İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Kudüs’te bir araya geldi. Zirveye, 2 bin 500 askerden oluşacak ortak müdahale gücü planı ve Başbakan Netanyahu’nun Türkiye’ye yönelik “İmparatorluk hayalleri kuranlar bunu unutmalı” sözleri öne çıktı.
Doğu Akdeniz jeopolitiğinde dengeleri değiştirecek 10. Üçlü Zirve, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ve GKRY Lideri Nikos Hristodulidis’in katılımıyla Kudüs’te gerçekleştirildi.
“Üçlü Zirve’den önce Netanyahu ile başbaşa görüşen, Ramallah’da da Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile biraraya gelen Miçotakis, “İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs arasındaki ittifak, bu karmaşık bölgede sorumluluk, istikrar ve ortak çıkarların temel taşıdır. Güvenliği güçlendirmek, ekonomilerimizi geliştirmek ve halklarımız arasındaki bağları derinleştirmek için tutarlı ve kararlı bir şekilde birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Antisemitizmin demokratik toplumlarda yeri yoktur ve dini nefrete karşı mücadele etmeliyiz” ifadesini kullandı. Hristodulidis ise “Bugün burada işbirliğimizi daha da geliştirmek yükümlülüğünü üstleniyoruz” şeklinde konuştu.
Savunmadan enerjiye, yapay zekadan siber güvenliğe kadar pek çok stratejik konunun ele alındığı zirvede, bölge tarihinde ilk kez somut bir ortak askeri güç planı masaya yatırıldı.
2 bin 500 askerlik ‘Ortak Müdahale Gücü’
Zirvenin en kritik başlığı, üç ülkenin katılımıyla oluşturulması planlanan ortak askeri tugay oldu. Netanyahu’nun açıkladığı plana göre; İsrail ve Yunanistan’dan biner, GKRY’den ise beş yüz askerin katılımıyla 2 bin 500 kişilik bir güç oluşturulacak. Yunan basınında yer alan bilgilere göre, hava, kara ve deniz unsurlarından oluşacak bu gücün, Türkiye’ye yakın konumdaki Rodos ve Kerpe adalarında konuşlandırılması öngörülüyor.
Netanyahu’dan Türkiye’ye ‘üstü kapalı’ gönderme
Basın toplantısında sert ifadeler kullanan Netanyahu, isim vermeden Türkiye’nin bölgedeki politikalarını hedef aldı. Netanyahu, “İmparatorluklarını ve topraklarımız üzerindeki hakimiyetlerini yeniden kurma hayali kuranlar bunu unutmalı. Bu gerçekleşmeyecek, aklınızdan bile geçirmeyin,” diyerek üçlü ittifakın savunma kapasitesinin bu tür emellere karşı bir set oluşturduğunu vurguladı.
İsrailli bir gazetecinin konuk liderlere yönelttiği “Türkiye’ye mesajınız nedir?” sorusunun ardından araya giren İsrail Başbakanlık Ofisi yetkilileri konuk liderlerin soru almayacağını belirtti. Bunun üzerine basın mensubu, Trump ile görüşmesinde İran konusunda nasıl bir beklentisi olduğu sordu. Netanyahu cevabına ”Kimseyle karşı karşıya gelmek istemiyoruz.” ifadesiyle başladı.
Enerji ve ‘3+1’ stratejisi
Enerji güvenliğinin de ön planda olduğu zirvede, elektrik şebekelerinin birbirine bağlanması ve doğal gaz arama faaliyetlerinde iş birliği kararı alındı. Liderler, özellikle Türkiye’nin deniz yetki alanı iddialarına karşı “Münhasır Ekonomik Bölgelere (MEB) saygı” vurgusu yaptı. Hristodulidis, ittifakın daha da genişlemesini hedeflediklerini belirterek, 2026 yılında ABD’nin de katılımıyla “3+1” formatına geçmek istediklerini dile getirdi.
Ortak deklarasyonda ‘kritik altyapı’ vurgusu
Zirve sonrası yayımlanan ortak bildiride şunlar öne çıktı:
Kritik altyapıların ve deniz yollarının korunması için iş birliği derinleştirilecek
Hamas’ın silahsızlandırılması çağrısı yapıldı ve Trump’ın barış planına destek ifade edildi.
Netanyahu, İran’ın füze tatbikatlarına dikkat çekerek, “İsrail’e yönelik herhangi bir eyleme şiddetli karşılık verileceği” uyarısında bulundu.
Kudüs’teki kutsal yerlerin statüsünün korunması ve Rum Ortodoks Patrikhanesi’nin mirasının sürdürülmesi taahhüt edildi.
GKRY Lideri Hristodulidis, üç ülke arasındaki ortaklığın “sınırsız” olduğunu savunurken, Yunanistan Başbakanı Miçotakis ise bölgenin yeni bir jeopolitik aşamaya geçtiğini belirtti. Zirve, Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin artan askeri ve sondaj faaliyetlerine karşı kurulan bu blokun, askeri bir yapıya bürünme niyetini açıkça ortaya koydu.
Geçtiğimiz hafta İsrail ve Yunan medyasında yer alan haberlerde İsrail, Güney Kıbrıs ve Yunanistan Türkiye’nin Akdeniz’deki gücünü önlemek amacıyla Doğu Akdeniz’de ortak bir askeri güç oluşturma planını düşündüğü iddia edilmişti.




