AB Temsilcisi Kallas: İsrail’e yönelik yaptırımlar için oybirliğine ihtiyaç var

AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, “İsrail’e yönelik yaptırımlar için oybirliğine ihtiyaç var. Herkesin aynı fikirde olması gerekiyor ama henüz orada değiliz. Gerçek bu” dedi.

AB Temsilcisi Kallas: İsrail’e yönelik yaptırımlar için oybirliğine ihtiyaç var
AB Temsilcisi Kallas: İsrail’e yönelik yaptırımlar için oybirliğine ihtiyaç var
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 18 Haziran 2025 19:01

23 Haziran’daki Avrupa Birliği (AB) Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda AB-İsrail ilişkileri ele alınacak.

Toplantı yaklaşırken, AB kurumlarında İsrail ordusunun Gazze’deki saldırıları konusunda yaşanan gerilim artıyor.

Bunun son örneğini bugün Avrupa Parlamentosu’nda (AP) düzenlenen, “Gazze’de soykırımı durdurmak: AB yaptırımlarının zamanı” başlıklı oturum oluşturdu.

İlk kez ‘soykırım’ ifadesi kullanıldı 

İlk kez Gazze ile ilgili bir AP oturumunun başlığında “soykırım” ifadesi kullanıldı.

Oturuma ise AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas’ın tepkisi damga vurdu.

Kaja Kallas, özellikle sol eğilimli AP üyeleri tarafından, Gazze’de yaşanan gelişmelere sessiz kaldığı ve gerekli kararları almadığı gerekçesiyle eleştiriliyordu.

Kallas, gerçeği yansıtmadığını belirttiği kendisine yönelik eleştirilere, alışılmadık bir tonda tepki verdi.

“Burada sizi dinliyorum ve sanki Filistin’de olup bitenlerin tek sorumlusu benmişim gibi konuştuğunuzu görüyorum” diyen Kallas, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ben burada kendimi değil, AB üyesi 27 devleti temsil ediyorum. Eğer kişisel olarak bana kalsaydı, bu kararları alırdım ama öyle değil.”

Kallas, AP’de 17 Haziran’da yapılan Ortadoğu konulu oturumda da yaşananları durdurmak için gerekli kararların alınıp alınmadığını sorgulamış, “Açıkçası yapmadık çünkü bu hala devam ediyor. Ben de sizinle aynı hayal kırıklığını yaşıyorum” demişti.

AB’de görüş ayrılıkları sürüyor

Çekilen acıları görmenin kendisi için ıstırap verici olduğunu söyleyen Kallas’ın İsrail’e yönelik olası yaptırımlar konusundaki sözleri de AB içindeki görüş ayrılıklarını net şekilde ortaya koyar nitelikteydi:

“Bu konuda önderlik et ve bunları sun diyebilirsiniz ama bunu yaparsam ne işe yarar? Bir şeyler yaptığım için kendimi daha iyi hissederim ama aslında bunun geçmeyeceğini biliyorum.

“Yaptırımlar için oybirliğine ihtiyaç var. Herkesin aynı fikirde olması gerekiyor ama henüz orada değiliz. Gerçek bu.”

AB’de, İsrail’in Gazze’ye yönelik hamleleri konusunda başından bu yana görüş ayrılığı yaşanıyor.

Son dönemde İsrail’e yönelik daha sert tavır alınmasını isteyen ülkelerin sayısı artsa da, henüz ortak pozisyondan bahsetmek mümkün değil.

Hamas’ın 7 Ekim 2023’te İsrail’deki saldırısını hatırlatan Kallas, “İsrail’in kendini savunma hakkı vardır ancak uygulamada İsrail’den gördüğümüz şey meşru müdafaanın ötesine geçmektedir” dedi.

Kallas, “Son haftalarda bunu çok açık şekilde ifade ettik. Gazze’de sıkışıp kalan Filistinlilere gıda ve ilaç yardımını engellemek İsrail’i korumaz” diye konuştu.

İsrail hükümetine baskı uygulanması çağrısı

Savaşın devam ettiği her gün insanlıktan da daha da uzaklaşıldığı vurgusu yapan Kallas, “Yeter artık” dedi ve İsrail hükümetine baskı uygulanması çağrısı yaptı. Sahadaki diğer gelişmelere de değinen Kallas, “Toprakların değiştirilmesi, küçültülmesi ya da genişletilmesi uluslararası hukukun doğrudan ihlalidir. Gazze’de sivil nüfusun tamamı ya da bir kısmı kalıcı olarak evlerinden zorla çıkarılmalı mıdır? Bu da uluslararası hukukun ihlali olacaktır. Bunu böyle adlandırmalıyız” dedi.

Gözler Avrupa Komisyonu’nun tavrında

Gelinen aşamada gözler AB’nin İsrail’le Ortaklık Anlaşması’nı insan hakları temelinde ihlal edip etmediğine ilişkin tavrına çevrilmiş durumda.

Anlaşmanın ikinci maddesi taraflara insan haklarına riayet etme konusunda bağlayıcı yükümlülükler getiriyor.

Bu konuda en önemli sinyal 23 Haziran’da yapılacak AB Dışişleri Bakanları Toplantısı’ndan gelecek.

AB’nin yürütme organı Avrupa Komisyonu’nun bu belgeye ilişkin değerlendirmesi sürüyor.

Kallas “Gözden geçirme şu anda devam ediyor ve sonucu Pazartesi günü dışişleri bakanlarına sunacağım” dedi.

Gözden geçirme kararı, Mayıs ayında 27 AB üyesinden 17’sinin desteğini alan Hollanda’nın önerisiyle gündeme gelmişti.

Konu, 23 Haziran’da AB Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda ele alındıktan sonra 26-27 Haziran’da Brüksel’de yapılacak AB Zirvesi’nde de liderlerin masasında olacak.

Kallas, zirvede konu hakkında liderleri bilgilendirecek.

Anlaşmanın askıya alınıp alınmaması konusunda AB’de çok farklı görüşler var.

Kimileri anlaşmanın askıya alınmasını, kimileri ise bunun Gazze’deki ölümleri durdurmayacağını savunuyor.

Anlaşmanın askıya alınmasına karşı çıkanların sıklıkla kullandığı argümanlardan biri, bu yönde bir hamlenin İsrail’le tüm iletişim ve baskı kanallarının kapanmasına neden olacağı.

Bazı ülkelerden ve AP üyelerinden ise anlaşmanın askıya alınmasıyla yetinilmemesi ve İsrail’e silah ambargosu uygulanması çağrıları geliyor.

Kallas: Rusya AB için doğrudan bir tehdittir

Kallas  ayrıca, Fransa’nın Strasbourg kentinde AB milletvekillerine hitaben yaptığı konuşmada bir çok başlığı değerlendirdi.  Kallas, Rusya’nın salt Ukrayna için değil, tüm Avrupa için bir tehdit oluşturduğunu söyledi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in devasa askeri harcamalarının uzun vadeli bir saldırganlık planına işaret ettiğini savunan Kallas, “Eğer kullanmayı planlamıyorsanız, orduya bu kadar para harcamazsınız” diye konuştu.

Avrupa’nın olası bir saldırıya karşı kendini savunmaya hazırlıklı olması gerektiğini vurgulayan Kallas, Moskova rejimine yönelik eleştirilerini sıralarken, Avrupa hava sahasını ihlal ettiğini, provokatif askeri tatbikatlar gerçekleştirdiğini, enerji altyapısına, boru hatlarına ve denizaltı kablolarına saldırılar düzenlediğini ifade ederek “Rusya Avrupa Birliği için doğrudan bir tehdit haline gelmiştir” dedi.

Bu süreçte Moskova’nın savunma harcamalarının da dikkat çekici boyutlara ulaştığını aktaran Kallas, Rusya’nın savunma bütçesinin AB’nin 27 üyesinin toplam savunma harcamasını geride bıraktığını belirtti. Kallas, “Bu yıl Rusya, savunmaya, sağlık, eğitim ve sosyal hizmetlere yaptığı toplam harcamadan daha fazla kaynak ayırdı. Bu, uzun vadeli bir saldırganlık planıdır. Askeri harcamalar bu seviyeye çıkıyorsa, bu güç kullanılmak üzere hazırlanıyor demektir” uyarısında bulundu.

‘Avrupa saldırı altında’

Kallas, “Avrupa saldırı altında ve dünyamız giderek daha tehlikeli hale geliyor” sözleriyle güvenlik risklerine dikkat çekerken, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’den de benzer bir uyarı geldi. Rutte, Rusya’nın üç ayda ürettiği silah ve mühimmatın, 32 NATO müttefikinin bir yılda ürettiğinden fazla olduğunu belirterek, Rusya’nın bu on yılın sonunda bir NATO üyesine doğrudan saldırı kapasitesine ulaşabileceği uyarısında bulundu.

Almanya Dış İstihbarat Teşkilatı (BND) Başkanı Bruno Kahl da, Rusya’nın yalnızca Ukrayna’yı değil, Batı’yı da hedeflediğini belirterek, “Ukrayna sadece Batı’ya giden yolda bir ara durak. Nihai hedefleri, NATO’yu 1990’ların sonundaki haline geri döndürmek ve Amerika’yı Avrupa’dan çıkarmak. Bu uğurda her yolu denemeye hazırlar” dedi.

Kahl, bu tehdidin daha en başında bertaraf edilmesi gerektiğini vurgulayarak, caydırıcılığın “savaşı önlemenin en kansız yolu” olduğunu söyledi.

NATO ülkeleri, önümüzdeki hafta Hollanda’da yapılacak zirvede savunma harcamalarını artırma taahhüdü içeren yeni bir plan üzerinde uzlaşmaya hazırlanıyor. (BBC Türkçe/DW Türkçe)