Şırnak’ın Silopi ilçesinde, 19 Aralık 2015’te ilan edilen sokağa çıkma yasağı sırasında 57 yaşındaki Taybet İnan, keskin nişancılar tarafından vurularak öldürüldü. Taybet İnan’ın ailesi, 112’yi defalarca aramasına rağmen herhangi bir müdahalede bulunulmadı, cenazeyi almaya çalışan yakınlarına ise ateş açıldı. Taybet İnan’ın cenazesi, 7 gün boyunca sokakta bırakıldı. Bu süreçte yardım etmek isteyen kayınbiraderi Yusuf İnan da vurularak öldürüldü. Olayın ardından Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. Ancak soruşturma da herhangi bir ilerleme kaydedilmedi.
AYM’ye başvuru
İnan ailesi, olayda “yaşam hakkı”, “adil yargılama hakkı” “işkence ve kötü muamele yasağı”, “etkin soruşturma yükümlülüğü” ve “özel hayata saygı ilkesi” ihlal edildiği başlıklarıyla 1 Ocak 2021’de Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu. Başvuruda, Taybet İnan’ın vurulmasından sonra tıbbi yardım almasının engellendiği, yaşam hakkının korunmadığı ve olayla ilgili yürütülen soruşturmanın etkin şekilde yapılmadığı belirtildi. Başvuruda, cenazesinin bir hafta alınmasına izin verilmemesi nedeniyle “kötü muamele yasağının ihlal edildiği”, sorumluların bulunması için ise etkin bir soruşturma yürütülmeyerek, “etkin soruşturma yükümlüğünün yerine getirilmediği” kaydedildi. Başvuruda, cenazenin teslimi ve defin sürecinin engellendiği hatırlatılarak, “aile hayatına saygı hakkının” ihlal edildiğinin altı çizildi.
AYM başvuruları reddetti
AYM, “yaşam hakkı”, “işkence ve kötü muamele yasağı” ile “adil yargılama hakkı” ihlallerinde başvurunun yasal süre içerisinde yapılmadığını, bu nedenle dayanaktan yoksun olduğunu belirterek, başvuruyu kabul edilemez bularak reddetti.
AYM, cenazenin resen defnedilmesi ve defin törenine getirilen sınırlamalar nedeniyle “aile hayatına saygı hakkının ihlal” edildiğine hükmetti. Mahkeme, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması amacıyla dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere Mardin 1’nci İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verdi. Define müdahalenin kanuni dayanağının bulunmadığını ve bu nedenle aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğini belirten AYM, başvurucuların tazminat talebini ise reddetti.
Taybet İnan’ın eşi Halit İnan, çocukları Mehmet, Ömer, Abdürrahim İnan ile Halime Akın ve Azime Tunç tarafından defin için tedbir kararının alınmasına ilişkin yaptığı başvuruyu da karara bağlayan AYM, defin işleminin gerçekleştiğini ve başvuru yollarının tükenmediğini belirterek, tedbir alınma başvurusunu da kabul edilemez buldu.
Taybet İnan davası AİHM’e taşınıyor
Bianet’ten Ayşegül Başar’ın haberine göre Taybet İnan’ın ‘yaşam hakkı ihlali’ Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşınacak.
İnan ailesinin avukatı Ramazan Demir, şunları belirtti:
“AYM, 90’lar faili meçhul dosyalarını incelememe bahanesini son olarak bu dosya için kullandı. 20-30 yıl gibi çok uzun süre dosyanın hareketsiz bırakılmasını ret gerekçesi yaptığı o dosyalarda, ‘soruşturmanın etkisiz olduğunu anladığınız anda AYM’ye başvurmanız gerekirdi’ deyip başvuru süresini başlatıyordu. Şimdi bu dosya açısından aynı gerekçeyi kullanıldı. Etkili soruşturma yürütülmediğini tahmin etmiş olmanız lazımdı, o yüzden daha erken başvuru yapmalıydınız diyerek süre aşımı kararı verdi.”
Demir, ihlal başvurusunun “süre aşımı” gerekçesiyle reddedilmesine şu sözlerle tepki verdi:
“Etkili soruşturma yürütülmediği ne zaman anlaşılır peki? Belli değil. Dosyaya bakıldığında gelen giden evraklar olduğu ve dolayısıyla savcılığın soruşturmayı yürütmeye devam ettiği görülüyor. Ama AYM diyor ki sen savcılığın etkili soruşturma yürütüp yürütmediğini denetle sonra ona göre bana başvur. Ben nasıl denetleyeyim? İçtihat bu belirsizliği ile mağdur ve başvurulara çok büyük külfet yüklüyor, savcılığın işlemlerini denetleme yükümlülüğü yüklüyor. Biz aylarca dosyanın kendisine ulaşamadık zaten. Savcı ya yerinde yoktu, ya izinde ya da dosyayı göstermekten imtina ediyordu. Haftalarca dosyaya bir dilekçe sunamadık, savcı almadı dosyaya. En son avukat arkadaşımız Silopi’ye en yakın ilçe adliyesi olan Cizre adliyesinden havale yoluyla dilekçeyi silopideki dosyaya gönderdi. Bizim bu kadar özenle takip ettiğimiz dosyaya savcılık aynı özeni göstermediği için biz cezalandırılıyoruz. AYM’nin yaptığı bu haksızlığı en yakın zamanda AİHM önüne taşıyacağız.”
‘Karar sürpriz olmadı’
AYM’nin ret kararını beklediklerini söyleyen Taybet İnan’ın oğlu Ömer İnan da “Adaleti olmayan bir ülkede adalet beklemek zor. Bu karar bizim için sürpriz olmadı” dedi.
Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın mücadelesini hatırlatan İnan, “Bugüne kadar faili meçhul cinayetlerin hangisi aydınlatılmış ki burada hukuk yerini bulsun. Kimler yargılandı ve hesap verdi? Hiç kimse” sözleriyle tepkisini dile getirdi.
Son olarak davayı AİHM’e taşıyacaklarını belirten İnan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmaya atıfta bulunarak “Adalet ve barışı başka ülkelere istiyor ama kendin ülkesinde yaşanan ölümlerden haberi yok. Mesele Kürt halkının sorunu olunca görmüyor” ifadelerini kullandı.
Ne olmuştu?
Taybet İnan ve Yusuf İnan’ın öldürülmesiyle ile ilgili Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma da bir ilerleme kaydedilmedi. Savcılar bütün araştırmalarını İnan’ın ölümünün örgüt mensupları tarafından yapıldığı ön kabulüyle yaptı. Keskin nişancıların ateşi sonucu ölümün gerçekleştiğinin araştırılmasına ilişkin ise savcılar yine olayın faili güvenlik güçlerine araştırmaları yaptırarak sonuca ulaşmıştır. Taybet İnan’ın avukatlarının bağımsız kişiler ve soruşturmacılar tarafından soruşturmanın yürütülmesi talepleri ise kabul edilmedi. Emniyet, soruşturma makamına verdiği yazıda, olaydan 6 gün sonra durumu öğrendiklerini belirtti. 2020 yılında dosya için “Daimi arama kararı” çıkarıldı. Ancak bu arama kararının sonucu, failin kim olduğunun tespit edilmedi. Şırnak Milletvekili Newroz Uysal Aslan’ın Adalet Bakanlığı, 2024’te verdiği soru önergesine, “Gizli yürütülen ve yargısal faaliyet kapsamında olan soruşturma sürecine dair bizim elimizde doğrudan bilgi yok” yanıtını verdi. Daimi arama kararı sonrası ise İnan ailesi avukatları aracılığıyla AYM’ye bireysel başvuru yaptı. AYM, başvuruyu “kabul edilemez” bularak reddetti.




