DEM Parti Sözcüsü ve Şırnak Milletvekili Ayşegül Doğan, 2026 bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı konuşmada, toplumun tüm kesimlerini kapsayan ‘eşit yurttaşlık’ vurgusu yaparak “Barzani’nin katıldığı organizasyonda yok sayılmaya çalışıldık” dedi.
‘En yüksek oyu aldığımız Cizre’de yok sayılmaya çalışıldık’
Kürtlerin, kadınların, çocukların, işçilerin, işsizlerin, emeklilerin, asgari ücretlilerin, açlık sınırının altında yaşayanların bu bütçede özne olmadığını ve kendilerini eşit yurttaş olarak hissetmediğini belirten DEM Parti Sözcüsü, Mesud Barzani’nin Cizre programında yaşananları hatırlattı.
Ayşegül Doğan, devlet yetkilileri ve AK Partililerin de programa katıldığına işaret ederek, kendilerinin ise dışlandıklarını söyledi.
Ayşegül Doğan, “Bu organizasyonda yok sayılmaya çalışıldık Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı. Biz Cizre’de yüzde 90 oy alıyoruz neredeyse, yüzde 90’a varan oy. Tüm engellemelere, baskılara, yok saymalara rağmen yıllardır bu böyle, hiç değişmedi. Şırnak genelinde iktidar partisiyiz, birinci partiyiz, 3 milletvekilimiz var, belediye eşbaşkanlarımız var” diye konuştu.
‘Süreçte yeni bir dile ihtiyaç var’
Ayşegül Doğan, mevcut bütçe kalemlerinin eşit yurttaşlık ihtiyacına tekabül etmediğini söyledi.
Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nin temel ihtiyacının adalet, hukuk, demokrasi ve yeni bir dil olduğunu ifade eden Ayşegül Doğan, “Bu dilin uygulamalarda görünür hâle gelmesine ihtiyacı var. Bu dilin bütçeye yansımasına ihtiyacı var. Yine, iktidarından muhalefetine toplumun temel ihtiyacı bugün, hak, hukuk, adalet ve demokrasi. Tüm bu konularda konsensüse varmış aslında bir Türkiye, hâlâ daha neden aynı yerde patinaj yapıyor? Bu patinajdan kastım şu: Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, klasik, geleneksel, alışagelmiş, yerleşmiş bir devlet refleksi var. Esasen değişmesi gereken şey bu; çünkü bu geleneksel devlet refleksi, eşit yurttaşlığı kabul etmeyen, reddeden, bu ülkede yaşayan farklı kimlikleri, farklı inançları yok sayan bir devlet refleksi ve cumhuriyetin temel yarası olarak tanımladığımız bu demokratikleşememe hâlinin de kaynağı buradan geliyor” diye kaydetti.
‘Bu kritik eşik herkese sorumluluk yüklüyor’
Mesud Barzani’nin Melayê Cizîrî Sempozyumu için Cizre’ye yaptığı ziyaretin tarihsel açıdan büyük önem taşıdığını belirten Ayşegül Doğan, “Bize dil uyarısı yapanlar ‘Üstenci olmayın, ayrılıkçı dil kullanmayın, yapıcı bir diliniz olsun, yıkıcı olmayın, zafer dili kullanmayın.’ diyenler aynı özeni göstermeliler, aynı hassasiyetle yaklaşmalılar, aynı ciddiyetle, aynı sorumlulukla yaklaşmalılar. Bu kritik eşik yalnızca bize sorumluluk yüklemiyor, muhalefete de yüklüyor, iktidar partisine de yüklüyor. Buna hiçbir siyasi partinin kendi gücünü tahkim edeceği bir alana dönüştürmeyeceğimiz bir hassasiyetle yaklaşmamız gerekiyor ve hiç kimse bu süreçten farklı bir güç devşirmeye çalışarak süreci araçsallaştırmamalı” ifadelerini kullandı.
‘Kimseyi tehdit etmedik, kimsenin bizi yok saymasına izin vermeyiz’
Barzani’nin ziyareti sırasında Cizre’de yaşananlara da dikkat çeken Ayşegül Doğan, “Medyada, ‘DEM Sözcüsü Emniyet Müdürünü tehdit etti’ diye başlık gördüm. Böyle bir şey söz konusu değil. Biz Şırnak genelinde ve Cizre özelinde anlamlandıramadığımız bir sertlikle, bir şiddet eğilimiyle karşı karşıya kalıyoruz; Orada seçilmiş, seçilmemiş DEM Partililere dönük böyle bir tutum söz konusu. Mesela taziye evleri kapatılıyor, mesela camiler kapatılıyor, bazı cenazelerin namazı kılınmasın diye. Nice Türk-Kürt genci toprağa düştü, bu ülkede ve bizim meselemiz hiç kimsenin artık hayatından olmaması meselesi, can meselesi, hayat kurtarmak istiyoruz hep birlikte. Biz bunu bir siyasi çıkar olarak görmüyoruz, buradan bir güç devşirmeye çalışmıyoruz; ama insan onuruna yaraşmayan, yakışmayan muameleyi de kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı.
Ayşegül Doğan, “Kimseyi tehdit etmedik; ama kimsenin bizi yok saymasına, bizi tehdit etmesine, bize şiddetle yanıt vermesine izin vermeyiz” dedi.



