AB, Rusya’ya yaptırımlar konusunda Türkiye’den daha fazla uyum bekliyor

Avrupa Birliği(AB), Rusya’ya yönelik yaptırımların uygulanması konusunda Türkiye ile iyi bir diyalog ve işbirliği bulunduğunu ancak bunun sınırlı olduğunu düşünüyor. Konuya yakın bir AB yetkilisi, “Türkiye’nin yaptırımlara yaklaşımı daha dar kapsamlı ” dedi.

AB, Rusya’ya yaptırımlar konusunda Türkiye’den daha fazla uyum bekliyor
AB, Rusya’ya yaptırımlar konusunda Türkiye’den daha fazla uyum bekliyor
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 22 Haziran 2025 10:29

ABD Başkanı Donald Trump’ın iktidara gelişiyle ABD’nin Ukrayna ve Rusya’ya yönelik tutum değişikliği ile Orta Doğu’daki gelişmeler, AB’nin gündemindeki yerini koruyor.

ANKA’nın haberine göre AB Komisyonu yetkilisi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in barışla ilgilendiğine inanmadıklarını belirterek, “O zamandan beri olan hiçbir şey bu görüşü değiştirmedi, askeri zafer istemeye devam ediyor. Onun çatışmanın ‘temel nedenleri’ olarak adlandırdığı şey aslında Ukrayna’nın bağımsız ve egemen bir devlet olarak var olma hakkıdır” dedi.

Bu aşamada barış görüşmeleri konusunda çok iyimser olmadıklarını belirten yetkili, “Ukrayna’ya olan desteğimiz askeri, makroekonomik ya da yaptırımlar açısından her zaman olduğu gibi güçlü bir şekilde devam etmektedir” ifadelerini kullandı.

ABD tarafından bakıldığında, Trump ile Putin’in görüşmelerinde, yaptırımların kaldırılabileceğinin konuşulduğu ancak bu konunun gündemden düştüğünün görüldüğünü belirten yetkili, “Dolayısıyla şu an için ne ABD’den yeni yaptırımlar görüyoruz ne de yaptırımların kaldırıldığını, önümüzdeki birkaç ay boyunca bu dünyada yaşayabileceğimizden şüpheleniyorum” diye konuştu.

AB yetkilisi, üç yılın sonunda bu yaptırımların Rus ekonomisi üzerinde ciddi bir etkisi olduğunu vurguladı.

Rusya’nın ülkenin resesyona doğru gittiğini, IMF’nin Rusya’nın büyüme tahminini önce 1,5’ten 1,2’ye ve şimdi 0.9’a düşürdüğünü dile getiren yetkili, “Rus ekonomisindeki tüm temel göstergeler kırmızı alarm veriyor. Faiz oranları yüzde 21’den 20’ye indi. Bunun iş yapan insanlar için çok fazla teselli olduğundan emin değilim. Enflasyon oranı kesinlikle resmi olan yüzde 10’dan çok daha yüksek. Ulusal Refah Fonu neredeyse yüzde 50 oranında tükendi ve bu yılın sonuna kadar tamamen tükenmesi bekleniyor” ifadelerini kullandı.

‘Yaptırımların delinmesini önlemeye yönelik iş birliği, Gümrük Birliği’nin ön koşulu’

Yetkili, Rusya-Ukrayna savaşında kullanılan mallarla ilgili Türk yetkililerle iyi bir işbirlikleri olduğunu belirterek, “Ancak bunu bir bağlama oturtmamız gerekir. Yaptırımların delinmesini önlemeye yönelik işbirliği, Gümrük Birliği görüşmelerinin yeniden başlatılmasının ön koşuludur” dedi. Kişisel olarak iyi temasları olduğunu kaydeden yetkili, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Bunun, yaptırımlar konusunda kapsamlı bir işbirliği olmadığını söyleyebilirim, bazı spesifik konuları, özellikle de savaş alanındaki malları hedef alıyor. Ancak daha geniş bir çerçeveden bakacak olursam, Demokrasi Çalışmaları Merkezi tarafından yayınlanan ‘Kremlin’in Türkiye’deki Oyun Kitabı’ başlıklı yeni bir rapora göz attım. Tarafsız bir yayın olduğunu iddia etmiyorum ama ister ticaret açısından olsun, ister petrol ihracatı ve rafine ürünlerin Türkiye üzerinden yeniden ihracatı açısından olsun, Türkiye’nin Rusya için Batı ile bir temas noktası olarak giderek daha önemli hale geldiğini gösteriyor. Burada önemli olan nokta, bu durumun AB’nin yaptıklarından kesinlikle farklı olmasıdır. Kısa bir süre önce, 2027 yılına kadar Rus enerjisine olan bağımlılığın ortadan kaldırılmasını amaçlayan RePowerEU planını yayınladık.”

‘Türkiye’nin ABD’nin olası ikincil yaptırımları konusunda endişeli olduğunu gözlemliyoruz’

“Türkiye’nin ABD’nin olası ikincil yaptırımları konusunda çok endişeli olduğunu da gözlemliyoruz. Dolayısıyla finans sektöründe, ikincil yaptırım riskinden kaçınmaya yönelik uyum ve endişenin açık olduğunu ve tüm Türk bankacılık sektörünün çok dikkatli davrandığını gördüğümüzü söylemeliyim.”

Yetkili, Türkiye ile ilgili genel mesajının, “Türkiye ile iyi bir diyalog ve işbirliği var ama bu oldukça sınırlı ve Türkiye’nin yaptırımlara yaklaşımı daha dar kapsamlı. Türkiye, BM tarafından onaylanmamış, otonom yaptırımlara katılmayı doğru bulmuyor. Bu görüşü biliyoruz. Ancak biz bir NATO üyesinden ve AB aday ülkesinden daha fazla uyum beklerdik” olduğunu dile getirdi.

‘Alınan kararlar AB’nin gittiği yönle ters düşüyor’

Türkiye’nin Rusya’ya olan enerji bağımlılığının artığını söyleyen yetkili, “Bu durum AB’nin izlediği rotayla tamamen çelişiyor. AB olarak Rusya’ya olan enerji bağımlılığının siyasi şantaja açık bir durum yarattığını deneyimle sabitledik. O yüzden bu bağımlılığı azaltmaya çalışıyoruz. Sonuçta Türkiye egemen bir devlettir ve kendi kararlarını verir. Ama biz sadece alınan kararların AB’nin gittiği yönle ters düştüğünü tespit ediyoruz” ifadelerini kullandı.

‘Türkiye’nin doğal gazının yüzde 40’ı, kömür ve petrolünün yüzde 70’i Rusya’dan geliyor’

“Kremlin’in Türkiye’deki Oyun Kitabı” raporuna atıfta bulunan yetkili, “Türkiye’nin doğal gazının yüzde 40’ı, kömür ve petrolünün ise yüzde 70’i Rusya’dan geliyor. Bu çok yüksek bir bağımlılık oranı ve giderek de artıyor gibi görünüyor ve bunun AB’nin tersi yönde bir ilerleme olduğunu söyleyebilirim. Rusya’dan petrol ve gaz ithalatını durdurma kararının alındığı ilk anda ekonomik bir şok etkisi yarattığı konusunda kesinlikle haklısınız” dedi. Kaynakların çeşitlendirilmesine vurgu yapan yetkili, “Bunun hemen yapılamayacağını biliyorum, belli bir zaman alacaktır. Ancak rakamlardan görebildiğim kadarıyla, bağımlılığın çok yüksek olduğu, hatta belki de biraz arttığı görülüyor ve bu Türkiye’nin gelecekte maruz kalabileceği bir kırılganlık ve enerji kaynaklarınızı yönetme şeklinize daha ihtiyatlı bir bakış çeşitlendirmek olacaktır” diye konuştu.

‘Endişemiz, G7 mallarının Türkiye üzerinden Rusya’ya ulaşması’

Türkiye’nin Rusya ile istediği gibi ticaret yapmakta özgür olduğunu söyleyen yetkili, şunları kaydetti:

“Türkiye, Rusya’ya ürün satmak isterse, bu Türkiye’nin tercihidir. Bizim ürünlerimiz ise yaptırıma tabidir ve biz ticaret yapmıyoruz. Bizi endişelendiren durum, G7’nin yaptırım uyguladığı malların, yani Türk mallarının değil, G7 mallarının Türkiye üzerinden Rusya’ya ulaşmasıdır. Bizim endişemiz bu. Dolayısıyla, Türk şirketlerine yaptırım uyguluyorsak, bu onların Türk ürünlerini Rusya’ya satmasından dolayı değil, bu şirketlerin Rusya’nın bizim yaptırım uyguladığımız ürünlere ulaşmasını kolaylaştırmasından kaynaklanıyor. Yani, yaptırım uygulamamızın sebebi bu. Türkiye’nin de Rusya’ya bu tür ürünlerin satışını yasaklamasını isterdik, ancak durum bu değil. Türkiye’nin, Türk ürünlerinin Rusya’ya ticaretini engellemek için kesinlikle müdahale etmiyoruz. Bu bizim için bir endişe konusu olsa da buna karşı harekete geçmiyoruz. Ancak, Avrupa, ABD veya Japonya üretimi malların ya da markalı ürünlerin Türkiye üzerinden Rusya’ya geçtiğine dair kanıt gördüğümüzde müdahale ediyoruz.”

‘Bu savaşı Sayın Putin için daha pahalı hale getirdik’

Yetkili, son 3 yılda yaptıklarının, Rusya’nın sofistike silahlar için ihtiyaç duyduğu teknolojiyi temin etmesini giderek zor hale getirmek olduğunu belirterek, “Bunu başardık. Ruslar bu ürünleri temin etmekte zorlanıyor” dedi. Yetkili, şu değerlendirmede bulundu:

“Yaptırımlar sayesinde bu savaşı Sayın Putin için daha pahalı, daha riskli ve daha tehlikeli hale getirdik. Sayın Putin’e bunun pahalı, tehlikeli ve riskli bir savaş olacağını açıkça ifade ettik.  Eğer Büyük İskender’den bu yana en ünlü Rus lider olmak istediğini düşündüğü için hala devam etmeyi seçiyorsa, tamam. Yaptırımların işe yaradığını düşünüyoruz. Şimdi baskıyı gerçekten arttırmanın tam zamanı, çünkü ekonomileri çok kırılgan. Bence vidayı daha da sıkarsak Rus ekonomisini ve Sayın Putin’i giderek daha zor bir duruma sokarız. Kendisi de bunun farkında ve bu nedenle durum ekonomik açıdan yönetilmesi çok zor bir hal almadan önce olabildiğince hızlı hareket etmeye çalışıyor.” (ANKA)