Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Kadın Meclisi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada Suriye’de yaşanan Alevi katliamına dikkat çekti.
Suriye’de yapılan katliamın derhal durdurulması için çağrı yapan ABF Kadın Meclisi, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Kadına yönelik şiddet, bu topraklarda her gün yeniden üretilen bir devlet politikasına dönüşmüştür. Erkek egemen düzenin korunduğu, şiddetin cezasızlıkla ödüllendirildiği, eşitsizliğin yasalarla meşrulaştırıldığı bir ülkede, kadınların yaşam hakkı sürekli olarak hedef alınmaktadır.
Alevi inancında kadın; yolun, vicdanın ve rızalığın taşıyıcısıdır.
“Eline, beline, diline sahip ol” ilkesi, insanın insana kıymamasını buyurur.
Oysa bugün kadınların yaşamına yönelen her saldırı, devletin kadın hayatını hiçe sayan politikalarıyla daha da pervasızlaşmaktadır. Kadına el kaldıran zalimin cesareti, cezasızlıkla büyütülen karanlıktan beslenmektedir.
Suriye’de yıllardır süren çatışmaların ortasında en ağır bedeli Alevi kadınlar da ödemiş, katil HTŞ çeteleri tarafından her türlü insanlık dışı saldırıya maruz bırakılmışlardır.
Başta Türkiye olmak üzere, dünya devletlerinin “demokrasi kahramanı” olarak lanse ettiği Colani ve çetesi, gerçekte insanlık ve kadın düşmanı bir yapıdır.
Alevi, Dürzi ve Hristiyan kadınlara yönelik saldırıları bunun en net göstergesidir.
Dünya devletlerinin bu vahşete seyirci kalması, bu karanlığın ortağı olduklarını göstermektedir.
Katil Colani ve HTŞ çetelerinin bu saldırıları derhal durdurulmalıdır !
Diğer yandan ülkemizde de, bir kararname ile İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması, kadınların yaşam hakkının siyasal pazarlıkların
malzemesi haline getirildiğinin en açık göstergesidir.
Nefret mitingleriyle LGBTİ+’ların hedef haline getirilmesi, devletin şiddeti örgütleyen bir zemin yarattığını gözler önüne sermektedir.
Koruma kararlarının uygulanmaması, fail lehine işleyen yargı pratikleri ve kadını aile içine hapseden politikalar, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini devlet eliyle kurumsallaştırmaktadır.
25 Kasım, kadınların şiddete itirazının bir kez daha yankılandığı gündür.
Bu itiraz, ülkede şiddetin, nefretin ve eşitsizliğin büyümesinden kaynaklanmaktadır.
Görevini yapmayan, kadını korumayan ve yaşam hakkını güvence altına almayan devlet, kadınların maruz kaldığı her şiddetin ortağıdır.
Kadınlar özgürleşmedikçe bu toplumun hiçbir parçası özgürleşmeyecektir.
Alevi Bektaşi Federasyonu Kadın Meclisi olarak, bu karanlığın karşısında, yolun ve adaletin dilini büyütmeyi bir görev biliriz.
Dünyanın neresinde olursa olsun kadınların yaşam hakkı, özgürlüğü ve eşitliği, iktidarların keyfi kararlarıyla değil; hukukun üstünlüğü ve evrensel insan haklarıyla korunmalıdır.
Nefesi çalınan her kadın için mücadele edecek ve bu kör karanlığı yok edecek nice deliller uyandıracağız !”




