Silivri Cezaevi / 04.09.2025
- Bu ülkenin sahnelerinde müzisyenler Türkçe/Kürtçe düet yapmazlarsa; besteciler barış senfonisi yazmaz, orkestralar milyonlara dinletilmezse Barış Nasıl Gelecek?
- Trabzon’un horonu Dersim’in dik halayıyla kucaklaşmazsa Barış Nasıl Gelecek?
- Türk ve Kürt ressamlar barış resimlerini birlikte çizmezse, heykeltraşlar barış formunu birlikte yontarak mermerden çıkarmazsa Barış Nasıl Gelecek?
- Dayanışma, Kardeşlik, Demokrasi: İnsan kalabalıklarıyla en görkemli meydanlarda bu büyülü sözlerin sanatsal performansları yapılmazsa Barış Nasıl Gelecek?
- Memleketin her kentinde barış müzeleri (yahut müzeler içinde barış köşeleri) açılmazsa Barış Nasıl Gelecek?
- Romancı, şair, öykücü, senarist veya metin yazarları barışı yaratıma dökmezlerse Barış Nasıl Gelecek?
- Acı çeken anneler, çatışma yorgunu kadınlar insan zincirinde buluşmazsa ve her dilden şarkıları birlikte söyleyemezse çocuklar, Barış Nasıl Gelecek?
- İşçiler, sendikalar barışı konuşmazsa ve barış için buluşmazsa işçi koroları Barış Nasıl Gelecek?
- Barışın dili bulunmaz ve barış gazeteciliğinde buluşmazsa haberciler Barış Nasıl Gelecek?
Ve bütün bunlar (ve daha fazlası için);
- Sansür, otosansür, karartma ve cezalar, demir parmaklıklar ve tutuklamalarla basın özgürlüğü cendere altına alınırsa Barış Nasıl Gelecek?
- Edebiyatçı, ressam, müzisyen “ilerde başıma ne gelir” diye korkar/korkutulursa Barış Nasıl Gelecek?
- Akademisyen, öğrenci ve üniversitenin tepesinde ihraç tehdidi olursa Barış Nasıl Gelecek?
- Barış zincirine uzanan ellerin “ödüllü” kelepçeler olursa Barış Nasıl Gelecek?
- Demokratik siyaset durmadan baskılanırsa Barış Nasıl Gelecek?
Barışın toplumsallaşması: Çok güçlü bir tanım bu. Ve fakat tanımın içini ne kadar doldurabiliyoruz? Aslında ve gerçekten; toplum (yani özne) konuşmaya başladığında barış güç kazanacak. Sanat, kültür, bilim, basın da özgürce konuşabilmeli bu yüzden. Dünya çatışma/çözüm pratikleri de bunu söylemiyor mu zaten? Süreç Komisyonu ve Meclis’in müspet sonuca gitmesi de herhalde buna bağlı.
Barış için umut var olmalı, cesaretli olunmalı. Ve fakat bir bu kadar temel hak ve özgürlüklerin önü açılmalı.
Barış gelecektir; hem inanmak hem de geleceğimiz bakımından.
