İnsan Hakları Derneği (İHD) ve kayıp yakınları Diyarbakır, Batman ve Hakkari’de düzenledikleri açıklamalarda kayıpların bulunup faillerin yargılanmasını talep etti.
Diyarbakır
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” talebiyle yaptığı basın açıklamalarının 876’ncı haftasında Bağlar’daki Koşuyolu Parkı’ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi.
Kayıpların fotoğraflarının taşındığı açıklamada 90’lardan bugüne faili meçhul cinayetlerde öldürülen kadınların akıbeti soruldu.
Açıklamada 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında; Makbule Ökden, Bedriye Gümüş, Ayten Öztürk, Rıdda Yavuz, Sedika Dal, Hamide Şarlı, Hatun Işık, Yeter Işık, Elif Işık, Gülizar Serin, Dilek Serin, Lütfiye Kaçar, Gülnaz Tatu, Kadriye Tatu, Ayşenur Şimşek, Hatice Şimşek, Şükran Daş, Hatice Atalay, Fahriye Mordeniz, Zozan Eren, Neslihan Uslu, Konca Kuriş, Taybet İnan (Taybet Ana), Gülistan Doku, Nagihan Akarsel, Gülistan Tara ve Cihan Bilgin’in failleri soruldu.

Batman
Batman’daki İHD ve kayıp yakınları açıklaması, 712’nci haftasında da Gülistan Caddesi’nde bulunan İnsan Hakları Anıtı önünde sürdü. Bu hafta, 20 Kasım 2002’de Muş’un Varto ilçesine bağlı Karapınar köyünde kaybedilen Sıddık Kaya’nın failleri soruldu.
Kaya’nın kaybedilme hikayesini İHD Şube Yöneticisi Metin Nas şöyle dile getirdi: “Kayıp Sıddık Kaya’nın babası Tekdemir Kaya’nın anlatım ve beyanlara göre; Astsubay Celal Şan ve Sıddık Kaya arasında sık sık yüz yüze ve telefonla görüşmeler gerçekleştirildiği tespit edilmiş. Astsubay Celal Şan beyanlarında, Karapınar köyüne gidiş gelişlerde güvenlik birimlerine yardımcı olmak üzere bu şahısla irtibat kurduğunu ve bu amaçla kendisiyle zaman zaman görüştüğünü beyan etmiştir. Varto’da ikamet eden Kaya’nın kız kardeşi Herdem Şengül; ‘Ağabeyim 19 Kasım 2002 tarihinde bize geldi.
Yeşil kart için geldiğini sağlık sorunları nedeniyle Erzurum’a gideceğini belirtti. O akşam bizde kalmadı bir gün sonra iftar saatinde bize geldi. İftarını yaptı, bana bir zarf içinde miktarını bilmediğim parasını teslim etti. Saat 17.00 sıralarında cep telefonu ile arandı Türkçe konuştu ‘tamam geliyorum’ dedi. Ben merak ettim ve ısrarla nereye gittiğini sordum söylemek istemedi. Ancak ısrar edince ‘Celal astsubaydı, beraber köprüye kadar gidip geleceğim korkma ben tuzağa düşmem. Kimseye de bir şey söyleme’ dedi. Gecikince merak ettim, birkaç kez cep telefonunu aradım ancak ulaşılamıyordu. Bunun üzerine sabah saat 05.00’te aileme haber verdim‘ dedi.
Sıddık Kaya’nın cenazesi 24 Nisan 2003 tarihinde, Murat nehrinin kıyısında bulunur. Bulunduğunda ağzı bantlı, elleri bağlı haldedir. Muş Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Sıddık Kaya’nın cenazesini İHD yöneticileri de görür. Cenaze çürümeye yüz tutmuştur. Sıddık Kaya’nın ailesi, Sıddık Kaya daha önce kangren olduğu için, kesilen ayak parmağından cenazeyi teşhis eder.”

Hakkari
İHD Hakkari Şubesi ve kayıp yakınları, eylemlerinin 202’nci haftasında Hakkari’nin Yüksekova ilçesindeki Sanat Sokağı’nda bir araya geldi.
“Kayıplar bulunsun failler yargılansın” pankartının açıldığı açıklamada kaybedilenlerin fotoğrafları taşındı.
Kayıp yakınları bu hafta 23 Kasım 2006’da kaybedilen İslam Terkoğlu’nun faillerini sordu.
Açıklamayı okuyan İHD yönetici Eren Baskın, “İslam Terkoğlu yanındaki arkadaşı Reşit Soydan ile gün boyu topladıkları odunları Isuzu marka bir kamyonete doldurdular. Gece 23.00 sularında köyden Yüksekova merkeze doğru yola çıktılar. Yol güzergahı üzerinde aracın önü askerlerce kesildi, herhangi bir uyarı yapılmaksızın araca ateş edildi ve İslam Terkoğlu olay yerinde ağır bir biçimde yaralandı. Reşit Soydan ise şans eseri yara almadan kurtuldu. Vurulan Terkoğlu’nun sivil olduğunu anlayan kolluk kuvveti her ne kadar yaralı haldeki Terkoğlunu hastaneye sevkini sağlamaya çalışılmış olsa da İslam Terkoğlu yolda hayatını kaybetti” dedi.
Aynı saatlerde Hakkari Valiliği’nin iki “teröristin” etkisiz hale getirildiği ile ilgili açıklamada bulunduğunu hatırlatan Baskın, “Lakin Reşit Soydan götürüldüğü jandarma taburundan Adliyeye sevk edilmeksizin serbest bırakıldı. Dönemin Hakkari Milletvekili Meclis’te Terkoğlu’nun katledilmesi olayı ile ilgili soru önergesi verdi. Soru önergesine İçişleri Bakanlığı tarafından verilen cevapta ise ilgili olayın detayları ile araştırıldığı, vurulanın bir köylü olduğunun kabul edildiği açıklamasına yer verildi. Terkoğlu ailesinin hukuki açıdan Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığı makamına suç duyurusunda bulundu. Kovuşturma safhası 8 ay sürdü. Nihayetinde İslam Terkoğlu’nun yanındaki arkadaşı Reşit Soydan dinlenilmeksizin kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildi. Aile bu karara itiraz etse de sonuç değişmedi. Failler korundu, olay karanlıkta bırakıldı” bilgisini paylaştı.
Baskın son olarak, “Olay yerine giden askeri birlikteki tüm askerlerin ismi ve rütbesi belli olmasına rağmen kişiler hakkında bir kovuşturma yürütülmedi. Vücudundan çıkan tek bir kurşun dahi balistik incelemesi için gönderilmedi. Böylelikle ailesinin geçimini sağlamak ve kış için yakacak odun temin etmeye çalışırken katledilen İslam Terkoğlu’nun akıbeti faili meçhul bırakıldı” dedi.




