• Ana Sayfa
  • Kadın
  • Ayşe Tokyaz cinayeti | 8 tutuklu sanığın tutukluluk halleri devam edecek

Ayşe Tokyaz cinayeti | 8 tutuklu sanığın tutukluluk halleri devam edecek

Ara kararını kuran mahkeme heyeti, 8 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Bir sonraki duruşma, 24 Mart ve 26 Mart 2026 tarihlerinde görülecek.

Ayşe Tokyaz cinayeti | 8 tutuklu sanığın tutukluluk halleri devam edecek
Ayşe Tokyaz cinayeti | 8 tutuklu sanığın tutukluluk halleri devam edecek
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 31 Aralık 2025 20:35

Eski polis memuru 38 yaşındaki Cemil Koç tarafından öldürülen ve cansız bedeni bavul içinde yol kenarına bırakılan 22 yaşındaki üniversite öğrencisi Ayşe Tokyaz cinayetine ilişkin davanın ilk duruşmasının üçüncü gününde, ikiz Esra Tokyaz’ın beyanı alındı. Sanıklara dönerek beyanda bulunan müşteki Tokyaz, “Siz Ayşe’nin öldüğünü, onu öldürdüğünüzü mü sanıyorsunuz? Ayşe’nin gezdiği, geçtiği her yerin, her sokağın adı Ayşe Tokyaz. Bırakıldığı yolun adı Ayşe Tokyaz. Onun adına kütüphaneler açıldı. Ben öldüm, Ayşe ölmedi. Ayşe, bu sanıkların çocuklarına bile yararlı olacak” dedi. Ara kararını kuran mahkeme heyeti, 8 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Bir sonraki duruşma, 24 Mart ve 26 Mart 2026 tarihlerinde görülecek.

Üniversite öğrencisi 22 yaşındaki Ayşe Tokyaz’ın öldürülmesiyle ilgili davanın ilk duruşmasının üçüncü günü, Küçükçekmece 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Cemil Koç’un da aralarında bulunduğu sanıklar, duruşma salonuna jandarma eşliğinde getirildi. Duruşmada, anne Halime Tokyaz ve Ayşe Tokyaz’ın ikizi Esra Tokyaz ile taraf avukatları hazır bulundu.

Kadir Özkök ve Sedef Güler’in annesi de duruşmayı takip etti

Duruşmayı, İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Hatice Selli Dursun, CHP Parti Meclis Üyesi Baran Seyhan, çocukluk arkadaşı özel harekat polisi Ahmet Çolak tarafından öldürülen Kadir Özkök’ün annesi ve katledilen Sedef Güler’in annesi ile çok sayıda kadın örgütü temsilcisi izledi.

Duruşmada beyanları alınan Esra Tokyaz, yer yer gözyaşlarına hakim olamadı. Birçok kez de sanıklara dönerek beyan veren Tokyaz, şunları kaydetti:

“Ayşe ile anne rahminden bugüne kadar hiç ayrılmadık. Üniversiteyi bile beraber okuduk. Kalktık beraber İstanbul’a geldik. Ben Ayşe sağlık okumak istediği için, okulumu ona göre tercih ettim, aynı okula yerleştik. Ayşe Cemil’le tanıştı. Cemil Ayşe’yi manipüle etti. Onu evlilik vaadiyle kandırdı. Kardeşim de yaşı gereği buna kandı. Cemil bize, kendini ‘Cem’ diye tanıttı, ‘yazılımcıyım’ dedi. Ayşe onun yanına geldiğinde sevdiği müzikleri açıyordu. Kendini çok dindar biri olarak tanıttı. Bize kuran okumamızı, kılık kıyafetimize dikkat etmemiz gerektiğini söyledi. Biz de bu nedenle iyi biri olduğunu düşündük. Ben o dönemler hep Cemil’i görüntülü konuşmada görürdüm.”

Cemil Koç’un kardeşiyle görüşmesini istemediğini belirten Esra Tokyaz, “Ayşe’ye sürekli, ‘kardeşin seni kıskanıyor’ diyordu. Cemil aileme ve Ayşe’ye iftira atıyordu” diye konuştu.

“Ayşe bana, ‘Esra bu adam manyak’ dedi”

Kızkardeşinin Cemil Koç’tan ayrıldıktan sonra çok üzüldüğünü, Eskişehir’e gittiklerinde kendisine uyuşturucu verdiğini anlattığını belirten Esra Tokyaz, bir gün Cemil’in evinde silah gördüğünü, Ayşe’nin kendisine, “Haberim var, dün akşam dışarı ateş etti” dediğini aktardı.

Bir süre sonra kız kardeşinin gözünden kan geldiğini, dudağının patladığını gördüğünü ifade eden Tokyaz, şunları anlattı:

“Sorduğumda, lens takarken olduğunu, dudağını da ısırdığını söyledi. Ben de, ‘beni salak mı sanıyorsunuz?’ deyince beni evden kovdular. Ayşe’ye, ‘hastaneye gidelim’ dedim. O sırada Cemil bana, ‘nereye gideceksiniz, paranız mı var?’ dedi ve üzerime yürüdü. Cemil bana, ‘sen gideceksin, Ayşe burada kalacak’ dedi.

8 Temmuz’da Ayşe bana bu evden gitmem için bir video gönderdi. Bu videoyu mahkemeye sunmak istiyorum. O gün eve geri gittim. Beni evden kovunca Ayşe ile birlikte gitmek istedim. Ayşe’nin çıkmasına izin vermedi. Cemil bana, ‘evden gitmek için 2 dakikan, Ayşe’nin ise tercih yapmak için 5 saniyen var’ dedi. Cemil eliyle 5 saniyeyi sayınca Ayşe Cemil’in yanına oturdu. Cemil bana, ‘senin süren doldu’ dedi ve beni kolumdan tutup dışarı çıkardı. Ayşe ağlıyordu. Aşağı inip yurda giderken yolda Ayşe’yi aradım, telefonu Cemil açtı, ‘uyuyor’ dedi. Sonra görüntülü aradım, yine Cemil açtı. Ayşe’yi gösterdi, yüzünün yarısı görünüyordu, gözünün tamamı şişmişti. Ekran görüntüsü aldım. Ablalarımı aradım, her şeyi anlattım. ‘Bir şey olsa Ayşe sana söylerdi’ dediler ama içim rahat etmedi. O gün okula gittim. Çıkışta onu aradım, 4 gibi Mecidiyeköy’de buluştuk, Cemal Arslan getirmişti. 4 saat bekleyince sinirlendim. Ayşe o gün büyük bir gözlük takmıştı, hiç takmazdı. Gözüme bakmadı. Bana, ‘Cemil kendini affettirecekmiş’ dedi. Mağaza kabinine girdik, yüzü mosmordu. Hatay’a gidelim dedim. Ayşe, ‘keşke’ dedi. AVM’nin balkonunda annemle Ayşe’yi görüntülü konuşturdum.”

“Polislere Ayşe’nin yüzünün morardığını söyledim”

Esra Tokyaz, 9 Temmuz günü kız kardeşini görmek için Cemil’in evine gittiğini, Ayşe’nin evde olmadığını söylediğini belirterek, “Ayakkabılarını görünce şüphelendim. Bana sakince, ‘terlikle gitmiştir ‘ dedi. Ben de, ‘Ayşe nerede?’ diye bağırdım. İçeriden kimse çıkmadı. Ben eve girmek istedim, izin vermedi” dedi.

Kız kardeşini yurtta da bulamayınca Cemil’in sitesine gittiğini, polis çağırdığını söyleyen Esra Tokyaz, “Polisler adrese geldiğinde onların arabasına binip olayı anlattım. Ayşe’nin yüzünün morardığını söyledim. Bana Ayşe ile görüşemeyeceğimi söylediler. Hep beraber yukarı çıktık, kapıya vurdular. Ben bilerek onlara ‘üç gündür ulaşamadım’ dedim, sırf arasınlar diye. Yukarı çıktık, açan olmayınca polisler bana, ‘yapacak bir şey yok’ dedi. Siteden birini gördüm, güvenlikti. Güvenlik bana, Cemil’in bir kadınla dışarı çıktığını ve siteden ayrıldığını söyledi.’ dedi” ifadesini verdi.

“Annemi aradım, polisler bana karakolda olduğunu söyleme dediler”

Müşteki Esra Tokyaz, siteden çıkıp polis merkezine gittiğini, Cemil’in ismini verince polislerin, “O bizim arkadaşımız” dediğini ifade etti. Polislerin kendisini oyaladığını öne süren Esra Tokyaz, şunları kaydetti:

“Evi aramaya gittiler. İfademin alındığı masada uyuya kaldım ama her şeyi duyuyordum. Erkek bir polis, kadın polis memuruna dönüp, ‘bak bak ne işlere bulaşmış’ dedi. Aralarında, Cemil Koç’un bir kadına uyuşturucu içirip darp ettiğiyle ilgili konuşuyorlardı. Eve giden polisler bana, evde yüksek sesli müzik olduğunu ve evin pis olduğunu söyledi. Saatler sonra Cemil’i tekrar görüntülü aradım, fotoğrafı olmadığı için ekran görüntüsü aldım. Cemil bana, ‘Ayşe beni kıskandırmak için bir yere gitti, beni görüntülü aradı’ dedi. Ben de ‘beni aramadı, seni niye arıyor, aradığı numarayı ver’ dedim. O da bana, ‘benimle uğraşma’ dedi. Karakolda gördüğüm bir polis bana sosyal medyadan yazdı. Kardeşimi bulup bulamadığımı sordu, benimle küfürlü konuştu. Beni Şirinevler’e çağırdı.

Şirinevler’de polis bana, ‘sen harap olmuşsun, yemin ederim kardeşini bulacağız, istersen benim eve gel’ dedi. Yurda geçince Kanarya Polis Karakolu’nda 15–20 erkek polis beni sorguladı. Kendimi suçlu hissettim. Polisler bana, ‘bize duygu sömürüsü yapma’ dedi. Bu süreçte yorgunluktan yerlerde süründüm, dizlerim kan revan içinde kaldı. Bana beyaz kapüşonlu bir kadın gösterdiler. Cemil’in evinin güvenlik kamerası görüntüsüydü. Bu kişinin Ayşe olup olmadığını sordular, ‘bu değil’ dedim. Bir süre sonra Zümrüt isimli kadın polis memuru gelip bana, ‘Cemil kardeşini öldürmüş’ dedi. Ben bayıldım. Diğer polis memurları ise böyle bir şey olmadığını söyledi. Sonrasında annemi aradım. Polisler bana karakolda olduğunu söyleme dediler, anneme yurttayım dedim.”

“Ekranda ‘Ayşe Tokyaz otopsisi devam ediyor’ yazısını görünce kardeşimin öldüğünü anladım”

Gözyaşları içinde olay gününü anlatan müşteki Esra Tokyaz, öldüğü gün Ayşe’yi rüyasında gördüğünü, bir gün sonra Cemil’in kendisini arayıp “Verdiğin ifadeyi satır satır biliyorum” dediğini anlattı.

Polis merkezinden arardığını, Adli Tıp Kurumu’na gittiğini, kantinde beklerken “Ayşe Tokyaz otopsisi devam ediyor” yazısını görünce kardeşinin öldüğünü anladığını söyleyen Tokyaz, “Kaybedeceğim her şeyi kaybettim. Kimseden korkum yok” dedi.

Sanıklara dönerek beyanda bulunan müşteki Tokyaz, “Siz Ayşe’nin öldüğünü, onu öldürdüğünüzü mü sanıyorsunuz? Ayşe’nin gezdiği, geçtiği her yerin, her sokağın adı Ayşe Tokyaz. Bırakıldığı yolun adı Ayşe Tokyaz. Onun adına kütüphaneler açıldı. Ben öldüm, Ayşe ölmedi. Ayşe, bu sanıkların çocuklarına bile yararlı olacak. Cemil Koç kendini çok akıllı sanıyor ama Ayşe’nin şiddete uğradığına ilişkin fotoğrafı Cemil Koç’un kendisi çekti. Bu fotoğrafı telefonundan bulup kendime gönderdim, dosyaya sunuyorum. Şimdi de merdivenlerden düştüğünü söylesin. Bu da benim sana sürprizim olsun” şeklinde konuştu.

Duruşmada sanık yakınları ile Esra Tokyaz arasında gerginlik

Sanık Cemal Arslan’ın eşi, kardeş Tokyaz’ın beyanından sonra bağırarak, “Sen de biliyorsun onun suçsuz olduğunu, suçsuz adamdan ne istiyorsun” dedi. Duruşma salonunda gergin anlar yaşandı. Cemal Arslan’ın eşi ve yakınları salondan çıkarıldı. Mahkeme heyeti, duruşmaya 10 dakika ara verdi.

Müşteki avukatları, sanıkların tutukluluk hallerinin devamını talep etti. Duruşma savcısı, müştekilerin talebinin kabulüne ve dosyadaki eksikler nedeniyle tüm sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi yönünde görüş bildirdi.

Mütalaaya karşı taraflar beyanda bulundu. Sanık Cemil Koç beyanında, “İftiraların hepsini ispatlarıyla kanıtlayacağım” dedi. Oğuz Kal, “Psikolojim bozuldu. Her şey belli zaten” şeklinde konuştu.

Dava, 24 Mart 2026’ya bırakıldı

Daha sonra ara kararını kuran mahkeme heyeti, dosyada eksiklerin giderilmesine ve 8 tutuklu sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Ayrıca, Oğuz Kal avukatının ise kefaletle serbest bırakılma talebi reddedildi.

Bir sonraki duruşma, 24 Mart ve 26 Mart 2026 tarihlerinde görülecek.

Üniversite öğrencisi 22 yaşındaki Ayşe Tokyaz, ayrılmak istediği eski polis Cemil Koç ve yanındaki kişiler tarafından 11 Temmuz’da öldürülmüş, cansız bedeni ise bavula konularak yol kenarına atılmıştı.

Ayşe Tokyaz’ın cansız bedeni ise 13 Temmuz’da bulunmuştu. İddianamede, Cemil Koç için, “kadına karşı tasarlayarak ve canavarca hisle eziyet çektirerek öldürme”, “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”, “cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”, “şantaj”; Oğuz Kal için, “kadına karşı tasarlayarak ve canavarca hisle eziyet çektirerek öldürme”, “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”, “cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”; Barış Can Aydın, Cemal Arslan, Erhan Girgin, İlker Umut Uğurlu, Mustafa Enes Aktaşçı, Necmettin Ecer ve Yusuf Ziya Sancak için ise “kadına karşı tasarlayarak ve canavarca hisle eziyet çektirerek öldürme” suçlarından hapis cezası talep edildi.

“Sanki valiz havada uçmuş gibi kimse suçu üzerine almıyor”

Duruşma sonrası adliye önünde açıklama yapan ikiz kardeş Esra Tokyaz, şunları söyledi:

“3 gün sonunda kendimi bugün savunabildim. Uyumaya bile fırsatım olmadı. Cemil Koç, ilk günkü gibi, ne bir pişmanlık, ne bir vicdan azabı çekti. Yanında yargılanan arkadaşları da kendi gibiydi. Üzerime de yürüdü, ben de üzerine yürüdüm. Bana sürekli bakıp bakıp gülüyordu. Gözlerini üzerimden asla çekmedi. Her bana baktığında sinir krizi geçiriyordum. Bende kendisi gibi gülmeye çalışıyorum ama olmuyor. Sonuçta, kardeşinizin katilini görüyorsunuz.

Cemil üzerime yürüyor, jandarma tutuyor. Kendisine o kadar çok güveniyor ki… Gözdağı vermeye çalışıyor. Kimin ne yaptığı asla belli değil. Sanki valiz havada uçmuş gibi kimse suçu üzerine almıyor.

Kardeşimin fotoğrafını Cemil Koç’un telefonundan gizlice çektim. Onu bilerek dosyaya sunmadım ki görmesin diye. Hala ‘merdivenlerden düştü, Ayşe’yi ben darp etmedim’ diyor. Hala, ‘ben sizi sevindireceğim, ben size göstereceğim, daha bu hiçbir şey’ diyor. Gelsin ve sevindirsin. Kendisi cezaevinde çok güzel seviniyordur.” (ANKA)