Baba Kabaiş: Rojin’in oda arkadaşı neden suskun?

Van’da şüpheli şekilde yaşamını yitiren üniversite öğrencesi Rojin Kabaiş’in ölümü üzerindeki sır perdesi bir yıldır aralanmış değil. Kısıtlılık kararı alınan soruşturmada karşılaştıkları ihmal ve eksikliklere dikkat çeken Baba Nizamettin Kabaiş, “neden suskun” olduğunu sorduğu kızının oda arkadaşının konuşması halinde, gerçeklerin açığa çıkacağı inancında.

Baba Kabaiş: Rojin’in oda arkadaşı neden suskun?
  • Yayınlanma: 27 Eylül 2025 14:29
  • Güncellenme: 27 Eylül 2025 14:30

2024 yılı, en çok kadın cinayeti ve şüpheli kadın ölümünün gerçekleştiği yıl oldu.  Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre, 394 kadın cinayetinin yaşandığı geçtiğimiz yıl içerisinde 259 şüpheli ölüm gerçekleşti. Şüpheli şekilde hayatını kaybeden bu kadınlardan biri, 21 yaşındaki Rojin Kabaiş’ti.

Girdiği sınavda Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü’nü kazanan Rojin, okula başlamasının ilk haftasında ortadan kayboldu.  27 Eylül 2024 akşamı, üniversitenin Zeve Yerleşkesi içerisinde yer alan kaldığı Seyyid Fehim Arvasi Kız Yurdu’ndan çıkıp kantine gitti, fakat bir daha yurda geri dönemedi.

Cansız bedeni, 18 gün sonra 15 Ekim günü kaybolduğu noktadan 20 kilometre uzaklıktaki Molla Kasım sahilinde bulundu.

Yapılan otopsiyle ölüm nedeni kayıtlara “suda boğulma” olarak geçirilen Rojin’in intihar ettiği sonucuna varıldı. Başlatılan soruşturmanın üzerinden bir yıl geçmesine rağmen, ölümüyle ilgili pek çok soru hala yanıtsız.

İnşaat işçiliği yaparak büyüttüğü kızını kendi eliyle kalacağı yurda bırakan baba Nizamettin Kabaiş, kesinlikle cinayete kurban gittiği inancındaki kızının şüpheli ölümü ve bir yıldır sonuçlanmayan yürütülen soruşturmaya dair İLKE TV’nin sorularını yanıtladı.

-Kızınızı yitireli bir yıl oldu.  Sizin için Rojin’siz bu bir yıl nasıl geçti?

Bizim için çok zor bir süreçti. Yani büyük bir acıydı gerçekten. Bir yıldır nefes alamıyoruz. 3 günlük bir öğrenciydi. Rojin’imize ne oldu? Kim, ne yaptı. Neden böyle oldu? Her ne kadar bu soruları sorsak da, cevap alamıyoruz. Emniyete, yurt müdürüne, rektörlüğe, savcılığa soruyoruz, hepsi sessiz. “Dosyada kısıtlılık” var diyorlar. Dosyanın selameti için 2-3 ay sabrettik ama bir yıl bitti. Bu kadar gizlilik neye yarar?

– Yürütülen soruşturmaya dair birçok soru soruyorsunuz. Kızınızın intihardan öte cinayete kurban gittiğine dair bu hissiyatınız nedenleri nedir?

Nedenlerin hepsi açık açık ortada. Yani intihar etmek isteyen bir insan neden kalkıp Diyarbakır’dan okula gitmek için Van’a gidecek? Burada da ederdi. Zaten intihara itecek bir durum da yok. Yüzde 99 değil, yüzde 100 bu bir cinayet.

Avukatlarımızla birlikte sürekli Van’a gidip geliyorum. Savcılığa önemli soruları soruyorlar ama cevap alamıyorlar. Mesela Nahit Eren dedi ki; Rojin’in kulağının içindeki lavraların tespitini yapın. Bunun cevabını sizden istiyoruz. Defalarca söyledi fakat ha bugün, ha yarın, 20 gün, bir ay sonra derken hala yanıt yok.

İkincisi, Rojin’in akciğerlerinde suya rastlanmadı.  Bu çocuk kaç gün önce rahmet etti? Suda ne kadar kaldı? Biz bunların cevabını istiyoruz. Ancak bir türlü cevap alamıyorlar savcılıktan. Bunların hepsi delildir, kanıttır ama cevap vermiyorlar.

– Bugüne dek kaç kez bir araya geldiniz savcılık makamlarıyla?

Bu zamana kadar Van’a 13-14 sefer gittim. Avukatlarımız savcılığa gittiğinde, ben de onlarla birlikte savcıyla görüşmek için ısrar ediyorum. Sağ olsun ikinci savcının çalışmaları, diğer savcıdan biraz daha iyi. Önceki savcı hiç çalışma yapmadı.

– Soruşturmaya atanan ikinci savcıdan memnun musunuz?

İkinci savcıdan daha memnunum. İnşallah ortaya bir şeyler çıkartacak. Ama belki onun işine de karışan vardır. Birileri karışmazsa o bir şeyler ortaya çıkartacak. Bana söz verdi, dedi ki; “Elimizde iki kişinin DNA’sı var. Kimlere ait olduğunu tespit ediyoruz. Biraz daha sabret.’

Bana defalarca bunu söyledi. Birkaç kez yanında ağlama tuttu. O anlarda bana ‘sen ağladığın zaman benim içim parçalanıyor. Biraz daha dayan, bir şeyler bulduk, çabalıyoruz’ dedi. Ben de ‘tamam’ dedim ama aradan bir yıl geçti.

– Rojin’in vücudunda iki DNA’ya rastlanması önemli bir bulgu. Bu konuda şimdiye dek neler yapıldığı konusunda sizinle bilgi paylaşıldı mı?

Avukatlarımızla kimi bilgiler paylaşıldı. Cenazesi bulunduktan sonra orada onu taşıyan kişiler, doktorlar, jandarma, akrabalar yanlışlıkla Rojin’in vücuduna dokunmuş olabilir, denildi. Bu konuda 102 kişinin DNA’sıyla karşılaştırıldı fakat bulaş değil. Demek ki o iki kişi kimse, Rojin’e onlar zarar verdi. Katil onlar. Katillerin izi var ama tutuklu değiller. Şu ana kadar gözaltına alınan dahi olmadı.

– Yürütülen soruşturmada bir yıldır sonuç alınmış değil. İlk günden beri eksik noktalar sizce neler?

Zaten baştan beri sıkıntılar var. Aramalar olsun, kamera kayıtları olsun.. Sadece eşyalarının bulunduğu noktada ve suyun içinde aramalar yapıldı. Her gün 5-6 tane bot geziyordu, helikopter geziyordu fakat bir şey yoktu.  Tabi biz o sıralarda biraz seviniyorduk. Rojin suda yok, mutlaka bir yerdedir, inşallah canlı olarak onu bulacağız, diyorduk.

18 gün sonra maalesef cansız bedeni Molla Kasım köyünde bulundu. Taziyeden sonra yeniden cenazesinin bulunduğu yere gittim. Orda 6 tane kamera vardı. Tam sahile bakan iki kamera var. Bunlardan birinin bozuk olduğunu söylediler. O kameralar önemli.

Yine ilk günlerde üniversite kampüsünde detaylı şekilde arama yapılmadı. Rojin’in kaybolmasıyla ilgili ne bir öğrenci konuştu, ne yurt müdürü konuştu. Sadece bir köyden bir ablamız konuştu, yabancı beyaz bir arabanın içinde iki kişiyi gördüğünü söyledi. Bakın her tarafta o iki kişinin izi var.

– Kızınızın kaybolduğu bilgisini ertesi gün aldınız? Bu konuda bir temasınız oldu mu yurt yöneticileriyle ya da onlar size ulaştı mı? Bu durumun gerekçesini nasıl sundular?

Şimdi baştan beri ihmaller var. O ihmaller olmasaydı, herkes zamanında görevini yapsaydı belki bugün Rojin içimizdeydi, aramızdaydı, yaşıyordu. Rojin kaybolduğu akşam saat 18.30 sıralarında yemeğini yiyor, gezme amacıyla göl kenarına gidiyor. Telefonda görüştüğü oda arkadaşına beraber çakıltaşı toplamaya gidelim demiş. Peki, siz gece 23.00’te niye yoklama yapmadınız? Yoklama yapılsaydı kayıp olduğu daha erken anlaşılacaktı. Hemen karakola haber verirdin. Üniversitenin içinde karakol var, güvenlik var, arardınız. O zaman Rojin’i bulurdunuz. Bunu da yapmamışlar. Bize 17 saat sonra haber verdiler.

Ben Batman’daydım. Saat 12.00’ye çeyrek vardı, telefonum çaldı, baktım yurttan arıyorlar. Dediler ki işte böyle bir durum var. Ben de gece boyunca öğrenciniz gelmemiş, şimdiye kadar niye müdahale etmediniz? Niye kontrol etmediniz, yoklama yapmadınız, diye sordum. Yani ihmaller çok fazla. O yurt yönetimini, rektörün istifa etmesi lazım.

– Üniversite yönetimi ile Rojin’in kayıp olduğu süreçte ve sonrasında görüşebildiniz mi?

Kaç kere rektörle görüşmeye gittim. Ama bizden kaçıyorlar, yanımıza gelmiyorlar, acımızı paylaşmıyorlar. İnsanda biraz insaf olur, benim evladım kaybolmuş, sen kaçıyorsun, kendini saklıyorsun. Gel aileyle konuş, yanımızda ol, el ele verelim, kol kola verelim, bu katilleri arayalım. Kim bu kıza ne yaptı? Katiller kimdir? beraber araştıralım.. Susmayacaksın, konuşacaksın, çaba göstereceksin. Ben nasıl ki benim kızıma, evladıma ne oldu diye soruyorsam, aynı şekilde sen de soracaksın, yani sorman lazım. Ama tam tersini yaptı. Rojin’in cenazesine ulaşıldığı gün gelip “Senin kızın intihar etmiş, yapılacak bir şey yok” dedi. Bir babaya söylenecek kelime değil bu. Yanımıza gelip ‘başın sağ olsun’ demeliydi.

– Rojin’in en son görüştüğü oda arkadaşı ve diğerlerinin bugüne dek olaya dair beyanlarını hiç duymadık. Siz hiç temas kurmaya çalıştınız mı?

Biz çok sorduk, çok uğraştık ama getirmediler karşımıza. Biz dedik ki gelsin konuşsun, Rojin’in morali nasıldı? Siz üç gün beraber kaldınız. Rojin’le beraber okula gitmiştiniz. Rojin daha Van’a gitmeden öğrencilerin kurduğu WhatsApp grubuna katılmıştı. Yani okula beraber gitmişler, orada gezmişler ama maalesef bir açıklama yok. Yurt yönetimi arkadaşlarını susturmuş, konuşmalarına izin vermiyor.

Yine Rojin’in eşyalarının bulunduğu göl kenarındaki çardakta 4 kişi oturuyor. Rojin onların önünden geçip gidiyor sahile. Onların bile kim olduğunu tespit etmemişler. Bu zamana kadar o dört kişi nasıl tespit edilemez. Önceki savcı ‘ifadelerini aldık’ demişti. Gelen ikinci savcı ise, onların kim olduğunu tespit edemediklerini söyledi. Yani ortada bir samimiyet yok, ciddi bir yaklaşım yok.

-Bu bahsettiğiniz dört kişi ile Rojin’in eşyalarının bulunduğu nokta arasında ne kadarlık bir mesafe var?

Aralarında 15 metre ya var ya yok. Rojin onların önünden geçmiş, o kamerada görünüyor. Yanlarından geçerken onlar çardakta oturuyor. Onları bir bulsalar, ifadeleri alınsa onlar bir şey biliyor olabilir.

-Arkadaşları ve onu sön gören kişilerin konuşmaları halinde bazı yeni şeyler açığa çıkabilir mi?

Mutlaka. Koskoca üniversite, o kadar güvenlik var, kameralar var. Bir öğrenci nasıl orada kaybolur, yok olur? Kimse bir şey söylemiyor. Bu neyi gösteriyor. Belli ki oradaki yönetim herkesi susturmuş.

-Bu konuda Rojin’in okul ve oda arkadaşlarına bir çağrınız var mı?

Defalarca söyledim, o öğrencilerin hepsi benim kızım gibi. Onlar da benim için Rojin’dir. Onlara bir kez daha çağrıda bulunuyorum, ricada bulunuyorum. Eğer bir şey biliyorlarsa söylesinler. Özellikle oda arkadaşı. Bugüne kadar yaşananları haykırıyorum, bağırıyorum, isyan ediyorum. Oda arkadaşı neden çıkıp konuşmuyor? O’nun ailesi de bir gün bile bir telefon açıp baş sağlığı dilemedi. Benim kızımla sizin kızınız aynı odadaydı. Arkadaşı konuşursa mutlaka bir şeyler ortaya çıkar. Ama üniversite, yurt yönetimi bırakmıyor. Bunlar engel oluyorlar.

-Yürütülen soruşturmada “kısıtlılık” kararı bulunsa da savcılık makamlarının sürece dair sizlerle paylaştığı bilgiler var mı?

Bu bir intihar değil, cinayet. Çünkü deliller, kanıtlar tespitler hepsi ortada. Kızımın vücudunda darp izleri var. Yine savcının kendisi söyledi, Rojin’in elbiselerinde kan izine rastlanmış. Fakat kime ait olduğunu tespit edememişler. Nasıl tespit edemiyorsunuz? Niye söylemiyorsunuz? Neyi gizliyorsunuz? Neyi saklıyorsunuz? Kim kimi kuruyor? Bu üniversitedir, bu yurttur. Tamam, hepsi devlete bağlı. Devletin kurumları birbirini atmıyorlar belki ama ortada yanan kim oluyor? Rojin oldu, ailesi oldu. Biz acı çekiyoruz, huzurumuz kalmadı. Her gün Rojin’e kim, ne yaptı, ne oldu, diye soruyorum. Üç günlük bir öğrenci daha. Rojin ne yaptı onlara? Niye böyle yaptılar? Bir türlü aydınlanmadı.

-Rojin konusunda sorduğunuz soruları bugün kamuoyu da soruyor. Kamuoyundaki bu desteği yeterli buluyor musunuz?

Maalesef destek yeterli değil. Yani vicdan sahipleri var ama az. Eğer öbür kızımız gibi, Narin gibi o kadar basın, televizyon kanalları olsa, avukatlar olsa şimdiye kadar her şey ortaya çıkmış olundu. Bu cinayet ortaya çıkacaktı. Ama ne yazık ki destek yetersiz.

Rojin bugün yaşasaydı 2’nci sınıfa gidecekti. Ama hayalleri yarıda kaldı. Kimse kızım için intihar etti demesin, öyle dendiği zaman benim acım ikiye katlanıyor. Yetkililerden rica ediyorum. Bize destek olsunlar. Onlar da katilin peşinde olsunlar. Katiller kimse ortaya çıkarsınlar.