• Ana Sayfa
  • Haber Zamanı
  • Şam’ın SDG’ye sunduğu metinle ilgili hangi iddialar öne çıkıyor, ne anlama geliyor?

Şam’ın SDG’ye sunduğu metinle ilgili hangi iddialar öne çıkıyor, ne anlama geliyor?

Şam yönetiminin ilk defa yazılı bir müzakere metni sunmasının olumlu bir gelişme olarak not edildiğini belirten kaynaklar, ‘‘ancak asıl müzakere başlıklarında bir açılım göremiyoruz” görüşünde.

Şam’ın SDG’ye sunduğu metinle ilgili hangi iddialar öne çıkıyor, ne anlama geliyor?
Şam’ın SDG’ye sunduğu metinle ilgili hangi iddialar öne çıkıyor, ne anlama geliyor?
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 18 Aralık 2025 13:35
  • Güncellenme: 18 Aralık 2025 14:11

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Suriye geçiş hükümeti arasında 10 Mart Mutabakatı kapsamındaki entegrasyon konusunda görüşmeler sürüyor.

Uzun süredir “tıkandığı” belirtilen görüşmeler kapsamında geçtiğimiz hafta önemli bir gelişme yaşandı.

Şam, SDG’ye 13 maddelik entegrasyon planını resmen iletti.

Suriye geçiş hükümeti Savunma Bakanı Murhaf Ebu Kasra’nın SDG’nin devlet yapısına entegrasyonunu öngören 13 maddelik yol haritasını resmen ilettiğini açıkladı.

Suriye merkezli +963 media’ya konuşan bir hükümet yetkilisine göre, SDG’nin devlet kurumlarına nasıl entegre edileceğini düzenleyen uygulama mekanizması önümüzdeki günlerde kamuoyuna duyurulacak.

Yetkili, ayrıntıların henüz paylaşılmadığını ancak sürecin siyasi ve askerî boyutları kapsadığını belirtti.

Üç tümenli yapı iddiası

Şam’ın SDG’ye sunduğu öne sürülen teklife göre, SDG Suriye ordusu bünyesinde üç ayrı tümen halinde yeniden yapılandırılacak.

Birinci tümen, kuzeydoğu sınırlarının güvenliğinden sorumlu olacak Sınır Koruma Tümeni,

İkinci tümen, SDG’nin mevcut kadın birliklerini koruyan Kadın Tümeni,

Üçüncü tümen ise aşırılıkçı gruplara karşı operasyonlarda Şam’la doğrudan koordinasyon yürütecek Terörle Mücadele Tümeni olarak tanımlanıyor.

Syria in Transition dergisinin iddiasına göre, SDG bu yapı çerçevesinde Suriye ordusuna bağlı diğer birliklerin Fırat’ın doğusuna konuşlandırılmasına karşı çıkıyor ve bölgede yalnızca kendi tümenlerinin varlığını şart koşuyor.

İddialara yalanlama

SDG’yle ilgili iddialara ise yalanlama geldi. Bölgedeki kaynaklardan edinilen bilgilere göre, SDG’nin müzakarelere uymadığı söylemleri gerçeği yansıtmıyor.

Bazı çevrelerin bu tür söylemleri bilinçli olarak yaygınlaştırdığını belirten kaynaklar, çözümü istemeyen tarafın SDG olduğu yönünde bir algı yaratılmaya çalışıldığını ifade etti.

10 Mart mutabakatını da hatırlatan kaynaklar, özellikle Şam yönetiminin somut adım atmamasına rağmen SDG’nin hedef haline getirilmeye çalışıldığının da altını çizdi. Bölgedeki kaynaklar, bu yaklaşımın tamamen tekçi bir yaklaşım olduğunu Suriye’nin bütünlüğünü savunan bir tumum olmadığını da kaydetti.

Kuzeydoğuya Şam güçleri girmeyecek mi?

İddialara göre teklifin en kritik maddelerinden biri, Şam’a bağlı ordu ve güvenlik birimlerinin kuzeydoğu Suriye’ye girmeyeceğine dair taahhüt. Bu düzenleme, SDG’nin fiili özerk kontrolünü büyük ölçüde koruması anlamına geliyor. Ayrıca plana göre SDG, devletin askerî ve güvenlik kurumlarında üst düzey temsil hakkı elde edecek. Buna göre savunma bakan yardımcılığı, içişleri bakan yardımcılığı ve genelkurmay başkan yardımcılığı görevlerinden üçünün SDG’nin göstereceği adaylara tahsis edilmesi öngörülüyor. SDG’ye bağlı yaklaşık 70 üst düzey askerin de yeni Suriye ordusunun komuta yapısına dahil edilmesi planlanıyor.

Gazeteci Doğan Cihan ise konuyla ilgili İlke Tv’ye değerlendirmede bulundu. Cihan, SDG’nin temel taahhüdünün, Şam yönetimine bağlı güçlerin Kuzey ve Doğu Suriye’ye girmemesi üzerine kurulu olduğunu ifade etti. Cihan ayrıca sosyal medya hesabından şu paylaşımda bulundu:

“Müzakere sürecindeki son gelişmeler: Demokratik Suriye Güçleri’ne (DSG) bağlı üç tümenin Suriye ordusunun askeri yapısı içinde kalması konusunda ön anlaşmaya varıldı. İki taraftan da uzman komiteler aracılığıyla, roller ve organizasyon yapısıyla ilgili ayrıntıları görüşmek üzere teknik görüşmeler devam ediyor ve önümüzdeki dönemde somut adımların atılması bekleniyor. Bu yaklaşım, istikrarı sağlamanın en gerçekçi yolu olarak görüldüğünden, diyaloğa dayalı siyasi bir çözüme doğru ilerleyen açık bir uluslararası desteğe sahiptir.”

Tekçi eleştirisi 

Numedya’ya konuşan kaynaklar ise iletilen taslak metin, başlangıç için olumlu bir adım ama genel için ‘tekçilikte ısrarın‘ bir tekrarı olarak değerlendiriliyor.

Kuzey ve Doğu Özerk Yönetim’e yakın askeri ve diplomatik kaynaklar, taslağın masaya yatırılarak incelendiğini ve ortak bir tutum belirlenmeye çalışıldığını vurguladı.

Şam yönetiminin ilk defa yazılı bir müzakere metni sunmasının olumlu bir gelişme olarak not edildiğini belirten kaynaklar, ‘‘ancak asıl müzakere başlıklarında bir açılım göremiyoruz” görüşünde:

‘‘10 Mart Mutabakatı’nda idari yapılanmadan ekonomiye, sağlıktan eğitim ve mültecilerin geri dönüşüne kadar birçok başlık vardı. Hatta Anayasa ve siyasi reformların ele alınması gerekiyordu. Ancak bu başlıklar konusunda kayda değer bir öneri görülmüyor taslakta. Oysa Özerk Yönetim, heyetler ve taslaklar hazırlayarak taraflara bildirmişti.”

‘3 tümene entegre edilecek’ konusuna indirgenemez’ 

Entegrasyon müzakerelerinin sadece ‘‘Üç tümen entegre edilecek” konusuna indirgenemeyeceğini belirten kaynaklar, sınır muhafızları, özel kuvvetler ve operasyon güçlerinin sevki ve idare edilmesi konusunun da açıklığa kavuşturulmadığını kaydetti.

Bölgeden gelen bilgilere göre, Şam ile Özerk Yönetim arasında yapılan müzakere süreçlerine ABD, Fransa ve İngiltere de katılıyor. Bu güçler, yıl sonuna kadar belli somut adımların atılması konusunda ısrarlı.

Bu ısrar hem Şam yönetimi ve hem de Özerk Yönetim tarafından hissediliyor.

Dolayısıyla yıl sonuna kadar sonuçlandırılması planlanan müzakere sürecinin Mart 2026 sonuna kadar uzatılması da ağır basan başka bir alternatif.

Şam yönetimi ilk kez yazılı taslak sundu: Entegrasyon metni adil çözümden uzak

Görüşmeler

Entegrasyon görüşmeleri kapsamında ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ve CENTCOM Komutanı Amiral Brad Cooper’ın öncülük ettiği ABD heyeti, son olarak 6 Ekim’de SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi ve Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Bölgesi Dış İlişkiler Dairesi Eşbaşkanı İlham Ahmed ile bir araya gelmişti. Bu görüşmenin ardından ABD heyeti, Şam’da Şara başkanlığındaki heyetle görüşmüştü. Bu diplomatik temasların ardından Şara, 10 Kasım’da ABD’ye giderek Başkan Donald Trump ile bir görüşme gerçekleştirmişti.

10 Mart mutabakatının içeriği

SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi ile Suriye geçici Cumhurbaşkanı Başkanı Ahmed el Şara, 10 Mart’ta bir araya gelmiş ve 8 maddelik bir mutabakat imzalamıştı.

Mutabakatın maddeleri şöyle:

1- Tüm Suriyelilerin siyasi süreçte temsil edilme ve devlet kurumlarına katılım hakkı, dini ve etnik kökenlerinden bağımsız olarak liyakat esasına göre güvence altına alınacaktır.

2- Kürt toplumu, Suriye devletinin asli bir unsuru olarak kabul edilecek ve vatandaşlık hakları ile anayasal hakları güvence altına alınacaktır.

3- Suriye topraklarının tamamında ateşkes sağlanacaktır.

4- Kuzey ve Doğu Suriye’deki tüm sivil ve askeri kurumlar, Suriye devleti yönetimi çerçevesinde entegre edilecek; sınır kapıları, havaalanları ve petrol ile gaz sahaları devlet kontrolüne alınacaktır.

5- Tüm Suriyeli mültecilerin kendi şehir ve köylerine geri dönüşü güvence altına alınacak ve korunmaları Suriye devleti tarafından sağlanacaktır.

6- Suriye devleti, Esad rejiminin kalıntılarıyla ve ülkenin güvenliği ile birliğini tehdit eden unsurlarla mücadelede desteklenecektir.

7- Bölünmeye yönelik çağrılar, nefret söylemi ve toplumdaki ayrışmayı körükleyen girişimler reddedilecektir.

8- Uygulama komisyonları, anlaşmanın yıl sonuna kadar tamamen hayata geçirilmesi için çalışmalar yürütecektir.