• Ana Sayfa
  • Gündem
  • Adalet Bakanı gündemi değerlendirdi: Murat Çalık’ın durumu, süreç, Minguzzi ve Ayşe Tokyaz cinayetleri…

Adalet Bakanı gündemi değerlendirdi: Murat Çalık’ın durumu, süreç, Minguzzi ve Ayşe Tokyaz cinayetleri…

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Murat Çalık’ın sağlık raporunda Adli Tıp Kurumu’nun tahrifat yaptığı iddialarını yalanlayarak kurumun 200 yıllık güvenilir bir teşkilat olduğunu vurguladı. Sürece ilişkin de konuşan Tunç, PKK’nin silah bırakma sürecinin yakından takip edildiğini kaydetti. Ayrıca Ahmet Minguzzi ve Ayşe Tokyaz cinayetlerine ilişkin yürütülen soruşturma ve yargılama süreçleri hakkında bilgi verdi.

Adalet Bakanı gündemi değerlendirdi: Murat Çalık’ın durumu, süreç, Minguzzi ve Ayşe Tokyaz cinayetleri…
Adalet Bakanı gündemi değerlendirdi: Murat Çalık’ın durumu, süreç, Minguzzi ve Ayşe Tokyaz cinayetleri…
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 23 Temmuz 2025 19:05
  • Güncellenme: 23 Temmuz 2025 19:08

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Bakan Tunç, Sözcü Gazetesinde Özgür Cebe’nin imzasıyla yayımlanan 200 PKK’li hükümlünün tahliye edildiği haberini yalanlayarak şunları söyledi:

“Örgüt üyesi gibi cezalandırılmaları yönünde bir hüküm vardı. Anayasa mahkemesi tarafından iptal edildi. Bu iptal kararı Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından değerlendirildi ve yeni bir düzenleme yapılmadı. Burada özellikle toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılanlar bakımından daha çok uygulamada bir problemle karşılaşılmıştı. Asıl örnekler bununla ilgiliydi. Bir kişi toplantı ve gösteri yürüyüşüne yasa dışı bir gösteriş yürüyüşüne katıldığında 2911 sayılı Kanun’a göre bir cezası var ceza alıyordu ama o yasa dışı gösteriyi düzenleyen örgüt hangi örgüt ise o örgütün üyesi gibi ayrıca bir cezalandırma söz konusuydu. Burada Anayasa Mahkemesi her bir fiilden dolayı her iki suç bakımından ayrı ayrı cezalandırmayı suç ve ceza dengesi bakımından ağır bulduğu gerekçesiyle bir iptal kararı vermişti. Örgüt üyesi olmayıp örgüt üyesi tarafından cezalandırılan karar için iptal kararı verilmişti. Bu iptal kararı doğrultusunda Meclisimizde yeni düzenleme yapılmayınca burada kişilerin işledikleri suçtan ceza alacağı ama örgüt üyesi olmadıkları için örgüt üyesi gibi cezalandırılamayacağı gibi bir durum ortaya çıktı. Burada basına intikal eden rakamlar da doğru değil burada 200 kişinin tahliye edildiği, 700 kişinin tahliye edileceği şeklinde bir takım afaki rakamlar veriliyor. Bunlar doğru değil. Burada 200 kişinin 700 kişinin PKK üyesi olduğu için tahliye edildiği gibi bir haber bu şekilde yansıtılması birtakım yanlış anlamalara sebebiyet veriyor.”

Süreç gündemi: ‘Türkiye önemli bir dönemeci aştı, silah bırakma süreci takip ediliyor’

Adalet Bakanı, sürece ilişkin de konuşarak şunları kaydetti:

“Terörsüz Türkiye konusu hayati öneme sahip konulardan biri. 41 yıldan bu yana ülkemizin gelişmesinin kalkınmasının önündeki en büyük engellerden biri olan terör örgütü ve binlerce şehit vermemize neden olan büyük acılar yaşadığımız terör örgütünün kendini feshetmesi ve silahları yakması çok önemliydi. Türkiye 100 yılına başladığımız şu anlamlı dönemde çok önemli bir dönemeci aştı Türkiye. Ve şu anda terör örgütünün silah bırakması ile ilgili süreç takip ediliyor. Devletimizin ilgili kurumları tam bir koordinasyon içerisinde bu süreç takip ediliyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde de bu konuda bir komisyon kurulması çalışmaları da başladı ve gerekli görüşmeler partiler arasında diyalog da devam ediyor. Türkiye’nin dünyanın en güçlü ülkelerinden biri olabilmesi için önündeki en büyük engelin ortadan kalkması ve iç cephemizi güçlendirerek etnik kökeni ne olursa olsun hep beraber milletçe birlik beraberliğimizi daha da kuvvetlendirerek yola devam etmemiz noktasındaki önemli bir süreci ve hep beraber yaşıyoruz.”

Murat Çalık’ın sağlık durumu: ‘Adli Tıp raporunda tahrifat iddiası külliyen yalan’

İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez’in Murat Çalık’a İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden verilen raporun Adli Tıp Kurumu tarafından tahrif edildiğine yönelik açıklaması sorulan Tunç, şunları söyledi:

“Adli Tıp Kurumu’nun bu şekilde tahrifat yapması külliyen yalan. Bazı kişiler ne yazık ki yalancılık hastalığına tutulmuş diyebiliriz. Adli Tıp Kurumumuz 200 yıllık teşkilatımız. Adli konularda, bilirkişilik yapan devletin güvenlik kuruluşudur. Adli Tıp Kurulu üyeleri kurul olarak çalışır ve kurul olarak karar verirler. Her biri alanında uzman akademisyenlerden oluşur. Bu anlamda böyle bir durum söz konusu olamaz.

Burada özellikle Beylikdüzü Belediye Başkanı ile ilgili olarak İBB soruşturmaları kapsamında tutuklama kararı verilmişti. Şahsın cezaevinde rahatsızlanması nedeniyle önce cezaevi revirinde muyanesi, sonra hastaneye intikali ve Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi süreçleri oldu. Tekrar rahatsızlanması neticesinde yeniden hastaneye kaldırılmıştı. Serbest bırakılması konusundaki talepler çerçevesinde de özellikle Adli Tıp Kurumu’na raporlar intikal ettirildi. Kendisi Adli Tıp tarafından muayene edildi. Şu an İzmir Şehir Hastanesi’nde tetkikleri devam ediyor. İzolasyonlu bir odada kalıyor. Bu kapsamda Adli Tıp’ın talep ettiği tetkikler devam ediyor. Bu süreçlerden sonra Adli Tıp yeniden bir rapor düzenleyecek. Bu rapor doğrultusunda da adli makamlar gerekli kararları vereceklerdir.”

Ahmet Minguzzi davası: ‘Çocukların suça sürüklenmekten korunması önceliktir’

Ahmet Minguzzi’nin öldürülmesine ilişkin devam eden yargılama sürecine ilişkin konuşan Tunç, şu açıklamaları yaptı:

“Olayın yaşadığı ilk andan itibaren aile ile iletişim halindeyiz. Onu katledenlerle ilgili olarak yargımız gerekli soruşturmayı başlattı. Yaşı 18’den küçük 4 kişiyle ilgili İstanbul Anadolu Adliyesi’nde dava devam ediyor. Ailenin tehdit edilmesiyle ilgili olarak 8 kişiden 5’i suçu ve suçluyu övme suçundan 1 yıl 8 ay şeklinde hapisler aldı. Bir kişi de tehdit suçundan 4 yıl 8 ay ceza aldı. Yetişkin bir kişide suç ve suçluyu övme suçundan 2 yıl 3 ay ceza aldı. Bir diğer yetişkin kişi de tehdit suçundan 5 yıl 3 ay ceza aldı. Ayrıca mezarların tahrip edilmesiyle ilgili de bir kişi 2 yıl 6 ay hapis cezası aldı.

Gerek mezarların tahribi gerekse ailenin tehdit edilmesine ilişkin soruşturmalar hızlı bir şekilde yürütüldü ve gerekli cezalar yargımız tarafından verildi. Anadolu 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava süreci de dört çocuk açısından devam etmektedir. Aileyle yaptığımız görüşmelerde, ceza adaleti sistemi bakımından yapılabilecekler ele alındı. Aile, başka annelerin aynı acıyı yaşamaması ve etkin bir soruşturma yapılması adına çeşitli önerilerde bulundu.

Burada özellikle çocuk yaşta, gerek suç mağduru olan gerekse suça sürüklenen çocuklarla ilgili olarak; ceza adaleti sistemi bakımından hem caydırıcılık hem de mağdur çocukların korunması açısından, soruşturma, kovuşturma ve infaz aşamalarında yapılabilecekleri değerlendirdik. Biliyorsunuz, Ceza Kanunu’na göre 12 yaşın altında ceza sorumluluğu bulunmamaktadır. 12-15 yaş arası çocuklar için ise Adli Tıp raporuna bağlı olarak sınırlı sorumluluk söz konusudur ve cezada indirim uygulanır. 15-18 yaş aralığında ise yine adli değerlendirme yapılmakta ve cezai sorumluluk olmakla birlikte belli oranda indirim uygulanmaktadır.

Tüm bu hususlar yeniden değerlendirilebilecek konulardır. Çocuklarımızın korunması çok önemlidir. Özellikle çocukların suça sürüklenmekten ve suçtan zarar görmekten korunması büyük bir önceliktir. Çünkü çocuklar, çevresindeki tehlikelere karşı en savunmasız gruptur.”

Ayşe Tokyaz cinayeti: ‘Kadına yönelik şiddet, bizim kırmızı çizgimizdir’

İhraç polis memuru Cemil Koç tarafından katledilen Ayşe Tokyaz’a ilişkin soruşturmayla ilgili soru üzerine Tunç, şu ifadeleri kullandı:

“Ayşe Tokyaz cinayeti de maalesef, kadınlarımızın bu şekilde şiddete maruz kalması ve hunharca katledilmesi hepimizin yüreğini derinden yaralıyor. Ne yazık ki, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bu noktada üzücü hadiselerle karşı karşıya kalıyoruz.

Kadına yönelik şiddet, bizim kırmızı çizgimizdir. Bunu her zaman açıkça ifade ediyoruz. Kadına şiddetin önlenmesiyle ilgili olarak her bakanlığın kendine düşen sorumluluklar ve görevler vardır. Bu çerçevede çeşitli çalışmalar yürütülmektedir.

Özellikle Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, kadına yönelik suçların cezalarının artırılmasıyla ilgili düzenlemeler yapılmıştır. Kadına karşı kasten öldürme suçları, ağırlaştırılmış müebbet hapis kapsamına alınmıştır. Yine, kasten yaralama suçları kadınlara karşı işlendiğinde, diğer mağdurlara oranla daha ağır cezai yaptırımlar uygulanmaktadır. Ceza kanunumuzda bu yönde düzenlemeler gerçekleştirilmiştir. Tabii ki bu noktada, soruşturmaların etkin bir şekilde yürütülmesi son derece önemlidir. 7 kişi şu anda tutuklu, 1 kişi firari. Soruşturma devam ediyor, etkin bir şekilde de devam edecek. Hak ettikleri cezaya çarptırılacaklar.” (ANKA)