Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri, Meclis Genel Kurulu’nda görüşmeleri başlayan Cumhurbaşkanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile bağlı kuruluşların bütçelerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
DEM Parti Muş Milletvekili Sümeyye Boz, bütçe harcamalarının toplumun refahı için değil, sistemin kendi açıklarını kapatmak için kullanıldığını söyledi. Ekonomik krizlerin derinleştiği bir dönemde kamu desteklerinin artması gerektiğini vurgulayan Boz, aksine desteklerin azaltıldığını ifade etti.
Boz, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun yalnızca mali bir yapı olmadığını belirterek, “SGK, milyonlarca yurttaşın tedaviye erişiminin kapısını tutan bir kurumdur. Ancak genel sağlık sigortası prim borçları milyonlarca yurttaş için sağlık hizmetlerine erişimde ciddi bir engele dönüştü. 2025’te sağlık harcamaları yüzde 60’ın üzerine çıkmasına rağmen, işsiz kalan ve güvencesiz hale gelen yurttaşlar prim borçlarını ödeyemedikleri için tedavi olamadı” dedi.
‘Emeklilerin ümüğü sıkılıyor’
SGK’nin 318 milyar liralık alacağı olduğunu ve bu alacağın büyük bölümünün işverenlerden kaynaklandığını dile getiren Boz, buna rağmen tahsilatın yapılmadığını söyledi. Boz, “Bunun yerine işçinin, emekçinin ve yoksulun ümüğü sıkılıyor” diyerek emeklilerin yaşadığı sorunlara dikkat çekti.
Çıkarılan yasalarla kamu emekçilerinin kazanılmış haklarının geriye götürüldüğünü belirten Boz, maaşların yoksulluk sınırının çok altına düştüğünü ifade etti. Boz, “Aynı gün sayısına sahip, aynı statüde çalışmış emekliler arasında devasa maaş farkları oluştu. BAĞ-KUR emeklilerinin durumu da farklı değil; aynı ülkenin vatandaşı, aynı primi ödüyor ama biri 7 bin 200 gün, diğeri 9 bin gün prim ödemek zorunda bırakılıyor” diye konuştu.
‘Sağlığa ayrılan bütçe yüzde 4,3’
DEM Parti Bitlis Milletvekili Hüseyin Olan ise Türkiye’de sağlığa ayrılan bütçenin yüzde 4,3 seviyesinde olduğunu söyledi. Olan, yurttaşların cebinden yaptığı sağlık harcamalarının her yıl arttığını belirterek, “2023’te toplam sağlık harcamalarının yüzde 22,5’i yurttaşın cebinden çıkarken, bir yıl sonra bu oran yüzde 24’e yükseldi. Emekliler ve raporlu hastalar, ödememeleri gereken ilaçlar için dahi yüksek katkı payları ödüyor” dedi.
Beş bakanlığın bütçesinden daha büyük
Söz alan İstanbul Milletvekili Celal Fırat, Diyanet İşleri Başkanlığı’na ayrılan 174 milyar liralık bütçeye dikkat çekti. Bu bütçenin beş bakanlık ile 128 üniversitenin bütçesinden daha fazla olduğunu belirten Fırat, “Sayıştay raporlarına göre Diyanet bütçesinin yüzde 84’ü vergilerden oluşuyor. Bu vergileri Aleviler, Caferiler, Şafiiler, ateistler, Süryaniler ödüyor. Temsil edilmeyen herkes bu bütçe için âdeta imece usulü çalışıyor” ifadelerini kullandı.
Fırat, Diyanet’in 143 binin üzerinde personeli bulunduğunu belirterek, “Bu gidişle yeni bir il kursak, vali atamasını bile Diyanet İşleri Başkanlığı yapacak noktaya geliriz” dedi.
‘Vergide var, bütçede yok’
Diyanet bütçesinin emeklinin sofrasından, öğrencinin harçlığından ve işsizin umudundan kesilen vergilerle oluşturulduğunu söyleyen Fırat, Alevilerin dışlanmasına da dikkat çekti. Fırat, “Vergide varsın ama bütçede yoksun. Yükte varsın ama sözde yoksun. Bu yaklaşım toplumsal barışı güçlendirmez, aksine zedeler” dedi.
İnancın devlet eliyle değil, halkların kardeşliğiyle yaşanması gerektiğini vurgulayan Fırat, “Kimsenin vergisi bir başkasının inancını beslemek için kullanılmasın. Kimse bu ülkede inancını ispatlamak zorunda kalmasın. Gelin, bütün halkların kendini özgür hissedebileceği yarınları birlikte inşa edelim” çağrısında bulundu. (MA)




