• Ana Sayfa
  • Gündem
  • Asrın Hukuk Bürosu’ndan AK Bakanlar Komitesi’ne ‘umut hakkı’ başvurusu

Asrın Hukuk Bürosu’ndan AK Bakanlar Komitesi’ne ‘umut hakkı’ başvurusu

Asrın Hukuk Bürosu avukatları, müvekkilleri Abdullah Öcalan’ın “umut hakkı” için AK Bakanlar Komitesi’ne bildirimde bulunarak, 11 yılı aşkın süredir Türkiye’nin adım atmaması nedeniyle ihlal prosedürünü başlatmasını istedi.

Asrın Hukuk Bürosu’ndan AK Bakanlar Komitesi’ne ‘umut hakkı’ başvurusu
Asrın Hukuk Bürosu’ndan AK Bakanlar Komitesi’ne ‘umut hakkı’ başvurusu
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 25 Temmuz 2025 09:55
  • Güncellenme: 25 Temmuz 2025 09:57

Asrın Hukuk Bürosu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından 2014 yılında müvekkilleri Abdullah Öcalan hakkında verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) işkenceyi yasaklayan 3’üncü maddesine aykırı olduğu ve umut hakkının ihlal edildiği kararı ile ilgili Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne (AK BK) bildirimde bulundu.

Eylül 2025’te inceleyecek

Komite, Gurban dava grubu (Öcalan-2, Kaytan, Gurban, Boltan) adıyla gündemine aldığı dosyayı Eylül 2025’te inceleyecek. Toplantıdan önce bildirimde bulunan Asrın Hukuk Bürosu, 7’nci kez Komite’ye yaptığı başvuruda, Komite’nin Eylül 2024 yılında yaptığı toplantıda, umut hakkının sağlanması konusunda Türkiye’ye somut yasal reformlar gerçekleştirmediği taktirde Eylül 2025’teki incelemesinde ara karar hazırlaması için Sekreterya’ya talimat vereceği yönündeki kararını hatırlattı.

 ‘Taahhütleri yerine getirilmiyor’

Tüm uyarılara rağmen Türkiye hükümetinin herhangi bir yasa veya hukuk-politika değişikliğine gitmediğine değinilen bildirimde, AİHM kararının üzerinden 11 yıldan fazla zamanın geçtiği hatırlatılarak, Türkiye’nin taahhütlerini yerine getirmediği belirtildi. Bildirimde, ayrıca “Bu ceza rejiminden etkilenen kişi sayısı hakkında herhangi bir veri kamuoyuna sunulmamıştır. Konuya ilişkin olarak sivil toplum tarafından yapılan bilgi talepleri ya reddedilmiş ya da yanıtsız bırakılmıştır. Komite’nizin hükümetten istatistik veri paylaşımı bildirimleri de karşılanmamıştır” denildi.

 ‘Karar uygulanmıyor’

Başvuru da Türkiye’nin 27 Haziran 2025’te Komite’ye sunduğu Eylem Planı’nın AİHM’in Gurban ve Öcalan (2) kararlarında tespit edilen yapısal ihlalleri gidermeye yönelik somut, etkili ve tatmin edici bir düzenleme içermediği belirtildi.

Başvuruda, Türkiye’nin sunduğu Eylem Planı’nda Türkiye’de “iyi hal değerlendirmesi” üzerinden yürüyen bir şartlı tahliye sistemi olduğunun belirtildiği, ancak mevcut başvurucular da dahil kimi suçların dışlandığına yer verildi.

Başvuruda, “Hükümetin aynı metin içinde hem sistemin var olduğunu hem de belirli mahkumlar için uygulanmadığını kabul etmesi, AİHM kararlarında belirtilen temel sorunun hâlâ çözümsüz olduğunu göstermektedir” ifadelerine yer verildi.

Hükümetin bugüne kadar AİHM kararlarına uygun herhangi bir adım atmadığı belirtilen bildirimde, “Sunulan eylem planları soruna çözüm bulmaktan uzak, mevcut durumda herhangi bir koşullu salıverilme yasağını ortadan kaldıracak, ihlallere son verecek bir yasal değişiklik planı ya da önemli önlemleri içermemektedir” denildi.

 Umut hakkı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “umut hakkı” ile ilgili açıklamaları ve Kürt meselesinin demokratik çözümü bağlamında güncel gelişmelere de yer verilen bildirimde, şu ifadeler yer aldı:

“22 Ekim 2024 tarihinde siyasi mecralarda Kürt sorunun çözümü bağlamında umut hakkının gündeme gelmesi, Türkiye’nin demokratikleşmesi ve insan hakları hukukuna uyumu açısından önemli bir fırsat sunmaktadır. Umut hakkı zemininde gerçekleşen tartışmalar hukuki olduğu kadar siyasi ve toplumsal boyutlar da taşımaktadır. Bu nedenle ceza adalet sisteminin umut hakkı temelinde yeniden inşa edilmesi, toplumsal barış ve insan hakları açısından bir gereklilik olarak kendini dayatmaktadır.”

“Öcalan, toplum menfaati ile toplumsal barış için varlığına ihtiyaç duyulan bir aktör olarak öne çıkmaktadır. Bu temelde umut hakkından yararlanma imkanları kamuoyunda yoğun talep ve tartışmalara konu olmuştur. Ancak hala cezasının gözden geçirilmesini sağlayacak hiçbir hukuki mekanizma bulunmamaktadır. Başvurucunun dışında tutulduğu süreçlerin ülkenin hukuk ve demokrasi karnesine, ekonomik verilerine yansımasının toplum aleyhine olduğu genel kabul görmektedir.” 

 Talepler

  • Hükümet bugüne kadar AİHM Öcalan No. 2 kararı ile uyumlu herhangi bir adım atmadığından Komite’nizin 1507. Toplantısında uyarısında bulunduğu karar taslağını oluşturulup açıklanmasını,
  •  Genel önlemler konusunda aradan geçen 11 yılı aşkın süreye rağmen adım atılmaması nedeniyle Sözleşmenin 46/4. maddesinde öngörülen ihlal prosedürünün başlatılmasını,
  •  Türkiye Hükümetinin, AİHM kararlarında belirtilen ilkeler uyarınca Türkiye Hukuku’nda herhangi bir ayrım gözetilmeksizin, belirli suçlar bakımından kategorik koşullu salıverilme yasaklarına dair hükümlerinin ilga edilmesinin istenilmesini ve ihlalin kaynağı olan kanunların değiştirilmesini gerektiren genel önlemleri almaya çağrılmasını,
  •  Gurban group of cases v. Türkiye davasının güçlendirilmiş prosedür kapsamında kalmasını,
  •   Dava grubunun Komite’nizin sürekli, düzenli ve kalıcı gündemi haline getirilmesini,
  •  Bakanlar Komitesi Başkanı ya da Genel Sekreterin ‘Reykjavik Principles for Democracy’ kapsamında, kararların uygulanması konusunda ilgili ulusal muhataplarıyla siyasi diyaloglarını güçlendirmesini ve Türkiye Hükümeti yetkililerine mektup yazmasını talep ederiz. (MA)