ABD’de Donald Trump yönetimi, siyah haklarının sembol isimlerinden Martin Luther King’in suikastıyla (1968) ilgili 240 binden fazla sayfadan oluşan ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI) belgelerini, ailesinin itirazına rağmen, kamuoyuyla paylaştı.
1977’den bu yana mahkeme kararıyla gizli tutulan ve FBI tarafından derlenip Ulusal Arşivler’e (The National Archives) devredilen belgeler, King suikastına dair önemli kayıtları içeriyor.
Gelişme, Donald Trump karşıtlarının, Trump’tan farklı bir seçim vaadini yerine getirmesini talep etmeye devam ettiği bir döneme denk geldi: Jeffrey Epstein’a yönelik federal soruşturma dosyalarının açıklanması. Epstein, uzun yıllar Trump ile sosyal çevrede bulunan ve cinsel suçlardan hüküm giymiş bir isim olarak biliniyor.
ABD Başkanı’nın yayımladığı 14176 sayılı kararname doğrultusunda harekete geçen Ulusal Arşivler, yürütme organındaki diğer federal kurumlarla koordineli biçimde çalışarak, ellerinde kalan belgelerin de tespit edilip en kısa sürede devredilmesini sağlamaya çalışıyor.
Kamuya açılan 243 bin 496 sayfalık belgeler arasında 6 bin 301 PDF dosyası ve bir adet ses kaydı yer alıyor. İlerleyen dönemde yeni belgelerin de eklenmesi bekleniyor.
Konuyla ilgili ABD Ulusal İstihbarat Direktörü (DNI) Tulsi Gabbard, X’ten konuya ilişkin açıklama yaptı.
Martin Luther King’in çocuklarının açıklaması
Martin Luther King’in yayımlanmadan önce suikastla ilgili belgeleri inceleyen çocukları açıklama yaptı.
Açıklamada “Bu dosyaların yayınlanmasıyla ilgilenenlerden, bunu empati, itidal ve ailemizin devam eden acısına saygı göstererek yapmalarını rica ediyoruz” denildi.
Sivil Haklar aktivistlerinden tepki
Sivil Haklar Hareketi’nden Rahip Al Sharpton, “Trump’ın MLK suikast dosyalarını açıklaması adalet arayışından değil; bu hamle, Epstein dosyalarının yol açtığı krizin üzerini örtme ve dikkatleri başka yöne çekme girişimi” dedi.
Martin Luther King’in eşi tarafından kurulan ve Bernice King’in yönettiği King Merkezi, belgelerin yayımlanmasını kısa vadeli siyasi bir dikkat dağıtma olarak nitelendirdi.
Merkezden yapılan açıklamada, “ABD ve dünya toplumunu etkileyen sayısız adaletsizlik varken bu açıklamanın zamanlaması talihsizdir,” dendi.
Trump ve dosyaların açıklanması
Donald Trump, başkan adayıyken John F. Kennedy suikastı dosyalarının açıklanacağını vaat etmişti. Ocak ayında göreve başladığında, JFK, Robert F. Kennedy ve Martin Luther King’in 1968 suikastlarıyla ilgili dosyaların gizliliğinin kaldırılması için bir yürütme emri imzaladı.
Başlangıçta King dosyalarının 2027’ye kadar gizli tutulması planlanmışken, Adalet Bakanlığı avukatlarının talebiyle mahkeme erken kaldırma kararı verdi. Akademisyenler, araştırmacılar ve gazeteciler, King’in suikastı hakkında yeni bilgiler için dosyaları incelemeye başladı. King, o dönemde Memphis’te grevdeki temizlik işçilerine destek veriyordu ve ekonomik adalete odaklanmıştı.
James Earl Ray, King’i öldürdüğünü kabul etmiş; ancak daha sonra suçlamaları reddetmiş ve 1998’deki vefatına dek masum olduğunu iddia etmişti.
King ailesi ve destekçileri uzun süredir Ray’in tek başına hareket ettiğinden ya da gerçekten suikastla bağlantısı olduğundan şüphe duyuyor. Coretta Scott King, soruşturmanın yeniden açılmasını talep etmiş, 1998’de dönemin Adalet Bakanı Janet Reno, sivil haklar bölümünü konuyu tekrar incelemeye yönlendirmişti. Ancak Reno’nun ekibi, 1969’daki mahkeme kararını değiştirecek bir bulguya rastlamadığını açıklamıştı.
Son açıklamalarında Bernice ve Martin III, Ray’in kurban olduğunu savunarak, 1999’da aile tarafından açılan sivil davada Memphis jürisinin King’in bir komplo hedefi olduğu sonucuna vardığını hatırlattı.
Martin Luther King hakkında
ABD’li sivil haklar lideri, siyah haklarının sembol isimlerinden.
ABD’de ırksal ayrımcılığa ve eşitsizliğe karşı barışçıl direniş yöntemleriyle mücadele etti. Özellikle, savunduğu şiddetsiz direniş ve sivil itaatsizlik stratejileriyle tanınır.
1955’teki Montgomery otobüs boykotunu örgütleyerek ulusal çapta tanındı. 1963’te Washington’da yaptığı “I Have a Dream” (Bir Hayalim Var) konuşması, ırklar arası eşitlik ve özgürlük taleplerinin simgesi haline geldi. 1964’te, en genç yaşta, Nobel Barış Ödülü’nü kazandı.
Siyahların oy hakkı, eşit eğitim ve iş olanakları gibi temel haklarını savunan King, 4 Nisan 1968’de Memphis, Tennessee’de suikasta uğrayarak hayatını kaybetti.
Bugün, Amerika’da Martin Luther King Jr. Günü resmî tatil olarak anılmakta ve dünya çapında insan hakları mücadelelerinin ilham kaynağı olarak kabul edilmektedir. (Kaynak: Bianet)