Afganistan’da deprem: Hala enkazdan çıkarılamayanlar var

Afganistan’ın doğusundaki Kunar vilayetinde 31 Ağustos gecesi meydana gelen 6 büyüklüğündeki depremin ardından arama kurtarma ekipleri, depremden etkilenen bölgelerde çalışmalarını sürdürdüğünü açıkladı.

Afganistan’da deprem: Hala enkazdan çıkarılamayanlar var
Afganistan’da deprem: Hala enkazdan çıkarılamayanlar var
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 3 Eylül 2025 13:35

Afganistan’da binden fazla kişinin yaşamını yitirdiği depremde halk kendi imkanları ile yakınlarını enkazdan çıkarıyor, defnediyor.

Kunar- Afganistan’ın doğusunda bulunan Kunar vilayetinde 1 Eylül’de meydana gelen 6,0 büyüklüğündeki deprem yıkıma neden oldu. Depremden özellikle Kunar, Laghman ve Celalabad kentleri etkilendi. Son açıklamalara göre yaşanan yıkım nedeniyle bini aşkın kişi hayatını kaybetti.

Celalabad’da, Dare-i Nur ilçesindeki bazı köylerde evler yıkıldı ve dört çocuk enkaz altında hayatını kaybetti.

Laghman’da ise halk sadece maddi kayıplarla karşı karşıya kaldı. Ancak en büyük hasarı Kunar aldı.

Bu vilayete bağlı iki vadi, Çepa Dara ve Dara-i Mazar, adeta yerle bir oldu.

Depremden iki gün sonra insanlar hâlâ enkaz altından cenazeleri çıkarmaya çalışıyor.

Bir vilayet yetkilisi, isminin açıklanmaması koşuluyla AA’ya verdiği demeçte, yönetimin insani yardım malzemelerini bazı uzak noktalara ulaştırmaya başladığını belirtti.

Dağlık arazi, hasarlı yollar ve olumsuz hava koşullarının yardımları ulaştırmayı zorlaştırdığını aktaran yetkili, arama kurtarma ve yardım ekiplerinin tüm afet bölgelerine ulaşabilmek için çalışmalarını hız kesmeden sürdürdüğünü kaydetti.

Yetkili, “Mümkün olduğunca araçlarla yardım malzemeleri gönderiyoruz. Fakat deprem nedeniyle ulaşımın aksadığı bölgelere helikopterlerle malzeme taşınıyor ve yaralılar hastanelere naklediliyor.” ifadesini kullandı.

Hala enkazdan çıkarılamayanlar var

Jınha’da yer alan habere göre ise enkaz altında kalmaktan son anda kurtulan Hajira Nur yaşananları “Gece yarısı korkunç bir ses duydum. Yerimden fırladım, odanın her tarafının toprakla kaplandığını gördüm. Panik içinde iki yaşındaki kızımı kucağıma aldım ve eşimle birlikte dışarı kaçtık. Daha odayı terk ederken evimiz tamamen yıkıldı” sözleri ile özetledi.

Hajira Nur, “Bizimle yan odada eşimin yaşlı anne ve babası vardı. Bugün onların cansız bedenlerini enkazdan çıkarabildik” dedi.

Bütün aile üyelerini kaybeden ya da bir aileden sadece iki kişi kalanların olduğunu söyleyen Hajira Nur “Her gün bir yakınımızı toprağa veriyoruz. En fazla kayıplar çocuklar, kadınlar ve yaşlılar arasında; çünkü kaçacak fırsat bulamadılar” şeklinde konuştu.

Yardımlar ulaşamıyor

Bu iki vadide düzgün bir yol veya sağlık merkezi bulunmuyor. Yaralı kadınlar ciddi zorluklarla karşı karşıya. Araçlar bu engebeli bölgelere ulaşamıyor; bu nedenle yardımların helikopterlerle ulaştırılması gerekiyor. Halk büyük sıkıntılar yaşıyor. Taliban tarafından gönderilen yardımların tekrar yağmalandığı bildiriliyor ve yaralıların sevkiyatı gecikiyor. Yetersiz imkânlar, insanların hayatını daha da fazla tehdit ediyor ve hayatını kaybedenlerin sayısı artıyor.

 

Yardımda bulunacak ülkeler

Afganistan’a komşu Pakistan, İran, Çin ve Hindistan ile bazı Batılı ülkeler, depremin ardından Afganistan’a yardımda bulunacağını açıkladı.

Hindistan Dışişleri Bakanı Subrahmanyam Jaishankar, ABD merkezli X şirketinin sosyal medya platformundaki hesabından yaptığı açıklamada, insani yardımların hava yoluyla Afganistan’a ulaştırıldığını bildirdi.

Aralarında battaniye, çadır, hijyen kitleri, su depolama tankları, jeneratör, temel ilaçlar, tıbbi malzeme ve gıda olmak üzere toplam 21 ton yardım malzemesinin gönderildiğini aktaran Jaishankar, “Sahadaki durumu izlemeye devam edeceğiz ve gelecek günlerde daha fazla insani yardım göndereceğiz.” ifadesini kullandı.

Afganistan’daki deprem

ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi (USGS), 31 Ağustos’ta Afganistan’ın Pakistan sınırı yakınındaki Celalabad şehrinin 27 kilometre kuzeydoğusunda, 8 kilometre derinlikte 6 büyüklüğünde deprem meydana geldiğini duyurmuştu.

Afganistan geçici hükümeti sözcüsü Zabihullah Mücahid, depremde hayatını kaybedenlerin sayısının 1411’e, yaralı sayısının da 3 bin 124’e çıktığını açıklamıştı.

Yerel yetkililer, bunun ülkeyi vuran en şiddetli depremlerden biri olduğunu belirtmişti.

Deprem neden bu kadar yıkıma sebep oldu?

Afganistan’ın Kunar ve Nangarhar eyaletlerinde yaşanan son depremin Richter ölçeğindeki karşılığı 6.0 oldu. Bu her ne kadar çok güçlü bir sarsıntı anlamına gelmese de, bölgede üç sebepten dolayı büyük bir tahribat meydana geldi:

Depremin, zemine yakın bir yerde olması, bölgedeki toprağın özelliği ve o bölgedeki yapıların basit malzemelerle ya da kusurlu inşa edilmesi.

Deprem merkezinin sığ derinliği

Afganistan’daki deprem yerin sadece sekiz kilometre altında meydana geldi. Merkezi 70 kilometreden daha az derinlikte olan bu tarz “sığ depremler”, oluşan enerji doğrudan yüzeyi etkilediği için çok tehlikeli sayılıyor. Böylesi sarsıntılarda yer haketleri çok fazla ve buna bağlı olarak binalarla alt yapı açısından yıkım gücü en üst seviyede oluyor.

Ayrıca depremin yüzeye yakın bir yerde gerçekleşmesi halinde subdüksiyon bölgelerinde büyük bir zarar ortaya çıkması olasılığı da artıyor. Bir tektonik levhanın diğerinin altına doğru hareket ettiği jeolojik bölgeler, subdüksiyon bölgeleri olarak adlandırılıyor.

Afganistan, her ne kadar bu tip bir okyanus subdüksiyon bölgesinde yer almıyor olsa da, Hindukuş Dağları’nın altında, yer kabuğuna doğru inme hareketi ile ağır depremlere neden olan Hint levhasının eski bir parçasının olduğu karmaşık bir çarpışma ve deformasyon kuşağında bulunuyor.

Zeminin özelliği

Afganistan’ın birçok bölgesinde toprak, gevşek veya tortu ve kil tabakalarıyla kaplı olma özelliği taşıyor. Gevşek, fazlasıyla sulu killi ya da kumlu topraklar da deprem anında “sıvılaşma” adı verilen bir çözülme ile sağlamlığını yitirip zeminin çökmesine neden oluyor.

Böylesi durumlarda binaların tümden kayıp gitmesi büyük zararların ortaya çıkmasına yol açıyor. Özellikle de ağır yağışların ardından topraktaki nem oranı artmış ve yapıların sağlamlığı bu sebepten dolayı daha da azalmışsa.

İnşa tarzı ve bina yapısı

Afganistan’da evler genellikle kerpiç, taş ve pişmemiş tuğlalarla, büyük oranda metal destek yapıları ve altında beton zemin olmadan inşa ediliyor. Bu tür inşa tarzı ile yapılan binalar da, duvarları sarsıntılara karşı dayanıksız ve en ufak sallantıda çökebildiği için, depremlerde aşırı derecede tehlikeli olabiliyor.

Ayrıca kırsal kesimlerde imar yönetmelikleri ve depreme dayanıklı tasarımlar yok ya da bunlara uyulmuyor. Nüfusun yoğun olduğu merkezlerde de binaların çoğunda çelik kirişler bulunmuyor. Bilimsel tahminlere göre bu tarz yapılar, orta ölçekli bir sarsıntıya karşı bile dayanıksız ve büyük zararlar her zaman akılda bulundurulmalı.

Afganistan’da yeni araştırmalar yapılması talebi

Almanya’nın Potsdam kentinde yer alan, Alman Jeoaraştırmalar Merkezi’ne (GFZ) göre, 2023 yılında Afganistan’ın Herat eyaletinde meydana gelen ağır deprem, ülke genelinde “tüm bölgelerin ayrıntılı bir biçimde bilimsel açıdan yeniden araştırılması” ihtiyacını doğurmuş durumda.

Afganistan son yıllarda uluslararası toplumun dikkatinden bir nebze uzaklaşmış olan bir ülke. On yıllardır devam eden çatışmalar ve iktidarda olan Taliban rejiminin yönetim biçimi, bölgede bilimsel araştırmalar yapmayı zorlaştırıyor.

GFZ’in iki sene önce Herat’ta yaşanan söz konusu depremin ardından yayınladığı raporda, Afganistan’da “sınırlı sayıda sismik araştırma istasyonu” olduğu ve “Herat fayının batı ucuna dair hiç GNSS (Küresel Navigasyon Uydu Sistemi) ölçümleri bulunmadığı” ifade edilmişti.

Rapora göre bu durum, Afganistan’daki depremlerin net bir şekilde modellenmesinde ve güvenilir sonuçlar çıkarılmasında büyük sorunlar yaratıyor.

Depremler ne zaman hissedilir, ne zaman tehlikeli olur?

Richter ölçeğindeki değerin yanı sıra depremin ne denli tehlikeli olduğu, o bölgedeki yapıların depreme dayanıklıkları ve zeminin özelliği ile ilgili bir konu.

Örnek vermek gerekirse: İnsanlar yerleşim bölgelerinde depremleri, 3.5 büyüklükten itibaren titreşimler ve hafif sarsıntılarla hissedebiliyor. 5.0 ve daha büyük sarsıntılarda ise mobilyalarla sabitlenmemiş eşyalar sallanmaya başlıyor. Bu ölçekteki depremlerde ayrıca kötü inşa edilmiş yapıların duvarlarında çatlaklar oluşuyor.

6.0 büyüklükten itibaren ise, sağlam yapılmamış binalar çökmeye, köprüler yıkılmaya, insanlar da yapıların altında kalmaya ya da yapılardan düşen parçalar tarafından yaralanmaya başlıyor.

Sarsıntılar 7.0 büyüklüğünde meydana geldiğinde, daha sağlam binalar da çöküp mahalle ya da köy gibi ufak yerleşim yerleri topluca zarar görebiliyor.

Nadiren yaşanan 8.0 ve üstü büyüklüğündeki depremlerin yol açtığı zarar ve kayıplar ise özellikle deprem talimatlarının uygulanmadığı bölge ve ülkelerde çok ağır oluyor. Bunlar, depremin merkez üssünden yüzlerce kilometre uzakta dahi ölümlere sebebiyet verebilen sarsıntılar. (AA/Jınha/DW Türkçe)