İBB soruşturması kapsamında cezaevinde tutuklu bulunan İBB Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş’in avukatıyla cezaevinde yaptığı görüşmede, Selahattin Yılmaz’a “Aziz İhsan Aktaş’ı sustursun” talimatı verdiği iddia edilmişti.
Selahattin Yılmaz’ın da aralarında olduğu 14 kişi “silahlı suç örgütüne üye olmak” ve Aziz İhsan Aktaş’a suikast suçlamalarıyla gözaltına alınmıtı. Yılmaz ile birlikte 10 kişi tutuklanmıştı.
Yılmaz, daha önce organize suç dünyasının önde gelen isimlerinden Alaattin Çakıcı ile birlikte Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi ziyaret etmişti.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bugün yaptığı yazılı açıklamada Selahattin Yılmaz’a sahip çıktı, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Aydın’daki açıklamalarına sert tepki gösterdi.
‘Dava arkadaşım’
Devlet Bahçeli, “ülküdaşım ve dava arkadaşım” diye nitelendirdiği Selahattin Yılmaz’ı, kimsenin kiralık katil olarak tanımlayamayacağını söyledi. Özel’in Aydın mitinginde Selahattin Yılmaz’a “kiralık katil” demesini sert sözlerle tepki gösteren Bahçeli, “Hiçbir ülkücü kiralık katil, suikastçı, hain ya da gayri meşru olarak tanımlanamaz, böyle de adlandırılamaz. Selahattin Yılmaz ismini temel alarak MHP’ye ayar verildiğini iddia etmek ise çok ağır bir bühtan, dayanaksız ve mesnetsiz bir uydurmadır. Kaldı ki MHP’ye ayar ve istikamet vermek hiç kimsenin yapabileceği bir şey değildir. Ezcümle ve tekraren Selahattin Yılmaz ülküdaşım ve dava arkadaşımdır. İnanıyorum ki, masum ve suçsuz olduğu da süreç içinde anlaşılacak ve açığa çıkacaktır” ifadelerini kullandı.
Devlet Bahçeli, uzayan soruşturmaların siyasi istismara maruz kaldığını belirterek, “Uzayan ve uzatılan soruşturma ve kovuşturmaların siyasi istismara maruz kalması, organize yıpratma kampanyalarına uğraması, kutuplaşma dinamiklerini tetiklemesi kaçınılmazdır” diye yazdı.
Devlet Bahçeli’nin açıklamasında şunlar yer aldı:
“Siyasi dağınıklığın simge ismine dönüşen CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Aydın Mitingi’nde yaptığı konuşma tek kelimeyle hezeyanname nutku, hezimet ve hüsran numunesidir.
CHP Genel Başkanı’nın her sözü yalan ve yamuk, her iddia ve ifşası yaban ve yanıltıcıdır.
Türk siyaset ve demokrasi kültürü pişkince, daha ötesi pervasızca tahrip edilmektedir.
Önemle ve özellikle ifade etmek gerekirse; CHP’li belediyeler etrafında dönen rüşvet çarkları, işleyen yolsuzluk şantiyeleri, genişleyen kirli ilişkiler ağı, çıta yükselten haksız kazançlar sarmalı, yaygınlaşan gayri meşru para trafikleri bütün netliğiyle ortada ve gündemin başköşesindedir.’
Özgür Özel’e yüklendi
‘İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı siyasi ikbal gayesiyle araçsallaştıran, yapılan ihalelerden alınan astronomik rüşvet paralarını adına ‘Sistem’ denilen mekanizmada toplayan şahsın ve çetesinin adeta bir soygun düzeni kurduğu bütün vahametiyle meydandadır.
CHP Genel Başkanı’nın, toplanan maddi delilleri ve etkin pişmanlıktan istifade eden şahsıların çarpıcı itiraflarını karalayıp onu bunu suçlamak yerine Türk yargısının işleyişine yardımcı olması, CHP’nin düştüğü derin bataklıktan gerçeklerle yüzleşerek ve özeleştiri yaparak çıkmayı denemesi siyasi akıl ve ahlaka en uygun seçenektir.
Suçluların telaşıyla yolsuzluk ve rüşvet müdafaası CHP Genel Başkanı’na hiçbir şey kazandırmayacak, hiçbir şey de katmayacaktır.
CHP’nin yönetimde olduğu belediyelerde aleni şekilde kurulan haram ve hırsızlık saltanatının devlete ve millete karşı açılan şer ve şekavet cephesi olduğu artık inkarı mümkün olmayan bir olgudur.”
‘Uzayan soruşturmalar siyasi istismara maruz kalıyor’
“Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir.
Hukukun üstünlüğü her Türk vatandaşı için bağlayıcıdır.
Bunun hilafına veya buna aykırı tavır, tutum ve eylemsel siyasi hareketler elbette yok hükmündedir.
Güneşin balçıkla sıvanacağını düşünenler, mitinglerle milletimizin aldatılacağını hesap edenler hem ufuksuz bir kafanın, hem şuursuz bir aklın, hem de huzursuz bir vicdanın dibindedir.
Milliyetçi Hareket Partisi görülen ve yürüyen davaların bir an evvel adalet ruhuna muvafık halde sonuçlanmasını, doğal olarak objektif hükmün açıklanmasını arzulamaktadır.
Uzayan ve uzatılan soruşturma ve kovuşturmaların siyasi istismara maruz kalması, organize yıpratma kampanyalarına uğraması, kutuplaşma dinamiklerini tetiklemesi kaçınılmazdır.”
‘Hiçbir ülkücü kiralık katil olarak tanımlanamaz’
“CHP Genel Başkanı’nın ve CHP menşeli suç örgütünün nasıl bir cendereye kapıldığı, nasıl bir çıkmaza sürüklendiği bellidir, bilinmektedir.
Özgür Özel’in Aydın’daki konuşmasında Selahattin Yılmaz ismini ‘kiralık katil ve suikastçı’ diye lanse etmesi, partimiz üzerinde spekülasyona yeltenmesi ayıplı ve alçalmış bir dilin sonucudur.
Selahattin Yılmaz ülküdaşım ve dava arkadaşımdır.
Hiçbir ülkücü kiralık katil, suikastçı, hain ya da gayri meşru olarak tanımlanamaz, böyle de adlandırılamaz.
Selahattin Yılmaz ismini temel alarak MHP’ye ayar verildiğini iddia etmek ise çok ağır bir bühtan, dayanaksız ve mesnetsiz bir uydurmadır.”
‘MHP’ye ayar vermek hiç kimsenin yapabileceği bir şey değildir’
“Kaldı ki MHP’ye ayar ve istikamet vermek hiç kimsenin yapabileceği bir şey değildir.
Ezcümle ve tekraren Selahattin Yılmaz ülküdaşım ve dava arkadaşımdır.
İnanıyorum ki, masum ve suçsuz olduğu da süreç içinde anlaşılacak ve açığa çıkacaktır.
Özgür Özel’e tavsiyem, dava arkadaşlarımızı diline dolamaktan vazgeçip kol ve göz mesafesinde bulunan, hatta epey kalabalık halde bulunan hırsız yoldaşlarıyla meşgul olması, eğer bir işbirliği içinde değilse bu zevata kafa yormasıdır.”
Özgür Özel ne demişti?
Konuyla ilgili dün Aydın’da konuşan Özgür Özel, şunları söylemişti:
“Kiralık katili tutacağını söyledikleri kişi Selahattin Yılmaz. Herkes bilsin ki; biz bu kişiyi ne görürüz ne biliriz ne tanırız ne yanyana gelmişiz. Ancak MHP’nin gözbebeğidir. MHP’li Genel Başkan Yardımcılarının yakınıdır. Devlet Bey’in yakınıdır. Buradan bütün Türkiye duysun ki Devlet Bahçeli ‘Yeter davalar çok uzadı. Türkiye’ye zarar veriyor. Bir an önce bitirin’ dediği için AK Toroslar çetesi MHP’ye de ayar vermektedir.”