• Ana Sayfa
  • Gündem
  • Ahmet Özer’den komisyon davetine yanıt: 12 metrekarelik hücrede de olsam umutluyum

Ahmet Özer’den komisyon davetine yanıt: 12 metrekarelik hücrede de olsam umutluyum

Esenyurt’un seçilmiş Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer komisyon davetine ilişkin, “Hapiste ve 12 metrekare bir hücrede bile olsam süreci takip ediyorum, umutluyum” dedi.

Ahmet Özer’den komisyon davetine yanıt: 12 metrekarelik hücrede de olsam umutluyum
Ahmet Özer’den komisyon davetine yanıt: 12 metrekarelik hücrede de olsam umutluyum
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 19 Ağustos 2025 11:32

CHP’ye yönelik operasyonlarda ilk gözaltına alınan ve yerine kayyım atanan Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, 30 Ekim 2024’ten bu yana tutuklu.

Kürt meselesinin çözümüne ilişkin Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun son toplantısında CHP ve DEM Parti başta olmak üzere pek çok siyasi temsilci, katkı ve görüşlerinin alınması için Ahmet Özer’in komisyona katılmasını önerdi.

Yaklaşık 10 aydır Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Ahmet Özer, bianet’ten Ayşegül Başar’ın sorularını yanıtladı.

Kürt meselesinin çözümü için bugün gelinen aşamaya ilişkin Özer, şunları söyledi:

“Bir kere en önemli sorun iktidarın bu süreci ‘Kürt Sorununun Demokratik Çözümü’ şeklinde görmemesi, ‘Terörsüz Türkiye’ gibi dar bir denklemin içine hapsetmesidir. Bu hem eksik hem de yanlış bir okuma olur. Eksiktir, çünkü asıl sorun Kürt Sorunudur, PKK sebep değil onun sonuçlarından biridir. Bir sonucun ortadan kalkması ile sebep ortadan kalkmaz. Çözüm için sebeplerin ortadan kalkması gerekiyor.”

‘Terörsüz Türkiye değil, Demokratik Türkiye’

“İkinci olarak da bu okuma yanlış bir okumadır, çünkü onların dediği biçimde dar bir denklemde ilerlenir, Kürt Sorunu çözülmez ise barış da gerçekleşemez. Barışın gerçekleşmesinin vazgeçilmez koşulu demokratikleşmedir. O yüzden sürecin sadece ‘Terörsüz Türkiye’ değil ‘Demokratik Türkiye’ olarak ele alınması gerekliliğini sürecin en başından beri belirttim. Demokratikleşme olursa Kürt Sorunu çözülür, Kürt Sorunu çözülürse demokrasi ve barış gelişir. Zira demokrasisiz barış, barışsız demokrasi olmaz.”

‘Öncelikli atılması gereken adımlar var’

Komisyona ilişkin Özer şu değerlendirmede bulundu:

“Komisyonun güven sağlaması için öncelikli atılması gereken adımlar var. Bunun için komisyonun öncelikli olarak ve bir iyi niyet göstergesi olarak halk iradesinin gaspı olan kayyım garabetine son vermesi, seçilmiş başkanların görevine iadesini sağlaması gerekir. Aynı şekilde istisnai olması gerekirken ancak peşinen cezalandırmaya dönüşen tutuklama fetişizminden vazgeçilmesi içerdeki başkanların tutuksuz yargılanması gerekir. Daha da önemlisi hukukun tarafsız ve bağımsız olması gerekir. Aksi takdirde komisyon ve çalışmaları güven vermez. Güven tüm ilişkilerin temelidir, ülkeye aidiyetindevlete bağlılığın temelinde de güven vardır. Dolayısıyla bir iyi niyet göstergesi olarak bu güvenin sağlanabilmesi için bu adımların atılması şart.

Hukuk ve yargı mekanizması bugün muhalefeti, sindirmek ve devre dışı bırakmak için kullanılan bir aparata dönüşmüş durumda. Yargılamaların halkta bulduğu karşılık da bu, yapılan kamuoyu araştırmaları bunu gün yüzüne çıkartıyor. Unutulmamalı ki demokrasinin ruhu adalettir, adalet zaafa uğrarsa devlet zaafa uğrar. Böyle bir yerde ise hukuk otoritenin emrinde bir cezalandırma mekanizmasına dönüşür. Ve eğer hukuk zulme karşı mücadelenin bilimi olmazsa kendisi zulmün aracı haline gelir. Hazreti Ali’nin sözüyle zulme susanlar sadece haklarını değil şereflerini de kaybederler.”

‘Umutluyum’

Sürece dair umutlu olduğunu ifade eden Ahmet Özer, şöyle devam etti:

“Özellikle CHP’nin komisyona katılması hem meşrutiyetin sağlanması hem de demokratik adımların atılması açısından umut veriyor. Eminim bu konularda DEM başta olmak üzere muhalefet partileri de önemli rol oynayacaktır.

Bu çerçevede komisyonun bu yolda bir samimiyet testi olarak ele alacağı konular:

Demokratik Türkiye’nin önünün açılabilmesi için komisyonun demokratikleşmeyi öncelikli olarak gündemine alması gerekir.

Bir iyi niyet hamlesi ve samimiyet göstergesi olarak tutuksuz yargılama ve kayyım meselesinin çözümü öncelikli konuların başında gelir. Bu meyanda hasta tutukluların derhal serbest bırakılması sağlanmalıdır. Bunlar komisyonun toplumsal destek sağlaması ve güven vermesi bakımından önemli adımlar olacaktır.

Yanı sıra basın, düşünme ve ifade özgürlüğü, AYM ve AİHM kararlarının uygulanması üzerinde hassasiyetle durulmalıdır.”

Bahçeli’ye ‘adım atın’ çağrısı

“CHP, bu minvalde tutuksuz ve adil yargılama, iddianamelerin bir an önce hazırlanması, masumiyet karinesinin korunması gibi konularda DEM’den, Yeni Yol’dan ve MHP’den destek alabilirler ki hem Bahçeli hem komisyondaki temsilcilerinden Sayın Feti Yıldız bu yönde sık sık beyanlarda bulunuyorlar.

Buradan özellikle Sayın Bahçeli’ye bir çağrım var. Hukuk güvenliği ve hukuka güvenin tesisi için çıkışları son derece önemli ve kıymetli buluyorum. Ancak söylemler yeterli değil, bu söylemlerin fiilen hayata geçirilmesidir önemli olan. Dolayısıyla bu söylemlerin muhatabı olan ortaklarının sözün söz olarak kalmaması için uygulamaya geçmesi gerekir. Uygulamayı yapacak olan hükümet olduğuna göre bu sözlerin muhatabı AKP ve Erdoğan’dır. O halde onların gereğini yapması için MHP bu konuda adım atmalı.”

Ahmet Özer, komisyonun davetine ilişkin olarak şunları dile getirdi:

“Öncelikle beni komisyona öneren heyetlere teşekkür ediyorum. Daha önce hem Türkiye Büyük Millet Meclisinde bu soruna dair görüşlerini dile getirmiş hem de yaşamı boyunca bu konuda çalışmış olan bir akademisyen olarak benim komisyon tarafından dinlenmemin çalışmalara büyük katkı sağlayacağına dair görüşlerini dile getirmelerini büyük bir memnuniyetle karşılıyorum.

Benim bu komisyon tarafından dinlenmemin çalışmalara önemli bir katkı sağlayacağı görüşüne binaen koşullar sağlandığı taktirde elbette katkı sunmak isterim. Ben bir aydın olarak yaşamım boyunca barış ve demokrasi için çalıştım. Bir akademisyen ve bilim insanı olarak doktora sonrası ulusal ve uluslararası alanda “çatışmaların çözümü” konusunu araştırdım, bu konuda araştırmalar yaparak onlarca kitap yazdım, yüzlerce bilimsel çalışmam ve makalelerim mevcut.”

‘Bu mesele siyaset üstü ele alınmalı’

“Daha önceki çözüm sürecine komisyon başkanı Prof. Dr. Naci Bostancı’nın daveti ile TBMM’de 3 buçuk saat süren bir sunum yaptım. Bu sunumdan etkilenen başkan ve o günkü komisyon üyeleri benden Kürt Sorununun çözümü konusunda bir rapor istediler, ben de bunu bir sorumluluk addettim, yazdım ve yaklaşık 100 sayfalık raporu komisyona sundum. Hem komisyonda yaptığım sunum hem de yazdığım rapor komisyonun hazırladığı raporda ağırlıklı olarak yer aldı ve referans noktası olarak kullanıldı. 24. Yasama Dönemi 571 sıra sayısı ile yer alan ve Kasım 2023 de yayımlanan rapor TBMM resmi kayıtlarında mevcuttur.

O günden bugüne 12 yıl geçti birçok şey değişti ve nihayet bugün barış sürecine geldik. Bu süreç hem Türkiye iç barışı hem de bölge barışı için son derece önemli bir süreç. Bu mesele siyaset üstü ve partiler üstü ele alınmalı, siyasetin ayak oyunlarına kurban edilmeden yürütülmelidir. Zira 100 yıldır devam eden sorunun çözülmesi siyasal ikbalden daha önemlidir. Bu sorun çözüldüğü taktirde yepyeni bir Türkiye olacak ve yepyeni bir gelecek bizi bekliyor olacak.”

Röportajın tamamına buradan ulaşabilirsiniz