Tarihçi Dr. Sedat Ulugana’nın hazırladığı ‘Tarihin izinde’ programı Numedya24’ün Youtube kanalında yayın hayatına başladı. Her cuma yeni bir bölümle izleyiciyle buluşacak programın ilkinde Ulugana, 1900’lerin başında Amerika’ya göç eden Kürt işçilerin hikayesini aktardı.
‘Ermenilerden öğrendiler’
Ulugana, Osmanlı nüfusunun büyük kısmının Amerika diye bir kıtanın varlığından habersiz olduğu bir dönemde, Kürtlerin Amerika’yı Ermeni komşularından duyduğunu söyledi. Ermenilerin 1800’lerin ikinci yarısından itibaren işçi göçüyle Amerika’ya gittiklerini, Kürtlerin de onlardan etkilenerek yola çıktığını aktardı. Dersim, Erzincan, Kiği ve Palu gibi dağlık, Zaza nüfusunun yoğun olduğu bölgelerden başlayan göçün dalga dalga yayıldığını, gidenlerin akrabalarını ve köylülerini de yanına çektiğini belirtti.
Marsilya’dan New York’a
Ulugana, Kürtlerin önce Marsilya’ya gidip oradan gemiyle New York’a geçtiğini, Özgürlük Heykeli’nin bulunduğu adanın o dönem göçmenlerin karantinaya alındığı bir yer olduğunu hatırlattı. Amerika’ya giriş yapan işçilerin çoğu Michigan eyaletine bağlı Detroit kentine yöneldi ve burada Henry Ford’un kurduğu devasa otomobil fabrikasında çalışmaya başladı.
‘Günlük 5 dolar sloganı’
Ford’un “Günde 5 dolar” sloganının işçilerin kulağına kadar ulaştığını söyleyen Ulugana, ağır işlerde çalışan Kürtlerin fabrika kayıtlarında çoğunlukla Osmanlı ya da Müslüman kimliğiyle geçtiğini, “Kürt işçi” ibaresinin nadiren kullanıldığını kaydetti. Sendikal bilince sahip olmadıkları için grevlere katılmayan Kürtlerin, grev kırıcı olarak çalıştırıldığını da ekledi. Ulugana, “Ford’un çelik kazanında normal işçiler 3 dakika dayanırken, Kürtler 5-6 dakika dayanabiliyordu” dedi.
‘Sertel Kemalistler için para istedi’
1920’lerde Sabiha Sertel’in Detroit’e giderek Kemalist harekete yardım topladığını belirten Ulugana, Sertel’in Kürt işçileri İslami söylemler ve Ermeni-Rum karşıtlığı üzerinden ikna ettiğini söyledi. Ağır işlerde daha fazla kazanan Kürt işçilerin bu çağrılara olumlu yanıt verdiğini, Mustafa Kemal hareketine para yardımı yaptıklarını kaydetti.
‘Kimlik uyanışı ve ayrı kahvehaneler’
Ermenilerin 1915’te yaşadığı büyük felaket sonrası cemiyetlerin ayrıştığını ifade eden Ulugana, “1918’den sonra Türklerin ayrı, Kürtlerin ayrı kahvehaneleri ve dernekleri oldu. Bu, kimlik uyanışının bir işaretiydi” dedi.
‘Xoybûn ve Kim Kardashian’ın dedesi’
1927’de kurulan Xoybûn Cemiyeti’nin Süreyya Bedirxan’ı Detroit’e gönderdiğini hatırlatan Ulugana, Bedirxan’ın Kürt işçilerden destek aldığını ancak yardımı yetersiz bulduğunu aktardı. Bu süreçte Süreyya Bedirxan’ın, New York’ta yaşayan ve sonradan Kim Kardashian’ın dedesi olarak tanınacak olan Garabed Kardashian’la mektuplaştığını da belirtti. Bedirxan, Kardashian’a “İşçiler yardım ediyor ama yeterli değil” diye yazdı. Kardashian ise ona, “Sadece para istemeyin, onları örgütleyin, bilinç verin; o zaman daha çok destek alırsınız” tavsiyesinde bulundu.
‘Asimilasyon ve izler’
Ulugana, Amerika’ya giden Kürtlerin bir kısmının geri döndüğünü, bir kısmının ise İrlandalı kadınlarla evlenip kaldığını belirtti. Çoğunun Amerikalı eşleri Müslüman olmamış, bu yüzden kültürel bağların koptuğunu ifade etti. 1960’lara kadar süren mektuplaşmalar olsa da zamanla bağların zayıfladığını, bugün Michigan’da hâlâ “Dedem Kürttü” diyen ancak Kürtçe bilmeyen torunlara rastlandığını dile getirdi.
Ulugana, Ford fabrikasının sadece üretim yeri değil, aynı zamanda Amerikan yaşam tarzını dayatan bir “toplumsal mühendislik atölyesi” gibi işlediğini de vurguladı. Fabrikanın müfettişlerinin işçilerin evlerine giderek yaşam biçimlerini denetlediğini, İngilizce konuşup konuşmadıklarını kontrol ettiğini söyledi.