DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’ne dair Meclis Genel Kurulu’nda konuştu.
Bakırhan, Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile diğer siyasi tutukluların isimlerini sıralayarak konuşmasına başladı.
Kürt meselesinin “demokratik haklar ve hukuk meselesi” olduğunu vurgulayan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “Zamanın ruhu yerel demokrasidir” dedi.
Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gerektiğini belirten DEM Parti Eş Genel Başkanı, “Mahalledeki sorunu Ankara’da tek bir masadan çözemezsiniz” diye kaydetti.
Bahçeli ve MHP sıraları alkışladı
Meclis Genel Kurulu’ndaki bütçe görüşmelerine katılan MHP lideri Devlet Bahçeli, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın Öcalan’la ilgili sözlerini alkışladı.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın konuşması DEM Parti sıraları ile Bahçeli ve MHP sıraları tarafından alkışlandı.
Bahçeli TBMM kulisinde Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları’nın yanına gitti ve tokalaşarak, Meclis Genel Kurulu 2026 Yılı Bütçe Kanunu Teklifi görüşmelerinde yaptıkları konuşmalardan dolayı tebrik etti.
Bahçeli ayrıca, Bakırhan’ı çay içmeye davet etti.
‘AK Parti’nin bütçe tercihi ne?’
Bakırhan, savunma ve güvenlik harcamalarına ayrılan payın bir önceki yıla göre yüzde 34 artırıldığını belirterek sosyal devlet harcamalarının aynı oranda yükselmediğini söyledi. “Savunmaya 10 verilip sağlık, eğitim ve adalete 1 bırakılıyorsa bu denge değil, tercihtir” dedi.
‘Demokrasi darbe aldı’
Tarihsel örnekler üzerinden Türkiye’de demokrasinin kesintiye uğradığını dile getiren Bakırhan, Takrir-i Sükun, 1960 darbesi, 24 Ocak kararları ve 12 Eylül’ün topluma ağır bedeller ödettiğini söyledi. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL’i de eleştirerek “20 Temmuz yanlıştı, daha fazla demokrasi gerekirdi” ifadelerini kullandı.
‘Gözyaşı, acı ve keder olarak döndü’
Tuncer Bakırhan, 4 Kasım 2016’da HDP’li siyasetçilere yönelik operasyonların demokratik siyaseti zayıflattığını belirterek geçmişteki anti-demokratik uygulamaların topluma yalnızca acı olarak döndüğünü söyledi. “Cumhuriyet demokrasi ile buluşsaydı yurttaşların hikâyesi bambaşka olurdu” dedi.
‘Mesele yanlış teşhis edildi’
Kürt isyanlarının bastırılmasıyla geçen yüzyılı hatırlatan Tuncer Bakırhan, devletin Kürt meselesini yanlış teşhis ettiğini söyledi. Sorunun terör, geri kalmışlık veya kandırılmışlık üzerinden okunmasının yanlış olduğunu belirten Bakırhan, “Kürt meselesi eşit yurttaşlık meselesidir” dedi.
‘Eşitlik, varlık ve hukuk meselesi’
Kürtlerin eşit yurttaşlık hakkının üniter devlet içinde tanınabileceğini vurgulayan Bakırhan, “Kürt’ün hukukunu tanımak üniter yapıya tehdit değil, güvence sağlar” dedi.
Tuncer Bakırhan sorunun günlük siyasetin ötesinde tarihsel bir nitelik taşıdığını ifade etti.
1921 Anayasası vurgusu
Bakırhan, 1921 Anayasası’nın yerel yönetimi önceleyen yaklaşımının bugün unutulduğunu söyledi ve Erzurum Kongresi’nden alıntı yaparak Cumhuriyet’in kuruluşundaki Türk-Kürt ortaklığının sonraki yıllarda görmezden gelindiğini belirtti.
‘Kürt tehlikede ise Türk de tehlikededir’
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin kongrelerin demokratik niteliğine ilişkin sözlerini hatırlatan Bakırhan, Türkiye’nin krizlerini demokrasiyle aşabileceğini ifade etti.
Tuncer Bakırhan Kürt meselesinin çözülmemesinin 1990’larda önemli fırsatları heba ettiğini söyledi.
‘Merkezden yönetmek artık imkansızdır’
Bakırhan, Türkiye’nin büyüklüğü ve çeşitliliği karşısında merkezi yönetimin yetersiz kaldığını vurguladı. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gerektiğini belirterek kayyım uygulamalarının son bulmasını istedi.
Yerel demokrasiyi ülkenin bir arada kalmasının temel unsuru olarak tanımlayan Bakırhan, yerel yönetimlerin halkın seçtiği temsilciler tarafından yönetilmesi gerektiğini söyledi.
‘Öcalan yok sayılamaz bir aktör’
Bakırhan, Kürt meselesinin çözümünde Abdullah Öcalan’ın rolünün yok sayılamayacağını belirterek, geçmişteki ateşkes ve müzakere çağrılarını hatırlattı. Çözümün ancak şeffaf, demokratik ve hukuki bir müzakere zeminiyle mümkün olacağını söyledi.
Öcalan’ın “Kürtleri Cumhuriyete hukuk kapısından dahil etmek istiyoruz” sözlerine dikkat çeken Bakırhan, Cumhuriyet’in eksik bırakıldığını ve demokratikleşmeyle tamamlanması gerektiğini ifade etti.
‘Demokratik entegrasyon yasaları çıkarılmalı’
Anadilinde eğitim, eşit yurttaşlık ve kimlikler üstü bir hukuk dili için yasal düzenlemeler öneren Bakırhan, AİHM ve AYM kararlarının tam uygulanmasını ve bütüncül bir barış yasası çıkarılmasını istedi.
Osmanlı dönemindeki yönetim yaklaşımından örnek veren Bakırhan, tüm yurttaşların hukukunun birlikte oluşturulduğu demokratik bir cumhuriyet ihtiyacına dikkat çekti.
‘Artık bu girdaptan çıkmalıyız’
Ortadoğu’daki çatışmaların geçmişteki sınır müdahalelerinden beslendiğini belirten Bakırhan, bölgesel entegrasyon ve diyalog çağrısı yaptı. Suriye için adem-i merkeziyetçi ve çoğulcu bir yönetim modelinin en uygun çözüm olduğunu dile getirdi.
Bakırhan, iktidara “cesaret ve kararlılık” çağrısı yaparak çatışmanın değil barışın ülkeye güvenlik getireceğini ifade etti.
CHP’ye çağrı
CHP ve muhalefete seslenen Tuncer Bakırhan, Kürt meselesinin seçim hesaplarıyla ertelenemeyeceğini, barışın ilkesel bir tutum gerektirdiğini söyledi.
Tuncer Bakırhan “Ana muhalefet çevrelerine sesleniyorum: İlkesel bir duruşla barışı bu ülkeye armağan etmek zorundayız. Bundan daha kutsal bir siyasal görev önümüzde yok. Kürt meselesinde çözümden yana olmayan, çözümü başka bahara erteleyen bir muhalefet Türkiye’ye alternatif olamaz.” diye konuştu.
Bakırhan, Türkiye’nin tüm halklarına eşit yaklaşan demokratik bir hukuk düzeninin kurulması için DEM Parti’nin her türlü yapıcı adımı atacağını belirterek konuşmasını sonlandırdı.




