Aşırı ekran süresi ‘beyin çürümesi’ne mi neden oluyor?

İnternette ya da sosyal medya platformlarında ‘önemsiz veya çetrefilli olmayan’ içeriğin aşırı tüketimi, beynimizin işleyişinde olumsuz etkiler yaratabilir.

Aşırı ekran süresi ‘beyin çürümesi’ne mi neden oluyor?
Aşırı ekran süresi ‘beyin çürümesi’ne mi neden oluyor?
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 28 Mayıs 2025 14:46
  • Güncellenme: 28 Mayıs 2025 14:47

Felaket kaydırması (doomscrolling). Instagram takıntıları. Hiç durmadan YouTube videoları izlemek. Bunların hepsi dikkat dağıtıcı davranışlar, evet, ama bunlar gerçekten bir insanın beynini çürütebilir mi?

Geçtiğimiz yıl Oxford University Press “beyin çürümesi”ni (brain rot) yılın kelimesi olarak seçti. Kelime, sosyal medyada ve diğer çevrimiçi platformlarda “önemsiz veya çetrefilli olmayan” içeriklerin aşırı tüketilmesinin, “bir kişinin zihinsel ya da entelektüel durumunda bozulmaya yol açtığı” anlamına geliyor.

ABD’deki Güney Carolina Tıp Üniversitesi Nöroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Andreana Benitez, “Beyin için abur cubur olan, düşük kaliteli çevrimiçi içerikleri fazla tükettiğinizde böyle bir durum oluşuyor” diyor.

Ancak bu tür içeriklerin beyne gerçekten nasıl zarar verdiği ve zarar verip vermediği hala net değil.

Ekran alışkanlıkları sağlığı şekillendirebilir

ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezlerine (“Centers for Disease Control and Prevention” – CDC) göre, ABD’deki gençlerin yarısı her gün dört saat veya daha fazla süreyi ekranlara bakarak geçiriyor ve küresel tahminler yetişkinlerin günde ortalama altı saatten fazla çevrimiçi olabileceğini gösteriyor.

Gençler ve yetişkinler için günde kaç saat ekran başında kalmanın uygun olduğuna dair federal bir sağlık rehberi bulunmuyor.

Araştırmacılar, “beyin çürümesi” kavramını ve olası etkilerini tam anlamıyla çözebilmek için yeterli veriye sahip değiller.

Doç. Dr. Benitez, “Bu konuda tutarlı bir bilimsel görüş henüz yok,” diyor.

Her dört gençte birinde depresyon belirtisi

Öte yandan, CDC verilerine göre internette sıkça vakit geçiren her dört gençten biri anksiyete veya depresyon belirtileri gösteriyor. Bazı araştırmalar, yoğun çevrimiçi kullanımın ruh sağlığı sorunlarının genç yaşlarda başlamasına neden olabileceğini ortaya koyuyor. Ekran karşısında daha fazla zaman geçiren ergenlerde depresyon, anksiyete, dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu ve karşıt gelme bozukluğu (ODD) gibi psikolojik sorunların yanı sıra ağrı, baş dönmesi ve mide bulantısı gibi fiziksel semptomlar da daha yaygın olabilir.

Bu bulgular, ABD’deki en büyük uzun vadeli çocuk beyin gelişimi araştırması olan Adölesan Beyin Bilişsel Gelişim Çalışması’nın 2024 analizine dayanıyor.

Diğer araştırmalar ise beyin çürümesini, duygusal duyarsızlaşma, bilişsel aşırı yüklenme, olumsuz öz-değer ile hafıza, planlama ve karar verme gibi yürütücü işlevlerde bozulma ile potansiyel olarak ilişkilendiriyor.

‘Dijital diyeti’ değerlendirmek

New York’taki Weill Cornell Tıp Merkezi Feil Ailesi Beyin ve Zihin Araştırma Enstitüsü Direktörü Dr. Costantino Iadecola, günlük ekran süresinin beyin yapısını doğrudan değiştirdiğine dair bir kanıt olmadığını belirtiyor. Ancak özellikle gelişmekte olan beyinler için asıl zararın, bu süre zarfında yapılamayanlar olduğunu vurguluyor.

Iadecola’ya göre, gençler ekran karşısında ne kadar çok vakit geçirirse, fiziksel aktiviteye ve gelişmekte olan beyne kritik, karmaşık duyusal ve duygusal uyarı sağlayan yüz yüze insan etkileşimlerine o kadar az zaman ayırıyorlar.

Iadecola, “Beyin gelişimi çeşitli maruziyetler gerektirir” dedi.

Benitez, “Telefonunuzun başındayken bu diğer deneyimleri yaşamıyorsunuz. Yapay etkileşimleri, insan etkileşimlerinin yerine koyuyoruz ve yapay etkileşimler, insan deneyiminin karmaşıklığından yoksun — insanlar arasındaki sözlü, duyusal ve duygusal tepkiler yok” diyor.

Benitez, önemli olanın sadece ekran süresi değil, aynı zamanda ekran içeriği olduğuna dikkat çekiyor:

“Aşırı miktarda düşük kaliteli çevrimiçi içerik tüketirseniz, gerçeklik algınız bozulabilir ve ruh sağlığınız zarar görebilir.”

Çok fazla olumsuz içeriğe maruz kalmanın etkisi

Çok fazla olumsuz içeriğe maruz kalmanın da zihinsel tükenmeye yol açabileceğini belirtiyor. Ancak, ne kadarının “fazla” olduğu henüz net değil. Abur cubur benzetmesini kullanarak, kısa süreli ekran kullanımını ara sıra yapılan küçük atıştırmalara benzetiyor:

“Bir paket cips o kadar da kötü olmayabilir, ancak bir seferde üç paket yemek sorun yaratabilir.”

Ekran başında akıllıca vakit geçirme

Benitez, çocukların ve yetişkinlerin daha sağlıklı bir çevrimiçi içerik tüketmelerine yardımcı olmanın kolay olmadığını belirtiyor, çünkü okul ödevinden alışverişe, eğlenceden sosyalleşmeye kadar hayatın büyük kısmı çevrimiçi uygulamalarda geçiyor. “Çocuklar için ekranlar hayatlarının bir parçası” diyor. “Pek çok bilgiye bu yolla ulaşıyorlar.”

Ancak, “içeriği düzenlemek, kendileri için iyi olan ve zihinsel yorgunluğa yol açmayacak şekilde içerik tükettiklerinden emin olmak yetişkinlerin görevidir. Ekran kullanırken eleştirel düşünmelerini sağlamalıyız” diye ekliyor.

Benitez, hem çocuklar hem de yetişkinler için yatmadan önce ekran kullanımından kaçınılması gerektiğini vurguluyor:

“Vücudunuzun uykuya dalması gereken bir zamanda uyarıcı bilgiler tüketmek ve ışığa maruz kalmak uykunuzu etkileyebilir.”

Amerikan Pediatri Akademisi (“The American Academy of Pediatrics” – AAP) ailelere birlikte ekran zamanı planları yapmalarını, yaratıcılığı destekleyen ve aile ile arkadaşlarla bağlantı kuran kullanımı teşvik etmelerini öneriyor.

Ayrıca spor, müzik, sanat ve diğer çevrimdışı hobilerin önemini vurgulamalarını tavsiye ediyor.

AAP, Benitez ve Iadecola’nın hemfikir olduğu gibi, bazı ekran kullanımlarının “sağlıklı ve olumlu” olabileceğini de belirtiyor.

Benitez, “İyi içerikler tüketiliyor olabilir. Bu konuda bir değer yargısı var” diyor.

Iadecola ise çevrimiçi kullanımın “amaca uygun” olmasına dikkat çekiyor:

“Teknolojiyi eldeki görev ne olursa olsun kullanmak sorun değil. Sorun, bunun bağımlılık haline gelmesi. Her şey ölçülü olmalı.” (Kaynak: Euronews)