Sosyolog Ruşen Yakut ve avukat Çiğdem Ertak, çocuk haklarına odaklanan üç dilli bir podcast projesiyle dikkat çekti: ZaroCast. Türkçe ile Kürtçe’nin Kurmancî ve Zazakî lehçelerinde yayın yapacak olan program, yerleşik ezberleri sorgulayan ve toplumu çocukların gözünden yeniden düşünmeye davet eden bir içerik sunuyor.
Numedya’dan Nedim Türfent’in haberine göre, ZaroCast’in ilk bölümü “Çocuklar ve Barış İnşası” başlığıyla 23 Ekim’de dinleyicilerle buluştu. Program, çocuk hakları alanında çalışan iki kadının uzun yıllara dayanan deneyiminin ürünü.
‘ZaroCast’ ismi ne anlama geliyor?
Yakut, program adının Kürtçe kökenli olduğunu belirtiyor: Kurmancîde “zarok” (çocuk), Zazakîde “esto” (varlık/var olma) kelimelerinin İngilizce “cast” ile birleşimi. “Bizim için derdimizi ve niyetimizi anlatan bir kelimeye dönüştü” diyor.
İki isim, uzun yıllardır kadın ve çocuk hakları alanında çalışan, birlikte mücadele eden iki yoldaş olduklarını vurguluyor. ZaroCast, yıllardır düşünülen fakat ertelenen bir fikrin hayata geçmiş hali.
“Sistem en çok kadınlara ve çocuklara zarar veriyor”
Yakut ve Ertak, hem Türkiye’de hem dünyada yükselen otoriter iklimin ilk olarak çocukların haklarını aşındırdığını vurguluyor. Çocuk işçiliği, suça sürüklenen çocuklar ve ihmal edilen sosyal politikalar, projenin çıkış nedenleri arasında.
Ertak, özellikle Türkiye’de çıkarılan son yargı paketine dikkat çekerek, “Çocukluk dönemine ve perspektifine yönelik bir gerileme yaşanıyor. Hakikatin üzeri örtülüyor” diyor.
Üç dilli yayın: Türkçe, Kurmancî ve Zazakî
ZaroCast yalnızca Türkçe yayınlanmayacak. Yakut Kurmancî, Ertak ise Zazakî bölümler hazırlayacak. Üçüncü bölümün Kurmancî, dördüncü bölümün Zazakî yapılması planlanıyor. Amaç, farklı dillerin ve deneyimlerin yan yana geldiği bir alan kurmak.
Medyada çocuk odaklı habercilik eksik: “Bu boşluğu doldurmak istiyoruz”
Yakut, Türkiye’de çocuk odaklı haberciliğin yok denecek kadar az olduğunu belirterek, ZaroCast’in tam da bu eksiklikten doğduğunu söylüyor:
“Çocukların haklarını konuşmak sadece bir alanın değil, bütün toplumun sorumluluğu. Her bölüm bizim için bir yayın olmanın ötesinde bir dayanışma alanı.”
İlk bölüm neden barış inşası üzerine?
Ertak, “Çünkü barışın en çok çocuklara lazım olduğu bir çağda yaşıyoruz” diyor. Çocukların oyun, eğitim, güvenlik ve beslenme gibi en temel hakları savaş dönemlerinde daha da kırılgan hale geliyor.
“Barış, çocukların olmadığı bir masa etrafında kurulamaz” diyen Ertak, ZaroCast’in barış kültürünün inşasında çocukların sözünü görünür kılmayı amaçladığını belirtiyor.
Kimlere hitap ediyor?
ZaroCast yalnızca çocuk alanında çalışanlara değil; ebeveynlere, öğretmenlere, yöneticilere, milletvekillerine, politika yapıcılara, toplumun tüm kesimlerine seslenmeyi hedefliyor.
Yakut, programı şu sözlerle özetliyor:
“ZaroCast’i, toplumsal yaşamı çocukluk perspektifinden yeniden düşünmeye çağıran bir alan olarak kurguladık. Küçük bir pencere açabiliriz; içeri biraz ışık girerse, bir fark yaratabiliriz.”
“Bir çağrı ve hatırlatma olarak ZaroCast”
Ertak ve Yakut’a göre ZaroCast, bir programdan fazlası; çocukların sesine kulak verme çağrısı:
“Çocukların sesinin duyulmadığı bir toplumsallık eksik kalır. Biz sormaya ve düşünmeye devam edeceğiz. Umarız yalnız olmayız.”




