Bartın’ın Amasra ilçesinde 14 Ekim 2022 tarihinde 43 madencinin hayatını kaybettiği maden katliamına dair davanın 12’nci duruşması Bartın 1’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. 4’ü tutuklu 23 sanığın yargılandığı davada karar verildi.
Mahkeme, “bilinçli taksirden” Cihat Özdemir’e 16 yıl 12 ay, Selçuk Ekmekçi’ye 16 yıl 6 ay, Mehmet Tural’a 16 yıl 6 ay, Volkan Soylu’ya ise 15 yıl hapis cezası verildi. Ayrıca tutukluluk hallerinin devamına karar verildi.
3 kişi hakkında beraat kararı verilirken, diğer sanıklar hakkında en yükseği 16 yıl 12 ay, en düşüğü 3 yıl 1 ay 15 gün arasında değişen hapis cezaları verildi.
Tüm sanıklar hakkında yurt dışı adli kontrol tedbiri uygulanmasına da karar verildi.
Ailelerden tepki
Hayatını kaybedenlerin yakınları, karar okunurken sinir krizi geçirdi. Avukatlar, “Bu kararı sermaye ve devlet vermiştir” tepkisinde bulundu.
Avukatlar, tepki olarak karar okunmadan duruşma salonundan ayrıldı.
TBB Başkanı Sağkan’dan açıklama
TBB Başkanı Erinç Sağkan, TBB yönetim kurulu üyeleri ile çevre baro başkanlarıyla, 43 kişinin hayatını kaybettiği Amasra’daki maden faciasında ilişkin Bartın Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın karar duruşmasını izledi.
Duruşma öncesi Bartın Adliyesi önünde açıklama yapan Erinç Sağkan, “Yaklaşık 2,5 yıl önce 43 yurttaşımızı yitirdiğimiz ve ‘bu bir kaza değil iş cinayeti’ diye ifade ettiğimiz, ‘tüm sorumlularının yargılanmadığı müddetçe, hiyerarşide en alttan en üste kadar bugüne kadar cezasızlık zırhına bürünen kamu görevlileri de dahil olmak üzere tüm sorumlular tespit edilip cezalandırılmadığı müddetçe, Türkiye’de bu iş cinayetleri son bulmayacak’ demiştik. 12’nci duruşmaya geldik ve bugün karar çıkması bekleniyor. Eğer vaktinde Soma’da yaşanan katliamda az önce ifade ettiğim şekliyle tüm sorumlular cezalandırılmış olsaydı belki bugün burada 43 yurttaşımızın yaşam ihlaline karşı savunma için bir arada bulunmayacaktık” diye konuştu.

Lavc59.13.101
‘Bunlar iş cinayetleridir’
Bolu’daki otel yangınında 78 yurttaşın hayatını kaybettiğini hatırlatan Sağkan, şunları kaydetti:
“Yakında oranın da yargılaması başlayacak. O nedenle buradan tekrar ifade etmek istiyoruz. Barolar ve TBB olarak bu tür dosyalara taksirle işlenen basit talihsizlik sonucu meydana gelmiş kazalar gözüyle bakılamaz, bunlar iş cinayetleridir. Bu cinayetlerde hukuki nitelendirme yapılırken insanların göz göre göre ölüme gönderildiği unutulmamalıdır. Üretim kapasitesinin artırılması için işçinin emeğinin sömürülmesinin bu ceza davalarıyla doğrudan illiyet bağı vardır, bu unutulmamalıdır. Ve liyakatsiz kadroların yarattığı bu faciada denetimle sorumlu olan tüm birimlerin az önce ifade ettiğim şekliyle hiyerarşide en alttan en üste kadar tüm sorumluları cezalandırılmadığı müddetçe Türkiye maalesef bu iş cinayetlerini yaşamaya devam edecektir.
Temennimiz, Bartın’daki bugün verilmesini beklediğimiz kararın bu anlamda emsal bir karar olmasıdır. O nedenle başta Bartın Baromuz olmak üzere barolarımız ve TBB ilk günden itibaren bu dosyanın takipçisi olmuştur. Barolara ve TBB’ye avukatlık kanunun verdiği bir görev var; hukukun üstünlüğünü, yargı bağımsızlığını, insan haklarını korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmak. Tabii ki yaşam hakkı en temelde gelen özgürlük haklarımızın başında yer almaktadır ancak kutsal olan şey yaşam hakkı değildir, kutsal olan şey; insan onuruna uygun olan yaşam hakkıdır. Bu anlamda başta emek sömürüsü olmak üzere tüm yurttaşlarımızın bütün temel hak ve özgürlüklerini savunmak, baroların ve TBB’nin temel sorumluluğudur.”
Konuşmasında, İstanbul Baro Başkan ve üyelerinin görevden alınmasını da değerlendiren ve kararın Türk hukuk tarihine kara bir leke olarak geçtiğini belirten Sağkan, “Oradaki hukuki mücadele devam etmekte. Başkanımız ve yönetim kurulu üyeleri görevlerinin başındalar ve istinaf süreci devam etmekte. Ancak buradan tekrar hatırlatmak isteriz ki bu tür uygulamalarla ne baroları ne TBB’yi yıldıramazsınız, dizayn edemezsiniz, baskıya, zulme barolar da TBB de boyun eğmez, eğmeyecektir” dedi. (MA/ANKA)