Ayşegül Doğan: Çözüm yıllardır gündemimizde

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin MYK toplantısı sırasında bir basın toplantısı düzenledi.

Ayşegül Doğan: Çözüm yıllardır gündemimizde
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 19 Ekim 2024 17:01
  • Güncellenme: 19 Ekim 2024 19:39

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Eş Genel Başkanlar Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan başkanlığında toplandı. DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin MYK  toplantısı sırasında bir basın toplantısı düzenledi.

Doğan, DEM Parti Genel Merkezi’ndeki basın toplantısında Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim’de Meclis’in yeni yasama yılı açılışında partisinin milletvekilleriyle tokalaşması sonrası yaşanan gelişmeler ve ‘Yenidoğan çetesi’ ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

‘Yenidoğan çetesi’: Korkunç kelimesi yetmiyor 

Ayşegül Doğan,  bebek ölümlerine neden olan ‘Yenidoğan çetesi’ ile ilgili “Adeta bir seri cinayetten söz ediyoruz” diyerek “Kamuoyuna yansıyanlar korkunç, korkunç kelimesi bunu ifade etmeye yetmiyor” ifadelerini kullandı. Doğan, “çürümenin fotoğrafı” olarak yorumladığı cinayetlere ilişkin, Sağlık Bakanlığı’nın söz konusu soruşturmaya dair iddialara yanıt vermesi gerektiğini vurguladı. Doğan, soruşturmaya ciddiyetle yaklaşılmadığı, yeteri kadar önem verilmediği ve titizlikle ele alınmadığına dair konulara açıklık getirilmesi gerektiğini belirtti.

1 Ekim sonrası gelişmeler

Doğan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim’de yeni yasama yılında partisinin milletvekilleriyle tokalaşması sonrası yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Kürt sorununun çözümü gündeminin 1 Ekim gelişmeleriyle partinin gündemine gelmediğini vurgulayan DEM Parti Sözcüsü Ayşegül  Doğan, söz konusu çözümün uzun yıllardır partinin gündeminde olduğunu vurguladı. Doğan, “1 Ekim’de ne oldu? Meclis açılışında bir el sıkışması sonrasında başlayan birtakım tartışmalar. Doğru tanımlamak gerekirse tartışmalar demek gerekiyor. Şunu tekrar ifade edelim; Kürt sorunu Türkiye’nin en büyük, en temel sorunu. Sadece Türkiye’nin değil, bölgesel ve uluslararası bir sorundan bahsediyoruz. Dolayısıyla bu kadar tarihsel ve köklü bir sorunun çözümü de tarihi ve derinlikli bir yaklaşımla ancak mümkün olabilir” dedi.

İyi niyet yetmez

Ayşegül Doğan şöyle devam etti:

“Çözümü için iyi niyet, sahicilik çok önemli, fakat yetmiyor. Sadece iyi niyet ve sahicilikle Kürt meselesini çözmemiz mümkün değil. Ciddiyet gerekiyor, derinlikli, tarihi bir yaklaşım gerektiriyor. Geçmiş tecrübelerden ders çıkararak, yeni şeyler söylemek gerekiyor Kürt meselesinin demokratik çözümüne dair. Kürt meselesinin demokratik çözümü gerçekleşmezse Türkiye’nin ne ekonomisi düzelir ne de ülkeye demokrasi gelebilir. Ya da demokratikleşmede bir ilerleme sağlanabilir. Niye? Çünkü yoksul bir ülke haline geldi. Zengin potansiyeli çok yüksek bir ülke Türkiye.”

Kürt meselesi güvenlik değil, demokrasi ve kimlik sorunu 

Türkiye’nin özgürlük, eşitlik, adalet, demokrasi ve  haklardan yoksun olduğunu belirten Doğan şöyle devam etti:

“Tüm bunlardan yoksun bir ülke ancak daha da yoksullaşabilir. Bu yoksunlukları ortadan kaldırmak, içinde bulunduğumuz hale bir çare bulabilmek için Kürt meselesini çözmekten başlayabiliriz. Bu tespitimiz yeni değil. Kürt meselesi bir güvenlik sorunu değil, bir demokrasi ve kimlik sorunu. Kürt meselesini çözmeden demokrasi sorununu çözmek mümkün değil. Bizler parti olarak bu her zaman savunduk. Ortadoğu’da savaş büyürken Kürt sorunun demokratik ve müzakere yoluyla çözülmesinden başka bir seçenek yok. Bu savaş büyümeden önce de bu uyarıları yaptık. Bundan dolayı çeşitli dönemlerde farklı yol ve yöntemlerle saldırılara maruz kaldık. Ne için? Kürt meselesinde demokratik çözümü savunduğumuz ve istediğimiz için.”

Çözüm süreci olarak tarif edemiyoruz 

Sürecin çözüme evrilmesi için her zaman ellerinden geleni yapmaya hazır olduklarını vurgulayan Doğan, “Müzakere ve diyalog kanalları açık bir partiyiz. Bunun için varız, bunu her fırsatta ifade ettik ve etmeye de devam edeceğiz. Cumhur İttifakı’ndan farklı sesler çıkıyor, bir taraftan iç barış vurgusu yapılıyor bir yandan demokratik siyaset vurgusu yapılıyor, ama öte yandan bazıları parmak sallama cüretini göstermeye çalışıyor. Bunu da bir yere not etmek gerekir. İktidar kanadının niyetine böyle bakınca ne olduğuna dair bir yorumda bulunmak bizler açısından güç. Her şey kamuoyunun gözleri önünde cereyan ediyor bunun dışında bir gelişme olmadığını DEM Parti olarak size ifade etmek bizim için bir sorumluluk. Bunu açık biçimde sizlerle paylaşıyoruz. Biz de izliyoruz, kurullarımız değerlendiriyor, eş genel başkanlarımız konuya ve gelişmelere ilişkin her fırsatta partimizin görüş ve düşüncelerini kamuoyuyla paylaşıyor. Tekrar ifade etmek gerekirse gelinen aşamada karşılaştığımız bu durumu bir çözüm süreci olarak tarif edemiyoruz, birtakım tartışmalar var diyoruz”

Açıklık ve berraklık vurgusu 

“DEM Parti’nin ne yaptığı, ne yapmak istediği ve neyi hedeflediği son derece açık, hiçbir şüpheye ve kuşkuya yer bırakmayacak berraklıkta” diyen Ayşegül Doğan, hükümete seslenerek tartışmaları başlatanların sorunun çözümüne dair açık konuşmadığını belirtti.

Doğan, tartışmayı başlatanların herhangi bir yol haritasını kamuoyuyla paylaşmadığına işaret ederek, “DEM Parti’nin ne yaptığı, ne yapmak istediği ve neyi hedeflediği son derece açık, hiçbir şüpheye ve kuşkuya yer bırakmayacak berraklıkta. Herkes bizim çözüm ve barış konusunda nerde durduğumuzu biliyor. Bilmeyenlere de hatırlatıyoruz. Hemen her açıklamamızda çözümün ve barışın Türkiye için neden gerekli olduğunu, Ortadoğu halkları için neden önemli olduğunu, bu konuda izlenmesi gereken yolların neden ve nasıl hayati olduğunu anlattık” dedi.

‘Sahici bir çözüm’ 

“Kürt meselesinin hakiki bir şekilde nasıl çözüleceğini ifade ediyoruz. Sahici bir biçimde nasıl çözüleceğini anlatıyoruz. Çoklu aktörlü bir meselede, aktörleri devre dışı bırakarak, kendinize aktör yaratmaya çalışarak meseleyi çözemezsiniz.” sözleriyle ‘sahici bir çözüm’ vurgusu yapan Ayşegül Doğan, şu ifadeleri kullandı:

“Kürt meselesinin çözümü çoklu aktörlü bir mesele olduğu için yalnızca DEM Parti ile mümkün değil, ama Kürt meselesinin çözülmesi için tek özne olmasak da en aktif özneyiz. Bu konuda sorumluluğa da inisiyatif almaya da hazırız. Yalnız şu anda tartışmaların ötesine geçen herhangi bir şey olmadığını da kamuoyuyla paylaşmak isteriz. Niye tek ve bir özne değiliz çünkü çatışan taraflar var ve çatışan taraflar öznedir. Biz bunu hatırlatırken; kimsenin sorumluluk almadığı Türkiye’de sorumluluğu alıyoruz, cesaret gösteriyoruz.”