Ankara Kadın Platformu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü kapsamında, “Eşit özgür güvenli bir yaşam için sokaklardayız” temasıyla Yüksel Caddesinde bulunan İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya geldi.
Kadınlar ve LGBTİ+’lar, “Jin jiyan azadî”, “Geceleri de sokakları da meydanları da terk etmiyoruz”, “Kadınlar savaş istemiyor” sloganlarıyla Meşrutiyet Caddesi üzerinden Sakarya Caddesine meşalelerle yürüdü.
Yürüyüşe, hak örgütleri ve demokratik kitle örgütlerinin yanı sıra Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ve milletvekilleri katıldı.
Yürüyüş boyunca sık sık dünyanın farklı yerlerinde yürütülen kadın mücadeleleri selamlandı. Yürüyüş sonrasında Sakarya Caddesinde yapılan açıklamanın Kürtçesini Nebahat Çalpan, Türkçesini ise Eylül Soyluoğlu okudu.
Yapılan açıklamada kadına yönelik şiddetin savaş politikalarıyla, yargının cezasızlığıyla, medyanın cinsiyetçi diliyle beslendiği belirtildi.
İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasının ardından 6284 Sayılı Kanun’un da etkin uygulanmadığı belirtilen açıklamada, “Tüm bunlar kadınlara yönelik saldırıların ve şiddetin daha da artmasına zemin hazırlıyor. AKP İktidarının yıllardır ısrarla uyguladığı kadın düşmanı politikalar, yapılanlar ve yapılması planlananlar; kadınlara şiddet ve ölüm olarak dönüyor. 2024 yılında 315 kadın katledilmişken, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) verilerine göre 2025 yılının ilk 9 ayında toplam 290 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Ankara’da bu 9 ayda sadece bilinen 14 kadın cinayeti yaşandı. Geçtiğimiz dört ay içinde; TBMM çalışanı Saliha Ozan Akkaş, hakkında uzaklaştırma kararı olan ve boşanma aşamasında olduğu Salih Akkaş tarafından 37 yerinden bıçaklanarak katledildi. Başak Gürkan Arslan, boşanma aşamasında olduğu erkeğin babası Kudret Arslan tarafından, 5 yaşındaki kızının gözü önünde bıçaklanarak katledildi. 8 Kasım’da Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde, 2 yıldır ruhsatsız çalıştırılan işyerlerinde katledilen, 3’ü çocuk işçi olan 6 kadın emekçinin hesabını sormak için buradayız” denildi.
Açıklamada 2025 yılının “aile yılı” ilan edilmesiyle kadınların evlere hapsedilmeye çalışıldığı belirtilerek birçok kadınını aile bireyleri tarafından katledildiği hatırlatıldı.
Aile yılı ilan edilen 2025 yılında merkezi bütçe planında kadınların güçlendirilmesine yalnızca 51 Kuruş ayrılmasına tepki gösterilerek, “Kadın düşmanı, çocuk istismarcısı; tarikatlara, cemaatlere bütçe var. Kadınların miras hakkına göz diken; evlilik yaşını hedefe koyan Diyanet’e bütçe var. Kadınların sağlığı, eğitimi, barınması, güvenceli çalışması için hiçbir bütçe yok. Koskoca bütçe içerisinde bizlerin güçlenmesi için ayrılan pay 51 Kuruş! Savaş bütçesi, erkek şiddetinin devlet eliyle örgütlenmiş hâlidir! Savaş politikalarına karşı direnen Filistinli, Rojavalı, Sudanlı kadınların yanındayız. Biz kadınlar, savaş için değil, eşit, özgür ve güvenli bir yaşam için bütçe istiyoruz! Savaşları çıkaran erkek egemen zihniyetin karşısında her alanda mücadele eden kadınlar olarak barış için sesimizi en güçlü şekilde çıkarmaya devam ediyoruz. Bu topraklarda; faşizan ve ataerkil düzen tarafından ezilen her kesim için barışı sahiplenmeye devam ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki: barış demek İstanbul Sözleşmesi’ne dönmek demektir, barış demek kadının yaşam hakkını, özgürlüğünü savunmak demektir. Barışı kadın mücadelesi iktidarın tekelinden çıkarabilir. Biz burada bir araya gelen kadınlar, lubunyalar olarak; barış annelerinin, siyasi kadın tutsakların yolunda yürüyoruz. Bizler barışın garantisiyiz” diye kaydedildi.
Artan şüpheli kadın ölümlerine ve koruma kararları varken boşanma aşamasında oldukları erkekler tarafından katledilen kadın sayısına dikkat çekilerek, ortak mücadele vurgusu yapıldı.
Açıklamanın devamında “Kadın mücadelesi birlikte güçlü. Diktatörlüğün eliyle katledilen Mirabel Kardeşlerden, Kelebekler’den biliyoruz, kadınların yüzlerce yıllık mücadelesinin birikiminden biliyoruz. Bu birikimin direncini taşıyoruz. Şiddet sistematik, mücadele politiktir! Katledilen kadınların hesabını sormak için buradayız! Buradan hatırlatalım: Şule Çet’in ölümünü faili meçhul olarak kapatmak isteyen erkek adaletin karşısında her davada adliye koridorlarını doldurduk. Şule için adalet isteyen kadınların sesi hâlâ Ankara’da yankılanıyor! Tecavüzcü Profesör Hasan Bilgili’nin kapatılmaya çalışılan davasında kadınların örgütlü gücü erkek adalete karşı mücadele ederek kazanım sağladı. Biz kadınlar birbirimizin elini sımsıkı tutmaya, bir arada olmaya, direniş mirasını birbirimizden devralmaya devam edeceğiz. Çünkü biliyoruz: Gerçek adalet biz kadınların mücadelesi, direnişi ile sağlanacak! Erkek adalet değil gerçek adalet için buradayız.” ifadelerine yer verildi.
Ankara’da kadınlar 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde, tüm engellemeler ve yasaklamalara rağmen sokaktaydı pic.twitter.com/LYX3yUi8dy
— İlke TV (@ilketvcomtr) November 25, 2025



