Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Çukurova Bölge Temsilciler Kurulu toplantısı Mersin’de gerçekleştirildi. Toplantı öncesinde DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, beraberindeki sendika başkanlarıyla birlikte Türkiye Belediyeler Birliği Başkanvekili ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ile Toroslar Belediye Başkanı Abdurrahman Yıldız’ı ziyaret etti.

Toroslar Belediyesi salonunda yapılan toplantıya Mersin, Adana, Osmaniye ve Hatay’dan 110 sendika şube başkanı ile işyeri temsilcisi katıldı. Toplantının ardından “Hayat pahalı, emek ucuz. Bu ücretlerle yaşanmaz” sloganıyla basın açıklaması yapıldı. İşçiler adına açıklama yapan DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, şunları kaydetti:
“DİSK olarak biliyoruz ki çok önemli bir tarihsel süreçten geçiyoruz. Türkiye’nin, dünyanın, belki önümüzdeki 50 yılını, 100 yılını şekillendirecek bir sürecin içinden geçiyoruz. Özellikle ülkeyi yıllardır yöneten AKP iktidarının, sınıfsal ve siyasal tercihleri nedeniyle büyük bir ekonomik yıkımın yaşandığı bu süreçte DİSK olarak emek mücadelesi veriyoruz. Alınterimizin karşılığını almak için mücadele veriyoruz. Aynı zamanda da kurulduğumuz günden bugüne, ‘demokrasi işçinin ekmeğidir’ diyerek, emek mücadelesiyle demokrasi mücadelesini, adalet mücadelesini, barış ve kardeşlik mücadelesini birlikte yürütüyoruz.
Türkiye’de ekonomik bir yıkım var. Öyle bir düzen kurdular ki, düzenin bütün çarkları işçiden alıp patrona vermek üzerine kurulu. Düzenin bütün çarkları yoksulu daha yoksul, zengini daha zengin yapmak için dönüyor. Ücret politikası, vergi politikası her şeyi işçiden alıp patrona vermek için dönüyor. Bu yılın başından itibaren bütün işçiler olarak, sadece 9 ayda vergi ve kesintiler nedeniyle yaşadığımız kayıp 1 trilyon 328 milyar lirayı buldu. Yani sadece ilk 9 ayda bizler, emekçiler 1 trilyon 328 milyar liramızı kaybettik. Bu para patronların, bir avuç sermayedarın kasasına aktarılıyor.”

‘Türkiye’yi bir asgari ücretliler ülkesi haline getirdiler’
“Türkiye en çok asgari ücreti konuşuyor. Dünyanın hiçbir yerinde asgari ücret bu kadar konuşulmazken Türkiye’de neden bu kadar gündemde? Çünkü Türkiye’yi bir asgari ücretliler ülkesi haline getirdiler. Hepimizi asgaride, hepimizi yoksullukta eşitleyen bir politika izliyorlar. Bu ülkede asgari ücretin belirlenme süreci, devletin toplumla yaptığı en büyük toplu sözleşme sürecidir. Bir masanın etrafında 15 kişi toplanıp milyonların hayatı hakkında karar veremez. Türkiye’nin en büyük toplu sözleşme süreci gerçek bir toplu pazarlıkla yapılmalıdır. Asgari ücret, uyuşmazlık durumunda grev hakkımızın da olduğu bütün konfederasyonların masada olduğu gerçek bir toplu pazarlıkla belirlenmelidir. Ve asgari ücret bir işçinin ailesiyle birlikte geçinebileceği bir ücret olarak belirlenmelidir. Hala Türkiye’de asgari ücreti tek bir işçi üzerinden belirliyorlar.
Yılın başında 22 bin 104 lira olarak açıklanan asgari ücret 9 ayda 5 bin 621 lira kaybetti. Bugün aslında 22 bin 104 olan asgari ücret 16 bin liralara geriledi. Yılın başında yüzde 30 olarak belirlenen asgari ücret resmi enflasyon karşısında bile 15 puan alacaklı başladı bu yıla. Şimdi hedeflenen enflasyon diyorlar. Uluslararası finans kuruluşları yüzde 20-25’ler düzeyinde bir asgari ücret artışı yapın, daha fazla yapmayın diyorlar Türkiye’yi yönetenlere ve bugün Türkiye’de milyonlar asgari ücret ve bütün ücretlerle açlığa mahkum edilmek isteniyor.”
‘Ülkeyi çalışan emekliler ülkesine çevirdiler’
Arzu Çerkezoğlu, SGK Başkanı’nın “Emekliler uzun yaşadığı için maaşları düşüyor” şeklindeki sözlerine de tepki göstererek, şöyle konuştu:
“Türkiye’yi çalışan emekliler ülkesi haline getirdiler. Oysaki emekli olmak ve emekli olduğumuzda insanca yaşanabilecek bir ücret ve başta sağlık olmak üzere sosyal haklara sahip olmak hepimiz için yurttaşlık hakkıdır. Devletin ve devleti yöneten hükümetin de bunu sağlamak sorumluluğudur. Devletin kurumlarını yönetenler, hiç utanmadan, bu ülkenin sosyal güvenliğinden sorumlu olan kurumun başındaki kişi utanmadan, yaşam süresi 70’lere çıktı, o nedenle emekli maaşları düştü diyebiliyor. Bu zihniyeti kabul etmediğimizi bir kez daha söylüyoruz. Ülkeyi yönetenlerin görevi, bu ülkede yaşayan 85 milyon insanı son nefeslerine kadar sağlıklı bir şekilde yaşatmak, sağlıklı bir ömür sağlamak, uzun yaşatmak, insani koşullar sağlamak iktidarın görevidir. Emekliler bu ülkenin sırtında bir yük değildir. Emekliler yıllarca çalışmış, üretmiş, ülkenin kalkınmasına katkıda bulunmuş kişilerdir. Emeklileri bir yük olarak gören bu zihniyeti asla kabul etmiyoruz.” (ANKA)




