Antik ‘Ejderha Adam’ın’ gizemi çözüldü

Araştırma ‘Ejderha Adam’ lakaplı gizemli bir insan akrabasına ait kafatasının Denisovalılar olarak bilinen soyu tükenmiş arkaik bir türe ait olduğunu ortaya çıkardı.

Antik ‘Ejderha Adam’ın’ gizemi çözüldü
Antik ‘Ejderha Adam’ın’ gizemi çözüldü
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 20 Haziran 2025 22:10

Yeni bir araştırmaya göre, bilim insanları DNA analizi sayesinde ‘Ejderha Adam’ lakaplı eski bir insan akrabasını tanımlamayı başardı.

Araştırma ‘Ejderha Adam’ lakaplı gizemli bir insan akrabasına ait kafatasının Denisovalılar olarak bilinen soyu tükenmiş arkaik bir türe ait olduğunu ortaya çıkardı.

Her şey, 1933 yılında Çin’in kuzeyindeki Harbin kentinde bir işçinin bulduğu 146 bin yıllık kafatasıyla başladı.

İşçi, bulduğu bu değerli kalıntıyı bir kuyunun dibine sakladı. Fosil, ancak 2018 yılında ailesi tarafından gün yüzüne çıkarılıp bilim insanlarına bağışlanınca incelenebildi.

Uzmanlar, ilk etapta kafatasını bilinen herhangi bir tarih öncesi insan türüyle eşleştiremedi.

2021 yılında fosile ‘Homo longi’ ya da halk arasında bilinen adıyla ‘Ejderha Adam’ ismi verildi. Bu ad, kalıntının bulunduğu Heilongjiang eyaletinden, yani Siyah Ejderha Nehri’nden, ilhamla seçildi.

Yapılan analizler, kafatasının Asya’da yaşamış ve soyu tükenmiş arkaik bir insan türü olan Denisovalılara ait olduğunu doğruladı.

Tür ilk kez 2010 yılında küçük, fosilleşmiş kemik parçaları üzerinde yapılan DNA testleri sayesinde tanımlanmış, ancak daha önce tam bir Denisovan kafatası bulunamamıştı.

Yeni keşif, uzmanların başka Denisovan fosillerini tanımlamasını kolaylaştıracak ve türe nihayet bilimsel bir isim verildiğini görecek. Yeni araştırma türün görünüşüne ilişkin ipuçları da verebilir.

Harbin kafatası, Neandertaller ve modern insanlara benzer şekilde, güçlü ve alçak kaş çıkıntıları ile büyük.

Yeni araştırmaya öncülük eden Pekin’deki Paleontoloji ve Paleoantropoloji Enstitüsü’nde profesör olan Qiaomei Fu şunları yazdı: “Harbin örneğindeki insan DNA’sının diş taşında, petröz kemik de dahil olmak üzere yoğun kemiklerden daha iyi korunduğu bulgusu, diş taşının Orta Pleistosen homininlerinde DNA’yı araştırmak için daha değerli bir kaynak olabileceğini düşündürmektedir.”