ABD Orta Doğu’dan personelini çekiyor: Gülru Gezer’den üç ihtimalli değerlendirme

ABD, Irak başta olmak üzere bazı diplomatik ve askeri noktalardan personelini tahliye etmeye hazırlanıyor. Eski Başkonsolos Gülru Gezer, bu adımın İran’a gözdağı, güvenlik tehdidi ya da Gazze politikalarına yönelik tepkilerle bağlantılı olabileceğini söyledi.

ABD Orta Doğu’dan personelini çekiyor: Gülru Gezer’den üç ihtimalli değerlendirme
ABD Orta Doğu’dan personelini çekiyor: Gülru Gezer’den üç ihtimalli değerlendirme
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 12 Haziran 2025 15:53
  • Güncellenme: 12 Haziran 2025 15:54

ABD, Orta Doğu’da artan gerilimler nedeniyle Irak Büyükelçiliği başta olmak üzere bazı diplomatik ve askeri noktalardan personelini çekmeye hazırlanıyor. Eski ABD Başkanı Donald Trump, bölgenin “tehlikeli hale gelebileceğini” belirterek tahliye kararını kamuoyuna duyurdu. Kararın ardından eski Los Angeles Başkonsolosu Gülru Gezer, gelişmeleri ANKA Haber Ajansı’na değerlendirdi.

‘ABD’ye yönelik doğrudan bir tehdit alınmış olabilir’

Gezer, ABD’nin adımının üç temel gerekçeden biriyle açıklanabileceğini belirtti. İlk ihtimal olarak doğrudan bir güvenlik veya istihbarat tehdidini işaret etti:

“ABD’nin hem diplomatik misyonlarına hem de askeri üslerine yönelik bir tehdit alınmış olabilir. Böyle bir durumda klasik protokol uygulanır: çekirdek ekip kalır, diğer personel ve özellikle aileler tahliye edilir. Bu, tamamen güvenliğe dönük bir önlem olabilir.”

‘Nükleer müzakerelerde İran’a gözdağı veriliyor olabilir’

İkinci ihtimalin İran’la devam eden nükleer müzakerelerle bağlantılı olduğunu dile getiren Gezer, ABD’nin bu tahliyeyle Tahran’a mesaj verdiğini söyledi:

“İran’a, ‘ya anlaşmayı kabul et ya da askeri seçenek devreye girecek’ deniyor olabilir. Bu bir tür zorlayıcı diplomasi. 15 Haziran’da Umman’da yeniden bir araya gelecekler. ABD bu süreçte pozisyonunu güçlendirmeye çalışıyor.”

‘ABD’nin Gazze politikası temsilcilikleri hedef haline getirdi’

Üçüncü senaryonun ise İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına ABD’nin verdiği destekle ilgili olduğunu söyleyen Gezer, bu durumun ABD misyonlarını hedef haline getirdiğini ifade etti:

“ABD’nin Gazze’deki politikaları, misyonlarını hem diplomatik hem askeri anlamda daha kırılgan hale getirdi. İran’a yakın coğrafyalarda —Irak, Bahreyn, Kuveyt gibi— daha büyük bir risk olduğu için tahliyelerin bu bölgelerle sınırlı tutulduğunu düşünüyoruz.”

‘Türkiye tansiyonu düşürücü pozisyonda olmalı’

İran’a yönelik olası bir askeri müdahaleye Türkiye’nin yaklaşımı hakkında da değerlendirmede bulunan Gezer, Türkiye’nin bölgede istikrar sağlayıcı bir rol üstlenmesi gerektiğini belirtti:

“Türkiye’nin İran’la 500 kilometreye yakın sınırı var. En son isteyeceğimiz şey, nükleer güce sahip bir komşunun istikrarsız hale gelmesidir. Irak, Suriye gibi örneklerden görüldüğü gibi biz bu istikrarsızlıklardan doğrudan etkileniyoruz.”

Gezer, olası bir müdahalenin yalnızca İran’la sınırlı kalmayacağını, Rusya, Çin ve Kuzey Kore gibi aktörlerin de sürece dahil olabileceğini söyledi. Ayrıca, bir nükleer saldırının ekolojik bir felaket yaratabileceği uyarısında bulundu.

‘Dışişleri gerekli temasları yürütüyordur’

Gezer, Türkiye’nin şu anda tansiyonu düşürmek amacıyla diplomatik girişimlerde bulunduğuna inandığını da sözlerine ekledi:

“Dışişleri Bakanlığı’nın bu aşamada dahi arka kapı diplomasisi yürüttüğünden şüphem yok. Türkiye bu krizde ara bulucu, tansiyonu düşürücü bir rol oynamalıdır.”