamanın yine kasım ayında 27 Kasım’da gerçekleşecek başka bir dosyası olduğunu öğrendik.” dedi. Selli şöyle devam etti:
“Bu cezasızlık eğer daha önce son bulmuş olsaydı Ayşe bugün aramızda olabilirdi. Soruşturma aşamasında, kovuşturma aşamasında gerekenlerin yapıldığını kadınlar bilmek istiyor; yaşam hakkının korunduğunu, hiç kimsenin canına kastetmeye cüret edilmeyecek bir iklimin yaratıldığını kadınlar bilmek istiyor. Pek çok kadın cinayeti davasını takip ediyoruz; karşımıza çıkan tablo ne yazık ki büyük bir sorumsuzluğun, büyük bir cezasızlığın her geçen gün kadınları hedef aldığını, çocukları hedef aldığını ortaya koyuyor. Biz bu dayanışma hattında Esra’nın sesi ve nefesi olmaya, Esra’nın sesini çoğaltmaya ve tüm kadınlarla birlikte yaşam hakkını korumak için, 6284 etkin uygulansın demek için, sorumlular, katiller en üst düzeyde cezalandırılsın demek için dayanışma içinde olmaya devam edeceğiz. Tüm kadınların bu dayanışma hattında olması çok kıymetlidir. Başka Ayşeler olmasın, başka Sedefler olmasın, başka ailelerin ciğerine ateş düşmesin istiyoruz. Ve bunun için gerekli her alanda, her durumda dayanışma içinde olmaya, süreçlerin takipçisi olmaya, adalet sağlanana kadar ailelerle yan yana durmaya devam edeceğiz”
Ne omuştu?
İstanbul Mithatpaşa Mahallesi’nde 13 Temmuz’da yol kenarında bir valizde 22 yaşındaki üniversite öğrencisi Ayşe Tokyaz’ın cesedi bulunmuştu.
Ayşe Tokyaz’ın en son ihraç polis memuru Cemil Koç’un Küçükçekmece Atakent Mahallesi’ndeki evine gittiği, bu evde öldürülüp valize konulduğu, daha sonra Eyüpsultan’da yol kenarına atıldığı tespit edilmişti.
Cemil Koç’un “görevi yaptırmamak için direnme”, “tehdit”, “hakaret”, “kasten yaralama” gibi suçlar nedeniyle polislik mesleğinden ihraç edildiği belirlenmişti.
Güvenlik kamerası kayıtlarının incelenmesinin ardından Koç’un da aralarında bulunduğu 7 şüpheli tutuklanmıştı.
Olayla bağlantısı olduğu belirlenen ve 20 suç kaydı bulunan 55 yaşındaki Oğuz Kal’ın “kasten öldürmeye iştirak” suçundan, polis memuru İ.U.U’nun da “kasten öldürmeye yardım etme” suçundan tutuklanması kararlaştırılmıştı.
Soruşturmada, ifadelerin şüpheliye sızdırıldığı iddiasıyla da dört polis memuru tutuklanmıştı.
Savcılıkta ifade veren Ayşe Tokyaz’un kardeşi Esra Tokyaz, eski polis memuru Cemil Koç’un kendisini arayarak hakkında verdiği ifadeden haberdar olduğunu söylemişti.
Emniyet, bilgiyi paylaşanların tespitine yönelik çalışma başlatılmıştı.
Yapılan incelemede, Malatya Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde görevli polis memurları Necdet Ç. ile Zülfü B.’nin sisteme girerek Cemil Koç’un bilgilerini sorguladıkları belirlenmişti.
Ayşe Tokyaz cinayeti davasında ilk duruşma tarihi belli oldu




