2025’in ekoloji gündemi, 2024’ün son günlerinde alınan kararlarla şekillenmeye başladı. 27 Aralık 2024’te Afşin-Elbistan Termik Santrali’nde üretim kapasitesinin artırılması yönünde verilen karar, yeni yılın ilk aylarında çevre ve yaşam savunucularının itirazlarını büyüten başlıklardan biri oldu.
Ocak-şubat: Yurttaşlar termik santrallere, atık tesislerine ‘dur’ dedi
Şubat ayının ilk günlerinde Dersim’de Sütlüce köyü yakınlarında planlanan “entegre katı atık bertaraf tesisi” için iş makinelerinin alana girmesi üzerine köylüler ve çevre örgütleri bölgede nöbet ve protestolara başladı. Projenin doğaya ve yaşam alanlarına zarar vereceği belirtilirken, çalışmanın durdurulması çağrıları yapıldı.
PİRHA
İzmir’de ise “acele kamulaştırma” kararıyla gündeme gelen Tire–Belevi yol çalışması güzergâhındaki ağaç kesimlerine karşı Çayırlı köylüleri başta olmak üzere yurttaşların tepkisi şubat boyunca sürdü.
Aynı ay içinde çevre örgütleri, Aliağa’daki termik santral faaliyetlerine ilişkin itirazlarını yeniden gündeme taşıdı; santralın kapatılması gerektiği yönünde çağrılar yinelendi.
İklim krizinin etkileri de şubat ayından itibaren görünürleşti. Adıyaman Çat Barajı’nda yağışların düşmesiyle su seviyesindeki gerileme ve “yüzen adalar”ın kıyıya vurması, bölgede kuraklık kaygılarını artıran işaretlerden biri olarak kayda geçti.
Mart: Maden sahalarına karşı itirazlar büyüdü
Mart ayında Malatya Arguvan’da köylerin maden sahası ilan edilmesine karşı yurttaşlar protestolar düzenledi; bölgenin endemik bitki çeşitliliği ve ekosistem yapısına dikkat çekilerek “yaşam alanları daraltılıyor” vurgusu öne çıktı.
Hatay’da ise Dikmece’de, hukuki süreç sonuçlanmadan zeytinlik ve ormanlık alanlarda iş makinelerinin çalışmaya başlaması tepkilere yol açtı. Deprem sonrası yaşam mücadelesi veren yurttaşlar, tarım arazilerinin ve zeytinliklerin imara açılmasına karşı nöbetlerini sürdürdü.
Nisan: Samandağ’da zeytinlik nöbeti ve Dersim’de ‘kutsala’ dokunan talan
Nisan ayında Hatay Samandağ’a bağlı Mağaracık ve Hıdırbey’de, yargı süreci devam etmesine rağmen iş makinelerinin jandarma eşliğinde arazilere girmesi tartışma yarattı. Yurttaşlar, zeytinliklerin sökülmesine karşı iş makinelerinin üzerine çıkarak çalışmayı durdurmaya çalıştı.
Dersim’in Pertek ilçesinde ise mera alanlarına pomza-kum ocağı kurulmasına karşı köylüler hem doğayı hem de inanç mekânlarını korumak için ses yükseltti.
Mayıs: GES, maden ve tarım alanları hattında direniş
Mayısta Mardin’de kırsal Zeytinli mahallesinde planlanan GES projesine karşı köylüler kepçelerin önüne oturarak meralarını savundu. Sivas Zara’da maden ocağı girişimlerine karşı yapılan protestolarda “doğaya dokunma” çağrıları öne çıktı.
Haziran-temmuz: ‘Süper izin’ tartışmaları ve zeytin nöbeti
Haziran ayında zeytinliklerin madencilik faaliyetlerine açılacağı gerekçesiyle eleştirilen ve kamuoyunda “süper izin” olarak anılan torba teklifin Meclis komisyon gündemine gelmesiyle birlikte Ankara’da protestolar düzenlendi.
Temmuzda Ankara’daki “zeytin nöbeti”nin sona ermesiyle ekoloji aktivistleri mücadeleyi yeniden köylere taşıyacaklarını duyurdu.
Temmuz ayında Gaziantep İslahiye’de TOKİ konutları için zeytinliklerin sökülmesi planına karşı köylü kadınların protestoları da yılın dikkat çeken ekoloji başlıkları arasında yer aldı.
Ağustos-eylül: Akbelen buluşması ve Milas’tan Gabar’a eko-kırım
Ağustosta Muğla Milas İkizköy/Akbelen’de doğa savunucuları bir araya gelerek zeytinliklerin madene açılmasına karşı ses yükseltti.
Eylülde Milas bölgesinde maden faaliyetleri için zeytin ağaçlarının sökülmesi tartışmaları sürerken, Şırnak’ta Besta bölgesinde “eko-kırıma geçit yok” şiarıyla nöbet eylemleri başladı. Ayın sonunda Cudi–Gabar hattında uzun süredir devam eden ağaç kesimlerine ilişkin görüntüler ve haberler, bölgedeki tahribatı yeniden gündeme taşıdı.
Ekim: Hakan Tosun için adalet mücadelesi
Ekim ayında ekoloji aktivisti ve gazeteci Hakan Tosun’un sokakta darp edilmesinin ardından yaşamını yitirmesi, ekoloji mücadelesinin yıl içindeki en acı kayıplarından biri olarak kayda geçti. Ailesi ve dostları, soruşturma sürecine dair kamuoyunun aydınlatılması çağrılarını sürdürdü.
Kasım-aralık: Sokak hayvanları tartışması ve hafıza-mekân kırımı
Kasımda İstanbul Valiliği’nin sokak hayvanlarının kamu alanlarında beslenmesine ilişkin kısıtlama çağrıları tartışma yarattı; hayvan hakları savunucuları “beslemeye devam” diyerek tepki gösterdi.
Aralıkta ise Van’ın Edremit ilçesinde, Şamran Kanalı ile sulandığı belirtilen tarihi Ermeni bahçelerinde su akışının kesilmesi sonrası yaşanan kuruma ve yapılaşma tartışmaları gündeme geldi. Yılın son ayında Dersim Sekasur’da anıt mezarların bulunduğu alanda planlanan pomza-kum ocağına karşı köylülerin nöbeti de sürerek “doğa ve hafıza savunusu” vurgusunu öne çıkardı.
2025, bir yandan ekolojik tahribat iddiaları ve yeni projelerle, diğer yandan termik santrallere, maden sahalarına, zeytin kıyımına ve atık tesislerine karşı yükselen yerel direnişlerle hatırlanan bir yıl olarak geride kaldı.
Tamamı video haberde.




