Diyarbakır, Şanlıurfa, Siirt, Batman, Şırnak ve Birecik Fıstık Üreticileri Birliği Başkan ve Yöneticileri Diyarbakır’da bir araya gelerek fıstık üretiminin sorunlarına ve çözüm önerilerine ilişkin ortak basın açıklaması yaptı.
Bölge birlikleri adına açıklamayı yapan Diyarbakır Fıstık Üreticileri Birliği Başkanı Celalettin Birtane, dünyada fıstık üretiminin yüzde 95’inin ABD, İran ve Türkiye tarafından gerçekleştirildiğini, Türkiye’deki üretimin yüzde 95’inin ise Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yapıldığını vurgulayarak şunları söyledi:
“Bölge fıstık üreticileri birliklerinin başkan ve yöneticileri olarak bugün Diyarbakır Fıstık Üreticileri Birliği’nin ev sahipliğinde toplanmış bulunmaktayız. Bölgemizdeki Fıstık Üreticileri Birliklerinin başkan ve yöneticileri olarak bölgemizde Antep ve Siirt Fıstık çeşidinin geliştirilmesi için oldukça yoğun çaba sarf ettik ve önemli başarılar sağladık. Bugünden sonra da aynı çabalarımızı daha yoğun bir şekilde devam ettireceğimizi belirtmek isteriz.
Resmi istatistiki verilere göre dünyada fıstık üretiminin yüzde 95’i üç ülkede (ABD, İran ve Türkiye) gerçekleşiyor. ABD üretimin yüzde 60’ını gerçekleştirirken Türkiye yüzde 20, İran yüzde 20 oranında üretim sağlayabiliyor. Türkiye’de ise üretimin yüzde 95’i fıstık tarımı için en elverişli iklim ve toprak yapısına sahip Güneydoğu Anadolu bölgesinde gerçekleşmektedir. Katma değeri yüksek olan bu tarımsal faaliyet aynı zamanda sıcaklık ve kuraklığa dayanıklılık gibi unsurları itibarıyla da bölgemiz için oldukça stratejik bir üretim alanıdır.”
‘Fıstık stratejik ürün kapsamına alınmalı’
Fıstığın bölge için hem ekonomik hem de iklim koşulları bakımından stratejik bir ürün olduğunu belirten Birtane, kuraklığın artacağı uyarılarını hatırlatarak birlikler adına taleplerini şu şekilde sıraladı:
- Antep ve Siirt fıstık çeşitlerinin Türkiye ve bölgemiz için stratejik ürün kapsamına alınması,
- Fıstık tarımına dayalı sanayinin gelişmesi için lisanslı depoculuğun desteklenmesi,
- İhracat payının dünya genelinde arttırılması için gerekli tanıtımların yapılması,
- Yeni kurulmuş ve kurulacak olan fıstık bahçeleri yıllık bakım, budama, ilaçlama, gübreleme ve toprak işleme gibi girdi maliyetlerine karşılık uzun faizsiz geri ödemeli kredi imkânlarının sağlanması,
- Fıstık yetiştiriciliği yapmak isteyen çiftçilere bila bedel karşılığı fıstık çöğürü (aşısız fidan) dağıtımının sağlanması,
- AR-GE ve yetiştiriciliğe dair her türlü yaygın eğitim çalışmalarının arttırılarak devam ettirilmesi.
Birtane ayrıca, ekonomik gelişmenin toplumsal barış, demokrasi ve adaletle doğrudan ilişkili olduğunu belirterek TBMM’de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun çalışmalarını desteklediklerini ifade etti.

‘Fıstık, fındık kadar değerli ancak destek yok’
Şanlıurfa Fıstık Üreticileri Birliği Başkanı Faruk Akbaş da fıstığın Türkiye için kritik bir ihracat ürünü olmasına karşın hâlâ stratejik ürün kapsamına alınmadığını söyledi. Fındığa verilen desteğin onda birinin bile fıstığa verilmediğini belirten Akbaş, şöyle konuştu:
“Fıstık üretiminin ülkemiz için ne kadar önemli olduğunu hepinizin yakından bildiğini düşünüyoruz. İhracatta yönelik olan bir ürünümüzün halen stratejik ürün kapsamına alınmamış olması gerçekten biz fıstık üreticilerini çok üzmektedir. Sayın Bakanımızla da yapmış olduğumuz görüşmelerde fıstığın mutlaka stratejik bir ürün kapsamına alınması ve devletimiz tarafından desteklenmesi gerektiğini bizzat kendisi birlik başkanlarımızla birlikte arz ettik. Şimdi fıstık üreticilerimizin yaşamış olduğu sorunların doğrudan hükümet tarafından bilindiğini düşünmüyoruz. Şimdi bugün tabii ki fındık üretimi ülkemiz için çok kıymetlidir. Ama bunu da bilmemiz lazım ki fıstık üretimi de en az fındığı kadar ülkemiz için kıymetlidir. Maalesef ve maalesef fındığa verilen desteğin onda biri fıstığa verilmemektedir.
Bir fıstık ağacı 7 yıl hiçbir koşulda, hiçbir karşılığında beklemeden çiftçimiz tarafından dikilmekte, bakımı yapılmakta, üretim için bütün ilaçları, gübreleri yapılmakta, cebinden çoluğun çocuğun nafakasından masraflar yapılmakta, 7 yıldan sonra yeni verime gelmekte. Ama bu 7 yıl zaman zarfında hiçbir şekilde hiçbir yerden destek alamıyoruz. Biz üreticilerimizin mutlaka bu 7 yıl zaman zarfında ya doğrudan desteklenmesi eğer o olmuyorsa sıfır faizli bir kredi ile desteklenmesini istiyoruz. Bu bizim için çok önemli.
Malumunuz iklim koşullarının olumsuz şekilde geçmesinden dolayı özellikle geçen yıl yağmurların yağmamasından dolayı fıstık ağaçlarımız, üreticilerimiz çok zor bir durumdalar. Devletimiz tarafından su imkanı olan bölgelere sulama projelerinin yapılmasını ivedilikle buradan talep ediyoruz. Emin olun gurur duyduğumuz bu fıstık ağaçlarımız eğer ki devlet tarafından desteklenmezse, sulama projeleri yapılmazsa belki birkaç sene sonra biz üzülerek bu fıstık ağaçlarımızın kuruduğunu gözlerimizin önünde göreceğiz.”
‘İran’da ambargo nedeniyle yıllarca bekleyen ve aflatoksin riski taşıyan fıstıklar Türkiye’ye getiriliyor’
Siirt Fıstık Üreticileri Birliği Başkanı Şuayip Aslan ise İran’dan yapılan fıstık ithalatının üreticiyi büyük zarara uğrattığını savundu. İran’da ambargo nedeniyle yıllarca bekleyen ve aflatoksin riski taşıyan fıstıkların Türkiye’ye getirildiğini belirten Aslan, şunları aktardı:
“Şimdi fıstık her ne zaman üretici kendini kurtaracaksa biz bunu ithal edeceğiz. Kardeşim neyi ithal edeceksin? Gidiyorlar İran’dan bize hastalıklı şimdi İran’ın üzerinde ambargo olduğu için 7 yıl bekleyen fıstıkları vardır. Orada aflatoksin ile ilgili Avrupa’nın hiçbir ülkesi tüketmediği bu fıstıkları gelip ülkemizde tüketiyor ve bu fıstık üreticilerimizi çok büyük bir zarara sokuyorlar. Düşünebiliyor musunuz?
İlk hasada başladığımız zaman fıstık 100 liraya çıktı. Çok sevindik. Bütün üreticilerimiz sevindi. Tam 600 liraya satan fıstık, ben İran’dan fıstık götüreceğim diyen bakan, ertesi gün o diğer üretici 500 liraya 480 liraya sattı. Yani bir günde 120 lira o üretici zarar etti. Kardeşim her şey ithalla olmuyor. Üretmemiz lazımdır. Şimdi bize destek verin. Sayın Bakanıma şurada sesleniyorum ki benim mazotum mu ucuzlamış ben ucuza vereyim? Benim gübrem mi ucuzlamış ben ucuza vereceğim? Bizim bir torba taban gübresi geçen sene 800 lirayken şu anda 1850 liradır. Yani yüzde 100’ün üzerine geçmiş. Fıstık geçen sene 400 liraydı, bu sene 600 liraya çıkmıştı. Yani yine en çok az şey olan üründür. Bir de keşke götürdüğü fıstıklar fıstık olsaydı. Gitsin eğer kaliteli fıstık İran’da bizim verdiğimiz fiyatta götürebiliyorsan buyurun götürsün. Gidip hastalıklı fıstığı götürecek, ondan sonra Siirt diye satılacak, Antep diye satılacak. Bu üretim çok mağdur ediyor. Biz üretime yönelmemiz lazımdır. Hep ithalat ithalat nereye kadar?” (ANKA)




