42’ncisi düzenlenen Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nın açılış programında konuşan yazar Murathan Mungan, Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasal ve toplumsal iklime sert eleştiriler yöneltti. Mungan, ülkenin kültürel, dilsel ve ahlaki bir çöküş sürecinden geçtiğini ifade etti.
Konuşmasına Türkiye’nin bugünkü halini tarif ederek başlayan Mungan, “Ne yazık ki çok hırpalanmış, çok yorgun bir ülkedeyiz” dedi. Türkiye edebiyatının ağır bedeller ödeyerek bugüne geldiğini hatırlatan Mungan, Nazım Hikmet’ten Ahmet Arif’e, Sabahattin Ali’den Aziz Nesin’e uzanan bir hatta yazarların, gazetecilerin ve aydınların baskı, sürgün ve hapislerle susturulduğunu vurguladı.
‘Kürtçeyi susturan bir gelenekten gelen bir yazarım’
Mungan, “Daraltıcı yasaklarla, sansürlerle mücadeleyle geçen bir gelenekten gelen biri olarak; Kürtçe yazanını söyleyenini, yayınlarını susturan bir gelenekten gelen bir yazar olarak; 78 kuşağından gelen bir yazar olarak, TÜYAP’ın beni bu yıl böyle onurlandırmasının, geçmişte bu çileleri çekmiş insanların emekleri ve tarihleri üzerinde yükselen bir mirasın üstünde durduğumu idrak ettiğimi belirtmek isterim” dedi.
12 Mart ile 12 Eylül arasında sıkışan bir kuşak
78 kuşağının cumhuriyet tarihinin en çalkantılı kuşaklarından biri olduğunu belirten Mungan, kitapların yasaklandığı, yakıldığı, kömürlüklere saklandığı ve toprağa gömüldüğü yılları hatırlattı. 12 Mart ve 12 Eylül darbeleri arasında sıkışmış bir kuşağın temsilcisi olarak bugün söz aldığını ifade etti.
Edebiyat endüstri ürünü haline geldi
Yayıncılığın hem dünyada hem de Türkiye’de ciddi krizlerden geçtiğini söyleyen Mungan, edebiyatın ve sanatın giderek birer endüstri koluna dönüştüğünü, kültürel üretimin “konfeksiyonlaşma” tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu dile getirdi.
‘Türkiye dilini kaybediyor’
Konuşmasının en dikkat çeken bölümünde dil meselesine odaklanan Mungan, “Türkiye dilini kaybediyor” dedi. Bu kaybın yalnızca okuma ve yazma becerisiyle sınırlı olmadığını belirten Mungan, asıl kaybın düşünmenin dili olduğunu vurguladı. Gündelik hayatını birkaç yüz kelimeyle sürdüren bir toplumda, binlerce kelimeyle düşünen ve üreten yazarların giderek yalnızlaştığını söyledi.
Sorun sadece dijitalleşme değil
Dil kaybını yalnızca dijitalleşmeyle açıklamanın yetersiz olduğunu dile getiren Mungan, Türkiye’nin yazılı kültürü tamamlamadan yoğun bir görsel kültür bombardımanına maruz kaldığını belirtti. Bu nedenle Batı ülkelerinde yaşanan krizlerin Türkiye’de daha ağır hissedildiğini ifade etti.
‘Son 30 yılda sadece dil değil, ahlak da kaybedildi’
Mungan, Türkiye’nin son 30 yılda yalnızca dilini değil; ahlakını, vicdanını, temel değerlerini ve ilkelerini de kaybettiğini savundu. Resmi eğitim sisteminin dili ve edebiyatı geri plana ittiğini söyleyen Mungan, bunun toplumu iktidarın söylemine mahkûm ettiğini dile getirdi.
Birbirimize yaslanmaktan başka yol yok
Konuşmasını dayanışma çağrısıyla tamamlayan Murathan Mungan, dilini ve değerlerini koruyabilen bir toplum için yeniden kitaplara sarılmak, düşünmeyi ve konuşmayı çoğaltmak gerektiğini söyledi. Mungan, sözlerini “Her şeye rağmen geleceğe yürümek isteyenlerle omuz omuza olmaya devam edeceğim” diyerek tamamladı. (Rudaw)




