• Ana Sayfa
  • Gündem
  • Suriye’deki Alevi katliamına tepki | Meclis önünde protesto, Dersim ve Berlin’de açıklama

Suriye’deki Alevi katliamına tepki | Meclis önünde protesto, Dersim ve Berlin’de açıklama

Yurt içi ve yurt dışında Alevi örgütleri, Lazkiye, Humus, Hama ve Tartus başta olmak üzere Suriye’nin çeşitli bölgelerinde Alevilere yönelik saldırılar protesto edildi. Meclis önünde yapılan açıklamada, “Aleviler üzerindeki soykırım bir an önce durdurulmalıdır” çağrısı yapıldı. 

Suriye’deki Alevi katliamına tepki | Meclis önünde protesto, Dersim ve Berlin’de açıklama
Suriye’deki Alevi katliamına tepki | Meclis önünde protesto, Dersim ve Berlin’de açıklama
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 2 Aralık 2025 14:55

Suriye geçiş hükümetine bağlı güçlerin Alevilere yönelik katliamlarına tepkiler sürüyor. Enson Lazkiye, Humus, Hama ve Tartus başta olmak üzere Suriye’nin çeşitli bölgelerinde Alevilere yönelik artan saldırılara ilişkin açıklamalar yapıldı.

Meclis önünde protesto 

Suriye’de Alevi bölgelerine yönelik saldırılar ve son günlerde artan katliam haberleri, Ankara’da protesto edildi.

Birçok ilden Ankara’ya gelen Alevi kurumlarının, Meclis Çankaya kapısı önünde yapmak istediği açıklamaya polis izin vermedi. Bunu üzerine açıklama Olgunlar Sokak’ta yapıldı. Açıklamaya, CHP ve DEM Partili bazı milletvekilleri de destek verdi. “Yaşasın halkların kardeşliği”, “Alevi halkı yalnız değildir”, “Katil Colani yargılansın”, “Susma haykır, soykırıma hayır” sloganları atıldı.

Kurumlar adına açıklama yapan Sabahat Aslan, Suriye’de devam eden soykırıma tepki göstermek için bir araya geldiklerini belirterek, “AKP hükümeti derhal bu soykırıma son vermek için harekete geçmelidir” dedi.

Gazeteci Musa Özuğurlu da burada yaptığı açıklamada, şunları söyledi:

“Suriye’de yaklaşık bir yıldan fazla bir süredir bir katliam yaşanıyor. Bu katliam belli bir kesime yönelik ve sistematik bir katliam. Bir katliamın sistematik olup olmadığı, soykırım olarak tanımlanabilip, tanımlanamayacağı tartışma konusu olmakla birlikte, ortada çıplak bir gerçek var. Uzun zamandır Alevilere yönelik olarak Suriye’de Alevilerin bütün yaşam haklarının yok edilmesine yönelik bir baskı söz konusu. Bu çeşitli vesilelerle yapılıyor.

Doğrudan katledilen Alevi insanlar var, kaçırılan ve daha sonra yok edilen Aleviler var, kaçırılan ve köleleştirilen Alevi kadınlar var. Diğer taraftan Alevilerin Suriye’nin herhangi bir yerindeki çalıştıkları devlet kurumundan uzaklaştırılmaları var. Emeklilerin kendi maaşlarını alamamaları var. Alevilerin ekonomik olarak da boğulması gibi bir baskı söz konusu. Bütün bu yapılanlar arasında Aleviler artık açlıkla mücadele ediyorlar. Aleviler artık bir yaşam mücadelesi, varlık yokluk savaşı veriyorlar.

Bütün bu yaşananlar ben bir gazeteciyim maalesef Türkiye’de basın tarafından yeterli işlenmiyor. Dünya basını tarafından da aynı şekilde yeterli işlenmiyor. Biz Suriye’de devam eden süreç içerisinde, Türkiye’de basın içinde ama cehaletten ama kasıtlı olarak Suriye’yle ilgili çok yalanlar gördük. Bugün de aynı niyetle bir sessizlik hakim. Bu sessizliğin kırılması gerekiyor çünkü yanı başımızda bir katliam var.”

 

Gazeteci Güven Boğa da, “Lokmamızı bölüşerek büyüdük. Bizi hep sınadılar, yok etmek istediler. İnancımız gereği ötekiydik. Ve şimdi Suriye’de o kadim acının kapısı çalınıyor. Yok edilmek isteniyoruz. Biz barışçıl bir halkız. Yüzlerce yıldır kılıcınız üzerimizden eksik olmadı. Ama bizler her seferinde zeytin dallarımızı toprağa dikerek, barışın türkülerini söyledik. Biz Arap Alevileri olarak inancımızla yaşamak istiyoruz. Katliamlarınızla yok olmayacağız, direneceğiz” ifadelerini kullandı.

AHAD-Der Başkanı Hamit Karaoğullarından ise kurumlar adına ortak basın açıklamasını okudu.

Hamit Karaoğullarından, Meclis önünden seslendiklerini vurgulayarak, “Alevilere yönelik sistematik şiddet gizlenemez” dedi.

Hamit Karaoğullarından, devamında şunları söyledi:

“Suriye’de Alevilere yönelik sistematik bir soykırıma dönüşmüştür. Yüzyıllardır farklı inançların bir arada yaşadığı Suriye’de Alevilere yönelik katliamlar uluslararası toplum için alarm niteliği taşımaktadır. Sessizlik kabul edilemez. Dünya kamuoyunun, devletlerin ve uluslararası kuruluşların Suriye’de yaşananlara kayıtsız kalmaması, sürece müdahale etmesi ve adımlar atması hayati bir zorunluluktur.

Kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet artıyor. Bu saldırılar bölgeyi kontrol eden Suriye rejimi ve ona bağlı gruplar tarafından gerçekleştirilmektedir. Kadınların bedenlerinin savaş aracı haline getirilmesi, çocukların korunaksız bırakılması, direnenlerin katledilmesi uluslararası hukukun en temel ilkelerinin ihlalidir. Mağdurlar korunmalı, failler yargılanmalıdır.

Halklar tüm bunlara karşı direnmektedir. Bz biliyoruz ki gerçek güç halkların kendi yaşamına sahip çıkmasıdır. Emperyalist planların, mezhepçi örgütlenmelerin karşısında halkların birleşik direnişi en güçlü engeldir. Özgürlüğün ise dış güçlerin lütfuyla değil, halkların kendi elleriyle kurduğu gelecekle mümkün olduğu açıktır. Bugün görev nettir. Halkların ortak direnişini büyütmek, her türlü gerici kuşatmayı boşa çıkartmak ve coğrafyayı eşitliğe, dayanışmaya yeniden kavuşturmaktır.

Tüm tehdit edilen hakların yanındayız. Dürzilerin, Hristiyanların, seküler Müslümanların, Kürtlerin yanındayız. Taleplerimiz nettir. Aleviler üzerindeki soykırım bir an önce durdurulmalıdır. Yayladağ’da insani yardım koridoru oluşturulmalıdır. Bu konuda Meclis’e görev ve sorumluluk düşmektedir. Bölgeye yönelik insani yardım akışının güçlendirilmesi için uluslararası kuruluşların sahaya gidişi hızlandırılmalıdır. Suriye’nin geleceğine ilişkin siyasi süreçlerde tüm halkların ve inançların temsil edilmesi ve karar mekanizmalarında söz hakkı güvence altına alınmalıdır.”

Mullaoğlu: Her türlü soykırıma, her türlü haksızlığa karşı gelmek zorundayız

CHP Hatay Milletvekili Servet Mullaoğlu da yaptığı konuşmada, Alevilere yönelik yapılan saldırılara “siyasetiniz batsın” diyerek tepki gösterdi:

“Bizler sadece Alevilerin katliamı için değil, masum insanların katliamı için sürekli ses çıkaranlarız, biz insanlığın vicdanıyız. Biz geçmişte de bugün de yarın da her türlü soykırıma, her türlü haksızlığa karşı gelmek zorundayız. Çünkü biz insanız. Biz insani değerlere sahip çıkıyoruz. Ve bütün insanlığın suskun kalmasını anlamakta zorlanıyoruz. Sadece Alevi olduğu için, sadece Ezidi olduğu için, sadece Kürt olduğu için, sadece Hristiyan, Yahudi olduğu için bir insanı öldürmek bütün insanlığı öldürmekle eşdeğerdir.

Siyasetiniz batsın. Orta Doğu’da kirli oyunlarınızı reddediyoruz. Ne yaparsanız yapın ama masum insanların kanı üzerinden ne siyaset olur, ne insanlık olur, ne doğru olur. Şu andaki hükümet geçmişi tamamen insan katletmekten zevk alan, yabancı güçlerin kuklası olan hükümet sadece insan katletmektedir. Alevi olduğu için insanları katletmek hangi doğruyla, hangi siyasi ideolojiyle açıklanabilir?”

Celal Fırat: Katliamları görmezlikten gelenler tarihin önünde hesap vereceklerdir

DEM Parti İstanbul Milletvekili Celal Fırat, iktidarın bu konuyla ilgili sessiz kaldığını ifade ederek, şu eleştirilerde bulundu:

“Biz Alevilerin tarih belleğinde hep şu uyara vardır; ötekileştirilmiş, katliamlarla karşı karşıya kalmış bir halkız. Dersim’de, Maraş’ta, Sivas’ta, Çorum’da, bugün Suriye’de yaşananlar bir tesadüf değildir. Alevi toplumuna karşı bu yapılan katliamları görmezlikten gelenler bu tarihin önünde elbette ki bir hesap vereceklerdir. İktidar bu konuyla ilgili artık sessiz kalmamalı. Her Orta Doğu’da bir olay olduğu ile ilgili söz kuran iktidarın yetkilileri, on binlerce insanın katliamına karşı tek bir söz çıkartmıyorlar. Bu mu kardeşlik? Biz kardeşsek hep beraber bölüşeceğiz. Acıyı da sevinci de mutluluğu da beraber yaşamak mükellefindeyiz.”

Dersim’de açıklama: Alevi kimliği bilinçli bir şekilde hedef haline getiriliyor

Dersim Emek ve Demokrasi Platformu önce yürüyüş ardından da Sanat Sokağı’nda açıklama yaptı.  DEM Parti Dersim İl Eş Başkanı Özcan Ateş yaptığı açıklamada şunları belirtti:

‘Alevi kurumlarının Türkiye’nin birçok kentinde yaptıkları açıklamalarda TBMM’ye yönelik talepler de özel bir önem taşımaktadır. Bu talepler, devletin sorumluluklarını yerine getirmesi için atılması gereken acil adımları işaret etmektedir: Meclisin gecikmeksizin bağımsız bir inceleme heyeti oluşturarak bölgedeki durumu yerinde değerlendirmesi, uluslararası soruşturma mekanizmalarını harekete geçirecek girişimlerde bulunması ve Alevi halkının güvenliğini sağlayacak insani koridorların açılması için diplomatik ve siyasi süreci derhal işletmesi gerekmektedir. Bu çağrının karşılık bulması hem hukuki hem insani bir zorunluluktur.”

Berlin’de protesto 

Suriye Alevilerine yönelik katliamların giderek artmasına karşı Avrupa ve Berlin Arap Aleviler Federasyonu-Birliği, AABF, BAT-Cemevi, Demokratik Alevi Federasyonu ile bir çok siyasi parti demokratik kitle örgütü tarafından protesto düzenlendi.

Almanya Dışişleri Bakanlığı önünde gerçekleşen protesto eylemine çeşitli demokratik kitle örgütü ve siyasi parti temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.

Berlin Cemevi adına söz alan Kadir Şahin, Colani rejiminin Suriye Alevilerine yönelik uzun süredir sistematik şekilde katliamlar gerçekleştirdiğini ve son yaşananların bu siyasetin devamı olduğuna dikkat çekerek batılı devletleri eleştirdi. Şahin, “Uluslararası kuruluşlar ve toplum sessiz kalmamalı. Katliam bölgelerinde bağımsız uluslararası denetimli soruşturma mekanizmalarının oluşturulup bu katliamların faillerin tespit edilip yargılanması ve insanlık suçlarını işleyen Colani rejimine her türlü ambargosu uygulanması gerekiyor. Bu insanlık suçunu işleyen rejimin batılı devletler tarafından siyasi askeri sosyo ekonomik ilişkiler kurularak tanınması ve normalleşme asla kabul edilemez” dedi.

Şahin’in ardından, söz alan Avrupa Arap Alevileri Federasyonu Başkanı Serhan Namlı ve diğer kurum temsilcilerinin konuşmalarıyla eylem devam etti.

Konuşmacılar Arap Alevilerine yönelik açık şekilde bir soykırım göç ettirme ve asimilasyon süreci yaşandığını, batılı devletlerin Colani rejimi ile normalleşme uzlaşma siyasetiyle bu yaşananlara arkasını döndüğüne dikkat çekerek uluslar arası kuruluş ve toplumlara ortak mücadele çağrısı yaptı. Yapılan konuşmaların ardından eylem sona erdi. (Pirha)