Devlet televizyonu VTV’de yayımlanan bir etkinlikte konuşan Maduro, Trump ile yaptığı telefon görüşmesinin “samimi” bir havada gerçekleştiğini söyledi.
Venezuela Devlet Başkanı Maduro, şunları belirtti:
“Evet Sayın Başkan Trump ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdik. Görüşmenin tonunun saygı çerçevesinde, hatta samimi bir havada tamamlandığını ifade etmek isterim. Eğer ABD Başkanı ile Venezuela Devlet Başkanı arasındaki görüşme, saygıya dayalı bir diyaloğa doğru atılmış bir adımı temsil ediyorsa, diyaloğa ve diplomasiye hoş geldiniz diyorum. Çünkü biz, diyalog ve barış fırsatlarını aramaktan asla vazgeçmeyeceğiz.”
‘Barışa evet, savaşa hayır’ mesajı
Maduro, İngilizce ifadelerle “Diyaloğa hoş geldiniz, diplomasiye hoş geldiniz. Barışa evet, savaşa hayır.” diyerek, ABD’ye çağrıda bulundu.
Beyaz Saray’da basın toplantısı düzenleyen ABD Başkanı Donald Trump ise Venezuela üzerinde ‘uyuşturucu trafiğinin engellenmesi’ için baskıyı artırdıklarını belirterek “Yakında karadan da (saldırılara) başlayacağız” dedi.
Trump-Maduro görüşmesi
Trump da önceki gün görüşmeyi doğrulamış “Görüşmenin iyi ya da kötü geçtiğini söyleyemem.” ifadesini kullanmıştı.
ABD Başkanı Trump’ın, Venezuela Devlet Başkanı Maduro’ya “hemen istifa ederek ülkeyi terk etmesi gerektiğini” söylediği öne sürülmüştü.
Miami Herald gazetesinin, görüşmeye ilişkin bilgi sahibi kaynaklara dayandırdığı habere göre, Trump ve Maduro arasında geçen hafta yapılan telefon görüşmesi kısa sürede tıkanmıştı.
Kaynaklar, Maduro’nun serbest seçimlere izin vermesi karşılığında Venezuela ordusunun kontrolünün kendisinde kalmasını talep ettiğini iddia etmişti.
Maduro’nun kendisi ve yakın çevresi için de “işledikleri iddia edilen suçlara” karşı “küresel af” istediğini aktaran kaynaklar, Trump’ın ise bu talepleri reddettiği ve Maduro’ya “kendisi, eşi Cilia Flores ve oğluna (ülkeden) güvenli çıkış imkanı sağlanabileceği ancak bunun hemen gerçekleşmesi gerektiği” mesajını ilettiğini dile getirmişti.
ABD-Venezuela gerilimi
Trump, Latin Amerika kökenli uyuşturucu kartelleriyle ‘yerinde mücadele’ iddiasıyla ordunun daha fazla ve etkin kullanılması talimatını verdi.
Maduro’nun on yılı aşkın süredir ABD’ye uyuşturucu kaçakçılığından sorumlu ‘Cartel de los Soles’in liderliğini yaptığı öne süren ABD, 25 Temmuz’da ‘Cartel de los Soles’i, ‘Özel Olarak Belirlenmiş Küresel Terörist’ diye tanımladı.
ABD yönetimi, 8 Ağustos’ta Maduro’nun tutuklanması veya mahkum edilmesine ilişkin bilgi sağlanması karşılığında daha önce vereceğini duyurduğu 25 milyon dolarlık ödülü de 50 milyon dolara yükseltti.
Trump’ın talimatıyla 29 Ağustos’ta Venezuela açıklarına bir denizaltı ve yedi savaş gemisi gönderildi. ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth ordunun Venezuela’da rejim değişikliği dahil operasyonlara hazır olduğunu söyledi.
Maduro’ysa buna karşılık 5 Eylül’de 4,5 milyon milis gücünü seferber ettiğini ve herhangi bir saldırıyı püskürtmeye hazır olduğunu açıkladı.
Daha sonra ABD, ‘uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele’ gerekçesiyle dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford ve saldırı grubu, Latin Amerika bölgesine gönderdi.
USS Gerald R. Ford uçak gemisi saldırı grubu, 4 binden fazla denizci ve dokuz taktik hava filosundan oluşuyor.
ABD, daha sonra Maduro ve üst düzey Venezuelalı yetkililerin yönettiğini iddia ettiği Cartel de los Soles suç örgütünü Yabancı Terörist Örgütler (FTO) listesine aldı.
Venezuela, varlığını kabul etmediği Cartel de los Soles’e dair ABD’nin adımını, ülkeye müdahale için ‘bahane’ olarak nitelendirdi.
Trump kısa süre önce de Venezuela hava sahasının tamamen kapatılacağını belirtti.




