• Ana Sayfa
  • Haber Zamanı
  • Av. Cansel Tanay: Dilan için kurulan komisyon başka kadınlar için önayak olabilir

Av. Cansel Tanay: Dilan için kurulan komisyon başka kadınlar için önayak olabilir

Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi avukatlarından Cansel Tanay’a ulaştık, hem merkezin Dilan Karaman davasına yönelik bakış açısını ve hukuki sürecin nasıl ilerleyeceğini hem de Dilan Karaman’ın şüpheli ölümü üzerine kurulan kadın komisyonunda yürüttükleri inceleme hakkında konuştuk. Cansel Tanay’a göre Dilan Karaman’ın savcılığa teslim edilen ‘cep telefonuna’ ilişkin inceleme kritik bilgilerin açığa çıkmasını sağlayabilir.

Av. Cansel Tanay: Dilan için kurulan komisyon başka kadınlar için önayak olabilir
  • Yayınlanma: 4 Aralık 2025 13:53
  • Güncellenme: 4 Aralık 2025 14:35

Dilan Karaman’ın şüpheli ölümüne ilişkin ilk açıklamayı yayınlayan ve bu konuda hukuki sürecin takipçisi olacağını duyuran Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi’nin Yönetim Kurulu üyesi ve Dilan Karaman dosyasının takibini sağlayacak avukat Cansel Tanay ile kadın ölümlerine yaklaşımda sistematik sorunlar, baronun kadın hakları merkezinin Dilan Karaman’ın şüpheli ölümüne yaklaşımı, hukuki sürecin nasıl işleyeceği, kadınların kurduğu komisyon ve komisyonun çalışma biçimi gibi kamuoyunda merak edilen pek çok konuyu konuştuk.

Kadın ölümlerine yaklaşımda sistematik bir sorun olduğunu vurgulayan Cansel Tanay’a göre, intihar şüphesiyle başlayan soruşturmaların önceliği, bu ölümlerin cinayet boyutunu göz ardı etmemek olmalı. Cansel Tanay, daha önce Rojin Kabaiş davasında da bu yaklaşımı benimsediklerini, şimdi ise aynı yaklaşımı Dilan Karaman dosyasında uyguladıklarını ifade ediyor:

 “Biz olaydan ilk haberdar olduğumuzda bu yönde çalışmalar başlatmaya karar verdik; çünkü bunun bir kaza ya da hastalık sonucu bir ölüm olmadığı açık. Yani ya cinayet ya intihar ya da intihara sürükleme… Bu bir intihar dahi olsa, ‘Bu bir cinayet mi?’ sorusunu soracağız, savcılığa da bu şekilde katkı sunacağız ve gerekli incelemelerin bu bakış açısıyla yapılmasını söyleyeceğiz.”

Soruşturmada yeni aşama: Mektup ve telefon savcılıkta

Dilan’ın yaşamını yitirmesinin ardından ‘intihar’ olarak hastaneye kayıt yapıldığı için “Biz merkez olarak her kadın intiharında almamız gereken sorumluluğu aldık” diyen Cansel Tanay ve Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi, “Bu bir intiharsa dahi bunun öncesi, bir intihara azmettirme söz konusu muydu, Dilan tehdit altında mıydı, şiddet mi gördü; intihara mı sürüklendi?” soruları üzerinden hareket ediyor.

“Yoksa elimizde cinayete dair bir delil yok. Telefonunu savcılığa teslim ettik. Bir de bir mektup bırakmıştı, onu savcılığa teslim ettik” sözleriyle Dilan’ın bir mektup bıraktığına dair iddiaları teyitleyen Tanay “Evet, mektubu var, ancak içeriğini bilmiyorum, okumadım. Daha önce ailenin destekçisi olan başka bir gönüllü avukat arkadaşımız teslim etti” bilgisin verdi.

Bilgi ve görgü sahiplerinin isimlerinin savcılığa iletildiğini söyleyen Cansel Tanay, Dilan Karaman ile son iletişimde olan kişilerin ifadelerine başvurulduğu bilgisini de ekledi. Ona göre savcılık soruşturmasında en kritik bilgiler ‘telefon’ incelemesinden gelebilir:

“Muhtemelen burada kritik olan nokta cep telefonundaki görüşmeler ve bilgiler olabilir; biz de onu bekliyoruz. Cep telefonuna erişim sağlanırsa eğer biz de en azından detayları öğrenebiliriz. Tabii tek mesele bu da değil… Başka delil ve belge varsa bunların da savcılığa ulaştırması gerekiyor; bu daha titiz bir çalışmayı gerektiriyor.”

“Ancak süreç daha çok yeni, daha aile üyelerinin bile ifadeleri tamamlanmadı, çünkü yastalar” diyen Cansel Tanay, “O yüzden biraz da kamuoyunun bu baskısı aileyi de kaygıya ve acılarını yaşayamamaya götürdü” notunu ekliyor.

Kadınların oluşturduğu komisyon nasıl bir inceleme yapacak?

Dilan Karaman’ın şüpheli ölümüne ilişkin iddiaları araştıran kadın komisyonunun 2 Aralık Salı günü bir toplantı aldığı bilgisini veren Cansel Tanay, komisyonda hukuki sürece destek verecek iki avukattan biri:

“Komisyonda hem Dilan ile ilgili diğer iddialar; mobbing, tehdit, hakaret, şiddet gibi iddialar araştırılacak ve varsa bunların sorumlu ve sorumlularının tespiti için çalışılacak. Biz komisyonda yer alan iki avukat arkadaşız; bizler de hukuki sürece destek olacağız ailenin rızasını alarak. Komisyonun varlığı kıymetli, çünkü eğer Dilan’ı bu intihara sürükleyen şey bir mobbingse, yoğun çalışmaysa, baskıysa, dışlanma ve ayrımcılıksa bu durumda komisyonun bunu tespiti ve teşhiri çok kıymetli.”

Dilan’ın çalıştığı kurumların “yoğun emek ve mesai gerektiren işler“ yaptığını ve “kalabalık, çok fazla sayıda kadının çalıştığı” yerler olduğuna vurgu yapan Cansel Tanay komisyonun çalışmalarına atfettiği önemi şu sözlerle dile getiriyor:

“Komisyonun titizlikle çalışacağını düşünüyorum. İntiharlara bu şekilde ve bundan daha titiz şekilde yaklaşmamız gerekiyor. Bu komisyon bir deneme… Daha önce ben böyle bir yapı içerisinde yer almadım. Ancak inanıyorum ki etkin, özgün ve özerk çalışabilirse komisyon hem Dilan için hem de diğer kadınlar için faydalı olabilecektir. En azından hak örgütlerinin değişimi ve dönüşümü için bu tür incelemelerin, bu tür özeleştiri mekanizmalarının kurulması çok kıymetli.”

 ‘Mağduriyet yaşadığını ifade eden kadınlar için önayak olabilir’

Dilan Karaman’ın yaşadığı iddia edilen sorunların, onun çalıştığı bazı politik kurumlar ve demokratik yapılar içinde meydana gelmiş olmasının araştırmayı etkileyip etkilemeyeceğini, bu bağlamda, çalışmaların kurumlardan, mevkilerden ve makamlardan bağımsız yürütülmesi yönünde kendisinin ne gibi bir beklentisi olduğunu da sorduğum Cansel Tanay “Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak bu niyet ve istekle dahil olduk komisyona” yanıtını veriyor:

“Çünkü normalde biz takiplerimizi bağımsız ilerletiyoruz zaten, takip ettiğimiz yüzlerce dosya var. Ancak bu biraz daha farklı bir çalışma mantığını gerektirdiği için ve aslında Dilan ile beraber Twitter’da birçok başka kadın da benzer kurumlarda, benzer örgütlenmelerde, kadın kurumlarında mağduriyetler yaşadıklarını ifade ettiler. Belki bu komisyon bunların incelenmesinde de bir önayak olur. Bu benim kendi fikrim, komisyonun böyle bir kararı yok; komisyon sadece Dilan Karaman üzerinde çalışmaya başladı. Ama sonrasında bu kurumlar içinde nasıl bir mekanizmaya dönüşür, işler mi onu bilmiyorum.”

Cansel Tanay’ın temennisi komisyonun bu şekilde işlemesi:

 “Diyarbakır özelinde, özellikle şiddetle mücadele ağında yer alan kurumların bu mekanizmayı, bu hassasiyeti kendi iç yapılarına da entegre etmelerini ve profesyonel olarak çalışan çalışma arkadaşlarına bir duyarlılıkla yaklaşmalarını temenni ediyorum. Bunun bir dönüşüme vesile olmasını istiyorum. Dilan’ı tanıdığım kadarıyla onun da bunu isteyeceğine çok eminim.”

 Telefon kayıtlarına ulaşıldıktan sonra savcılıktan ne talep edilecek?

Dilan Karaman dosyasında, şiddet faili olduğu belirtilen erkeğin hukuki süreçte ifadesinin alınması veya buna yönelik ne tür hukuki girişimler olabileceğini sorduğum Cansel Tanay şöyle yanıtlıyor:

“Evet, tabii ki. Dediğim gibi, ismi geçen ilgili ve ilişkili olan, son görüştüğü kişilerin hepsinin ifadesine başvurulmasını talep edeceğiz, sadece Mazlum Toprak’ın da değil. O yüzden bu noktada özellikle telefonuna ve telefon kayıtlarına ulaşıldıktan sonra, görüşmede olduğu, mesajlaştığı, ailesinin bildiği ya da yakın çevresiyle paylaştığı durumların hepsi incelenecek. Yani bizim savcılıktan talebimiz bu olacak.”

Ancak bu süreçte kritik noktanın savcılığın iş birliğine açık olup olmaması olduğunu vurgulayan Cansel Tanay daha önce Rojin Kabaiş dosyasında Van Barosu ile birlikte yüzlerce talepte bulunduklarını ve bunların çoğunun karşılık bulmadığını belirterek, “Günün sonunda avukatlar çoğu zaman talep eden konumdadır. Savcılığın bu konuda iş birliğine açık olması gerek. Gerçekten dosyayı aydınlatmak niyeti taşıdığından emin bir şekilde savcının ortaklaşmasına ihtiyacımız var. Ancak dediğim gibi burada kilit nokta bizim taleplerimizin savcılık makamında karşılık bulup bulmayacağıdır” diyor.

Herkesin ortak duygusu: Payım varsa ben de özeleştirimi vermeliyim

Cansel Tanay, dosyanın henüz kendileri tarafından tamamen incelenemediğini ve kadınların kurduğu komisyon çalışmalarının yeni başladığını bir kez daha vurgulayarak, “Bütün detayları aktaramıyorum ya da belki de yorumlarım kısıtlı olabiliyor. Bunu ifade etmek isterim. Sürecin çok başındayız” diyor.

Diyarbakır’daki kadın kurumlarının ve sivil toplum örgütlerinin Dilan’ın ölümüne aynı hassasiyet ve üzüntüyle yaklaştığını ifade ederek bütün taziye sürecinde ortak hareket ettiklerini dile getiren Canesl Tanay, “Herkesin ortak duygusu ‘Eğer varsa benim bile bir payım ben de özeleştirimi vereyim, ben de bu dönüşümün, bu mekanizmanın bir parçası olayım ve bir daha benzer bir olay yaşamayalım’ şeklinde” diye ekliyor ve bu sürecin daha eşit ve özgür çalışma ortamlarının, sosyal ve duygusal ilişkilerin başlangıcı olmasını umuyor.

Cansu Tanay olası sorumluların tespit edilmesinin ve “olay soğumadan, deliller karartılmadan” hakikate ulaşmanın önemine dikkat çekerek sözlerini noktalıyor:

“Olayı bambaşka bir yere çekip tamamen örgütlü kadınlara saldırmaya getiren kişilere ayıracak bir vaktimiz yok. Çünkü Dilan’ı kaybettik ve vaktimiz çok sınırlı. O yüzden bizim emeğimiz, vaktimiz tamamen kendi yapabileceklerimize odaklı.”

Eren Keskin: Dilan’ın ölümünü en gerçekçi biçimde araştıracak olan da yine Kürt kadın hareketidir