TBMM Başkanvekili Tekin Bingöl’ün başkanlığında toplanan TBMM Genel Kurulu’nda Milli Eğitim Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçeleri görüşüldü.
Bütçeler üzerindeki görüş ve önerilerin ardından Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, sunum yaptı.
Bakan Yusuf Tekin, özellikle Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) uygulamasına yönelik eleştirilere yanıt verdi.
Tekin, mesleki eğitimin Türkiye’nin hem iktisadi hem ahlaki omurgalarından biri olduğunu savunarak, geçmişteki uygulamaların yanlış algılar yarattığını söyledi:
“Bir dönem katsayı uygulamalarıyla meslek liselerin, imam hatiplerin kapısını kapatan anlayış bugün başka kavramlar üzerinden aynı kurumsal yapıları yıpratmaya çalışıyor. O dönem gençlerimizi yükseköğretimden dışlayan bu zihniyet şimdi mesleki eğitimi bir sorun alanı gibi göstererek Türkiye’nin üretim damarını kesmeye çalışıyor. Bizim son yirmi yılda yaptığımız iş, bu tarihî kırılmayı onarmak, mesleki eğitimi yeniden itibar ve güven eksenine taşımaktır.”
‘Devletin doğrudan sorumluluğu altında eğitim görüyorlar’
“MESEM, kökleri 1977’ye uzanan çıraklık eğitimini örgün eğitimin bir parçası hâline getiren bir program türüdür” diyen Tekin, şöyle devam etti:
“Ortaokul mezunu ve 14 yaşını doldurmuş gençlerimiz bir yandan zorunlu ortaöğretim sürecine devam ederken diğer yandan sigortalı, sözleşmeli bir biçimde usta öğretici ve öğretmen gözetiminde hem okulda hem işletmede beceri kazanmakta, devletin doğrudan sorumluluğu altında eğitim görmektedir.
Bu uygulamayı yaparken Anayasa’mız, ulusal mevzuatımız, tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmeler, ahlaki ilkelerimiz ve kültürümüz rehberimiz olmuştur. Bu metinlerde mesleki eğitim ile çocuk işçiliği arasında kesin çizgilerle ayrıştırma yapan bir düzenleme mevcuttur. İkinci olarak, iş sağlığı ve iş güvenliği Anayasa’dan başlayarak 6331 sayılı Kanun’la, 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu’yla güvence altındadır. Bizler de her çocuğumuzun emanet olduğu bilinciyle hareket ediyoruz, onu ucuz iş gücü olarak gören her türlü yaklaşım bizim için hem hukuken hem de vicdanen kabul edilemezdir.”
‘Eğitim ile emek arasındaki köprüyü güçlendirmeye çalışıyoruz’
Bakan Tekin, eleştirilere karşı, mesleki eğitimde yürütülen her çalışmayı küçümseyen bir yaklaşım olduğunu kaydetti
“Bugün karşımızda mesleki eğitimde yürütülen her çabayı görmezden gelip okulla, atölyeyle, sigortayla, sözleşmeyle yürütülen bir süreci tek kelimelik etiketlere indirgeyen bir dil kullanıyorsunuz. Eğitim ile emek arasındaki köprüyü güçlendirmeye çalıştığımız her adımı sanki gençlerimizi ucuz iş gücü haline getiren bir düzen kuruyormuşuz gibi sunan bu yaklaşım hakikati de istatistiği de demogojiyi de göz ardı ediyor. Oysa bizim için asıl mesele, bir meslek öğretmenin ötesinde, gencin hayat yolculuğunu güvenli, saygın ve denetimli bir zeminde kurabilmektir.”
Genel Kurul’da 2026 bütçe görüşmeleri | ‘Suç dosyanız daha fazla kabarmadan affınızı istemelisiniz’



