• Ana Sayfa
  • Manşet
  • Antalya ÖHD’den cezaevleri raporu: Hak ihlalleri artıyor

Antalya ÖHD’den cezaevleri raporu: Hak ihlalleri artıyor

ÖHD Antalya Temsilciliği’nin 2025 Haziran–Aralık raporuna göre Antalya, Manavgat, Burdur ve Alanya cezaevlerinde hasta mahpusların hastaneye erişimin engellendiğini, kelepçeli muayenenin, tecridin yaygınlaştığı ve işkence iddialarının arttığı vurgulandı.

Antalya ÖHD’den cezaevleri raporu: Hak ihlalleri artıyor
Antalya ÖHD’den cezaevleri raporu: Hak ihlalleri artıyor
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 30 Aralık 2025 21:29

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Antalya Temsilciliği, Antalya bölge cezaevlerinde 2025 yılının Haziran–Aralık ayları arasında yaşanan hak ihlallerine ilişkin raporunu açıkladı.

Antalya’daki bir avukatlık bürosunda yapılan açıklamada basın metnini ÖHD Üyesi Mehmet Baran Sarı okudu.

Sarı, başta sağlık hakkı olmak üzere hak ihlallerinin sistematik hale geldiğini vurguladı.

ÖHD’nin Antalya, Manavgat, Burdur ve Alanya’daki yüksek güvenlikli ve S tipi cezaevlerine yaptığı ziyaretler sonucunda hazırlanan raporda, hasta mahpusların hastaneye erişiminin bilinçli biçimde engellendiğini ifade eden Sarı, kelepçeli muayene, ağız içi arama ve tecrit uygulamalarının yaygın olduğunu belirti.

Antalya Yüksek Güvenlikli Cezaevi başta olmak üzere ziyaret edilen tüm cezaevlerinde hastane sevkleri aylarca yapılamadığına işaret eden Sarı, acil endoskopi, diş ve kalp tedavilerinin dahi geciktirildiği, bazı mahpusların bir yıldan fazla süredir hastaneye çıkarılmadığını, revir hizmetlerinin yetersiz olduğunu, ilaçların haftalarca verilmediğini, muadil ilaç dayatıldığı ve kronik hastaların düzenli kontrollerinin yapılmadığını aktardı.

Mahpusların hastaneye kelepçeli şekilde götürüldüğü, muayene sırasında kelepçelerin çıkarılmadığı, bunu kabul etmeyenlerin muayene edilmeden cezaevine geri gönderildiği bilgisini paylaşan Sarı, Jandarmanın doktorlar üzerinde baskı kurduğunu ve İstanbul Protokolü’nün uygulanmadığını da aktardı.

Yüksek güvenlikli cezaevlerinde mahpusların tek kişilik hücrelerde tutulduğunu, aynı blokta bulunan mahpusların dahi bir araya getirilmediğini, spor ve atölye faaliyetlerinin ya hiç yapılmadığını ya da göstermelik olduğunu belirten Sarı, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alanların sohbet, kurs ve ortak havalandırma haklarından tamamen yoksun bırakıldığı ifade etti.

Sarı ayrıca; atölyelerin işlevsiz olduğunu, spor hakkının haftada bir saatle sınırlandırıldığını, yönetmelik gereği olması gereken ortak faaliyetlerin engellendiğini aktardı.

Kürtçe mektuplara sansür, yayınlara yasak

Kürtçe yazılan mektupların bilinçli şekilde geciktirildiğini, sansürlendiğini ya da kaybedildiğini belirten Sarı, Yeni Yaşam gazetesinin ve bazı yayınların verilmediğini, kitap kotasının keyfi biçimde uygulandığını, Kürtçe kitapların “tercüme” gerekçesiyle aylarca bekletildiğini ifade etti.

Burdur’da şiddet iddiaları

Sarı, “Burdur Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne ilişkin bölümde ise ağır işkence iddiaları yer aldı.

Mahpus İ.D.’nin oda araması sırasında ters kelepçe ile yere yatırıldığını, boğazının sıkıldığını, kaburgalarının tekmelendiğini ve ölümle tehdit edildiğini aktaran Sarı, bu sırada kameraların kapatıldığını, müdürlerin bu duruma talimat verdiğini, benzer uygulamaların özellikle Kürt mahpuslara yönelik sistematik olduğunu vurguladı.

Cezaevlerinde suyun kota ile verildiğini, hijyen malzemelerinin yetersiz olduğumu, kirli su nedeniyle mantar ve cilt hastalıklarının yaygınlaştığını belirten Sarı, yemeklerin kalitesiz olduğunu, protein ve sebze-meyve açısından yetersiz kaldığını, hasta ve diyet yapan mahpuslara uygun beslenme sağlanmadığını” söyledi.

Tahliyelere keyfi erteleme

Manavgat S Tipi Cezaevi’nde Gözlem ve İdare Kurulları eliyle tahliyelerin üçer aylık sürelerle ertelendiğini, infaz yakma uygulamasının yaygın olduğu belirten Sarı, çok sayıda mahpusun “iyi halli olmadığı” gerekçesiyle tahliye edilmediğini ifade etti.

Sarı, raporun sonuç bölümünde Adalet Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu, TİHEK ve Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi’ni (CPT) göreve çağırdı.

Ağır hasta mahpusların derhal serbest bırakılmasını, işkence ve tecrit uygulamalarına son verilmesini ve cezaevlerinde bağımsız denetim mekanizmalarının oluşturulmasını talep eden Sarı, yaşanan ihlallerin münferit değil sistematik olduğunun altını çizerek, sorumlular hakkında etkin soruşturma yürütülmesi çağrısında bulundu.