Barışın ‘Mecbur Adamı’
Elif Akgül 13 Mayıs 2025

Barışın ‘Mecbur Adamı’

Elif Akgül, Bakırköy Kadın Cezaevi

Sırrı Süreyya Önder’le şu an yargılandığım Halkların Demokratik Kongresi’nin 2011’deki kuruluş kongresinde tanıştım.

Kongrede yaptığım bir konuşmaya ithafen, üzerinde deri ceketi, kendine has aksanıyla “N’aber muhacır kızı” demişti. Sırrı Süreyya Önder ile sonraki yıllarda hep o deri ceketi çıkarıp milletvekili ceketini giydikten sonra bir gazeteci olarak haber için kapısını çalmamla devam etti. Ama bana Sırrı Süreyya Önder dendiğinde gözümün önüne gelen o gri takım elbisesi değil, eli cebinde, deri ceketli hali.

3 Mayıs akşamı Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde C11’in üzerine çok ağır çöktü. Yolu HDK’den geçmişlerin doldurduğu bir koğuşta Sırrı Süreyya Önder her birimizin bir tanışığı, yoldaşı, eş başkan adayıydı. Televizyondan görülen, gazeteden okunanın ötesinde canlı kanlı biriydi. Sırrı’ydı. Sırrı Abeydi.

Sırrı’ya koğuş olarak döne döne okuduğumuz İnce Memed’le veda etmek istedim. İnce Memed’de eski eşkıya Bayramoğlu Murtaza Ağa’ya yaptığı bir konuşmada Memed için “O düzlükte durmaz, yine çıkar dağa” der, “mecburdur; içinde mecbur ateşi var” der. Sırrı Süreyya Önder de Memed gibi “mecbur adam”lardan biri. Kendini mecbur bilip deri ceketi çıkarıp o siyasetçi takımını giydi. “Yüreği elindeyken” dahi o mecbur ateşinden sebep devam etti. Barışın “mecbur adamına” selam olsun.

(Yazının elimize geçtiği tarih:. 13 Mayıs 2025)

* ilketv.com.tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar İlke TV’nin kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.