İran ile Almanya, İngiltere ve Fransa arasında ‘İran’ın nükleer faaliyetleri ve yaptırımların kaldırılması’ konularının ele alındığı üçüncü tur görüşmeleri, İsviçre’nin Cenevre kentinde gerçekleştirildi.
İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Garib Abadi, İsviçre’nin Cenevre kentinde, İran ile Almanya, İngiltere ve Fransa arasında ‘İran’ın nükleer faaliyetleri ve yaptırımların kaldırılması’ konularının ele alındığı dünkü üçüncü tur görüşmeleri hakkında sosyal medyadan açıklama yaptı. Abadi, görüşmelerin ‘yapıcı’ geçtiğini söyledi.
Abadi, “Nükleer faaliyetler ve yaptırımlar konusunda ihtiyaç olan bir anlaşmaya varılması için bazı detaylar ele alındı” ifadelerini kullandı. Görüşmelerin yeniden başlaması ve bir anlaşmaya ulaşmak için tüm taraflarca uygun bir atmosferin oluşturulup korunması gerektiği konusunda mutabakat sağlandığını kaydeden Dışişleri Bakan Yardımcısı, görüşmelerin devam etmesinin kararlaştırıldığını aktardı.
Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olarak adlandırılan nükleer anlaşma İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) daimi üyeleri ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa ile Almanya (5+1) arasında 14 Temmuz 2015 tarihinde imzalanmıştı. Bununla birlikte 2017’de ABD başkanı olan Donald Trump, Mayıs 2018’de ABD’nin anlaşmadan tek taraflı olarak çekildiğini açıklamıştı. Nükleer müzakerelerin yeniden başlamasına yönelik çabalar sonuç vermemiş, İran da uranyumu yüzde 60 düzeyinde zenginleştirmişti.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Direktörü Rafael Mariano Grossi, Aralık 2024’te yaptığı, Tahran ziyaretinde Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ve Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi ile görüştüğünü, bir müzakereye başlama aşamasında olduklarını açıklamıştı.
Fransa, İngiltere ve Almanya’dan AB ülkeleri, Donald Trump’ın göreve başlamasıyla birlikte İran’a karşı daha agresif bir politika izlemesinden endişe duyuyor. Bu kaygılar, İsrail ordusunun İran’ın nükleer tesislerine yönelik saldırıları tehdidi Trump yönetiminin bölgedeki tutumunu sertleştirmesi beklentisiyle daha da güçlenmiş durumda.
İran da, müzakerelerde kendisini işbirliğine açık bir pozisyonda tutarak Trump’ın uygulayabileceği sert yaptırımlardan kaçınmaya çalışıyor.