• Ana Sayfa
  • Manşet
  • Cumartesi Anneleri 1080’inci haftada Hüseyin Taşkaya’nın akıbetini sordu

Cumartesi Anneleri 1080’inci haftada Hüseyin Taşkaya’nın akıbetini sordu

Cumartesi Anneleri, 32 yıl önce gözaltında kaybettirilen Hüseyin Taşkaya’nın akıbetini sorarak adalet istemekten vazgeçmeyeceklerini vurguladı.

Cumartesi Anneleri 1080’inci haftada Hüseyin Taşkaya’nın akıbetini sordu
Foto: Erdoğan Alayumat
Cumartesi Anneleri 1080’inci haftada Hüseyin Taşkaya’nın akıbetini sordu
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 6 Aralık 2025 13:49

Cumartesi Anneleri/İnsanları, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle yaptıkları basın açıklamalarını 1080’incisini gerçekleştirdi.

Erdoğan Alayumat

Cumartesi Anneleri, karanfiller ve gözaltında kaybettirilen yakınlarının fotoğraflarıyla Galatasaray Meydanı’nda buluştu. Bu hafta 32 yıl önce Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınmayan Hüseyin Taşkaya’nın akıbeti soruldu.

Açıklamada basın metnini İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Eren Keskin okudu.

Kayıpların akıbetine dair bilgi verilmedi

Kaybedilenlerin akıbetini ortaya çıkaracak ve failleri cezalandıracak nitelikte etkili soruşturmanın hiçbir zaman yürütülmediğini söyleyen Eren Keskin, kayıp yakınlarının sistematik inkâr ve cezasızlık politikasıyla baş başa bırakıldığının altını çizdi.

Eren Keskin, devletin sevdiklerinin akıbetine dair bilgi vermediğini belirtti.

Hüseyin Taşkaya’nın akıbetini sormak için bir araya geldiklerini söyleyen Keskin, “Hüseyin Siverek’te müteahhitlik yapıyordu. 1990’lı yıllarda Siverek, Bucak Aşireti’nin hâkimiyetindeydi ve resmi raporlarda bu yapı ‘devlet içinde devlet’ olarak tanımlanıyordu. Siverek’te yaşanan ağır ihlalleri eleştiren Hüseyin Taşkaya hem güvenlik güçlerinin hem de Bucak Aşireti’nin hedefi haline geldi. Artan tehditler nedeniyle ailesini İstanbul’a gönderdi; kendisi ise işlerini toparlamak için bir süreliğine amcasının evinde kalmaya başladı. 6 Aralık 1993 günü, amcasının Siverek/Bağlar Mahallesi’ndeki evine 30 araçlık bir konvoyla gelen askerler, polisler ve Bucak Aşireti’ne mensup korucular, Hüseyin Taşkaya’yı zorla gözaltına alarak askeri bir araca bindirip götürdü. Bu olay, akrabalarının ve mahallelinin tanıklığında gerçekleşti. Aile, jandarma, emniyet, savcılık ve valilik arasında cevapsız bırakıldı” dedi.

Erdoğan Alayumat

Dosya takipsizlikle kapatıldı

Askeri yetkililerin, Taşkaya’nın gözaltına alındıktan sonra polise teslim edildiği iddiasında bulunduğunu aktaran Keskin, emniyetin ise “Bizde yok, Sedat Bucak’a sorun” diyerek sorumluluktan kaçındığını ifade etti. Keskin, “Dönemin Doğru Yol Partisi (DYP) milletvekili ve korucubaşı Sedat Bucak ise ‘Bizim ekip almış fakat devlete teslim etmiş; bundan sonrası devletin bilgisi dahilindedir’ dedi. Ancak Hüseyin Taşkaya’dan bir daha haber alınamadı. Siverek Cumhuriyet Başsavcılığı, tüm tanıklığa rağmen olayı ‘ailenin soyut iddiası’ olarak değerlendirdi ve dosyayı takipsizlik kararıyla kapattı” dedi.

‘Adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz’

Hüseyin Taşkaya’nın gözaltında kaybedilişinin 32’nci yılında bir kez daha yargı makamlarına seslenen Keskin, “Ailenin, Hüseyin Taşkaya’nın akıbetini ve faillerin kimliklerini bilmeye hakkı vardır. Ulusal ve uluslararası hukuk normlarından doğan sorumluluklarınızı yerine getirin. Hüseyin Taşkaya’nın kaybedilmesiyle ilgili gerçeği ortaya çıkaracak ve suçtan sorumlu olanları cezalandıracak nitelikte etkili bir soruşturma ve kovuşturma başlatın. Kaç yıl geçerse geçsin, Hüseyin Taşkaya ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.