• Ana Sayfa
  • Manşet
  • Batman’da ‘Demokratik Toplum’ mitingi: ‘Çözüm demokratik entegrasyondadır’

Batman’da ‘Demokratik Toplum’ mitingi: ‘Çözüm demokratik entegrasyondadır’

Batman’dadüzenlenen “Demokratik Toplum ve Özgürlük” mitingine binlerce kişi katıldı. Mitingte talepler dile getirildi.

Batman’da ‘Demokratik Toplum’ mitingi: ‘Çözüm demokratik entegrasyondadır’
Batman’da ‘Demokratik Toplum’ mitingi: ‘Çözüm demokratik entegrasyondadır’
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 12 Ekim 2025 14:03
  • Güncellenme: 12 Ekim 2025 15:29

Demokratik Kurumlar Platformu tarafından Batman’da“Demokratik Toplum ve Özgürlük” sloganıyla miting düzenledi.

Mitinge saatler kala 7’den 70’e binlerce kişi, Dörtyol Kavşağı’ndaki mitinge katıldı. Alana gelişlerin devam ettiği miting saygı duruşuyla başladı.Miting Tertip Komitesi’nin halkı selamlaması sırasında  “Batman sizinle gurur duyuyor” sloganı atıldı. Tertip komitesi adına Semra Güneş, konuştu.

Mitingte Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş, Kürt halkının yıllardır ayakta olduğunu belirtti:

“Çok zulüm gördük. Son 40 yılda öldürme, işkence, göçertme ve her açıdan halkımıza, bize karşı zulüm gerçekleştirildi. Ancak her zaman halkımız kalıcı bir barış için direnişine devam etti. Direniş ve mücadele hiçbir zaman bitmedi. Bu sürece kadar geldik. Sayın Öcalan 1990’lardan bu yana barış için duruşunu, isteğini gösteriyor. İmralı’da tarihi bir duruş gösteriyor. Biliyoruz ki o duruşu, talepleri, ideolojisi, konuşmaları bütün Ortadoğu’ya güçlü bir perspektif oluyor. Sayın Öcalan, 27 Şubat’ta tarihi bir duruş sergiledi. ‘Bundan sonra yürüyüşümüzü barış ve demokratik toplum yürüyüşü olacak. Demokratik siyaseti büyüteceğiz’ dedi. Onun bu duruşu ve isteği Ortadoğu ve dünyada büyük bir ses çıkardı. Onlar bize karşı ne yaptılar? Hala somut bir adım atmadılar. Bugüne kadar bunu dile getiriyoruz ve çalışmalar yürütüyoruz ama hala bir adım atılmadı.” 

 ‘Yakın zamanda Öcalan’ı dinlemeye gideceğiz’

Meclis’te kurulan komisyona işaret eden Meral Danış Beştaş, komisyonun Abdullah Öcalan ile görüşmesi gerektiğini vurguladı:

“Bugüne kadar gidilmedi ama yakın zamanda yanına gideceğiz ve söylemlerini aktaracağız. İki aydır dinlemeler yapıyoruz. Değerlendirmeler alıyoruz. Biliyoruz ki barışın temeli Sayın Öcalan’a bağlı. Çünkü o birinci aktör ve muhatap. Dünyada bugüne kadar öndersiz bu çalışmaların yürütüldüğü görülmedi. Bu sürecin temeli sağlanmalı. Hukuk lazım. Hukuksuz, iradesiz bu süreç doğru yürümez. Onun içinde iki hafta içinde yargısal çalışmalara başlamalıyız. Bu süreci başarıya ulaştırmak bizlerin elinde. Barıştan, kardeşlikten, eşitlikten, özgürlükten yana olduk. Şu an cezaevlerinde binlerce tutsak var, yüzlerce siyasetçi sadece siyaset yaptıkları için cezaevlerinde tutuluyor. Kayyımlar hala var. Belediye eşbaşkanlarımız cezaevinde. Sevgili Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş cezaevinde. Neden? Çünkü Sayın Öcalan’ın cezaevinde yürütmüş olduğu çalışmaları, direnişi destekliyorlar. Çünkü Kürt halkının haklı mücadelesini destekliyorlar. Bu nedenle bu süreçte dilimizin tanınmasından Kürt meselesinin hak ve özgürlüklerinin yasal olarak güvenceye alınması hayati önemdedir. Mücadelemiz buna yöneliktir. Kürt meselesi aynı zamanda bir hukuk meselesidir. En önemli boyutu hukuktur. Hukuk tanıyacak, başka yolu yok.”

Abdullah Öcalan’ın ilk açıklamalarını hatırlatan Meral Danış Beştaş, “‘Hukuki ve siyasi zemin oluşturulacak’ dedi. Bu meselenin baş aktörünü hala cezaevinde tutarak, hala sınırlı görüşmelerle, ziyaretlerle konuşursanız, bu meselenin çözümünü yıllara sarkıtırsınız. Bu nedenle İmralı Adası’nın kapılarının açılması gerekiyor.” dedi.

‘Hukuki zemini yaratacağız’

Meral Danış Beştaş, şunları da dile getirdi:

“Kürt halkıyla Türk halkının kardeş olduğunu söyleyenlere açıkça Batman’da şu çağrıyı yapıyoruz: Kürtlerle Türkleri siz ayrıştırıyorsunuz. Kürtlerin değerlerine hakaret ederek, yok sayarak kardeşliği sağlayamazsınız. Kardeşlik eşitlikle sağlanır. Halkın hassasiyeti, kaygıları diye konuşanlar bugün Batman’a baksınlar. Kürt ilinin hassasiyetini kim dinleyecek? Bu halk tanınmak için büyük bedellerle mücadele yürütüyor, direnişi ortaya koyuyor. Bu Sayın Öcalan’a özgürlük mitingidir. Onun özgürlüğünü istiyoruz. Onun özgür yaşayacağı, özgürce çalışacağı bir mekan istiyoruz. Çünkü bizler bu sorunu artık gelecek 10 yıllara bırakılmasını istemiyoruz. Bunun için gayet kararlıyız. Düşüncelerimiz ve hassasiyetlerimiz  tıpkı Kayseri, Antalya, İstanbul gibi dikkate alınmalı. Biz onların hassasiyetini dikkate alıyoruz. Bir arada yaşamanın kodları burada. Irkçılığa, faşizan yaklaşımlara rağmen bu halkı bir birine düşman edemediler. Bundan sonra da düşman edemeyeceklerini gayet iyi anlasınlar. Çözüm demokratik entegrasyondadır, Kürtlerin diliyle kültürüyle tanınmasıdır. Başka çözüm yolu yok. Olsaydı zaten bugüne kadar olurdu. Daha özgür günler yakındır. Yeter ki ayakta duralım. Yeter ki bu iradeyle yürüyüşümüze devam edelim. 11 Temmuz’da silah bırakan militanların toplumsal ve siyasal yaşama katılımı gerekiyor. Bese Hozat bu açıklamayı yaptığında bir düzenleme olmadığı için geri gitmek zorunda kaldı. Onların iradesinin hukuki zemini yaratacağız, yaratmak zorundayız. Bu konuda hep birlikte çalışırsak, bunu başaracağız.”

‘İmralı kapıları açılmadıkça çözüm yaşam bulmaz’

Mitingde Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, öldürülen çocuklar ve kadınları hatırlatarak konuşmasına başladı. Sokağa çıkma yasakları sırasında Diyarbakır’ın Sur ilçesinde Helin Hasret Şen ve kaybolduktan sonra cenazesi bulunan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’e ilişkin Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Adalet yerini buluncaya kadar sesiniz sözünüz olmaya devam edeceğiz” dedi.

Kadın katliamlarına değindiği sırada sözleri “Jin, jiyan, azadî” sloganlarıyla kesilen Çiğdem Kılıçgün Uçar, Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne işaret ederek, şöyle devam etti:

“Bu yeni döneme karakterini verecek olan şey Kürt halkının hafızası olmalı, bizim mücadelemiz olmalı. Cumhur İttifakı’ndan diğer siyasi partilerden yeni döneme dair sözler kuruluyor. Devlet Bahçeli, ‘Kuş tek kanatlı uçmaz’ diyor. Numan Kurtulmuş, ‘Bisiklet tek tekerle sürülmez’ diyor. Terazinin bir tarafına birlikte bakalım.”  

27 Şubat’ta Abdullah Öcalan’ın çağrısını da hatırlatarak şunları söyledi:

“Çağrının ardından bir fesih gerçekleşti, Temmuz ayında 30 PKK’li silahlarını bıraktı. Yetmedi, Sayın Öcalan komisyonun önünü açacak yol sundu. Bu, Kürtlerin terazisi. Diğer tarafa bakıyoruz ne var? Hiçbir şey yok. Terazideki bu dengesizliği düzeltmek zorundayız. Komisyon var, komisyonu da herkes biliyor. Sayın Öcalan’ın ısrarı ve iradesiyle kurulan; ama siyasi partilerin de hayır demediği bir mekanizma, önemsiyoruz. Peki, komisyonda ne eksik? Komisyonda cesaret eksik.”

Cesaret için Kürtlere bakılması gerektiğini de söyleyen Çiğdem Uçar Kılıgün, “Komisyonda çözüm rotası eksik. Gelip bakın bunca acıya, zulme rağmen Kürtler barış için ayakta. Komisyonun en büyük eksikliği haftalardır her kesim dinlenildi” diye konuştu. Komisyonda dinlenilmeyen tek kişinin Abdullah Öcalan olduğun da  belirterek, şunları ifade etti:

“Neden dinlemiyorsunuz? ‘Toplumsal hassasiyetler’ deniliyor. Türk halkının da Kürt halkının da toplumsal hassasiyetlerini yaklaştırmakla ve birbirine karşı saygılı hale getirmekle sorumlusunuz. Arkasına saklandığınız toplumsal hassasiyetin sebebi sizsiniz. Yüzyıldır bu coğrafyanın dili olan Kürtçeyi yasaklayan sizlerdiniz. Kürtlerin haklarını yargı eliyle mezarlığa dönüştüren sizlersiniz. O hassasiyeti sizler düzelteceksiniz.”

Süreç bağlamında karşı karşıya kalınan asıl meselenin, sürecin çözüme, barışa yorumlanıp yorulamayacağı olduğunu ifade eden Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Kürt halkı, Sayın Öcalan çok net. Fesihten sonra Kürt halkının evlatları kendi coğrafyasına gelmek istiyor. TMK’yı kaldırmalısınız. Kürt halkı kendi iradesiyle kendi kendini yönetebileceğini gösterdi. Anadiliyle eğitim görmesi gerekiyor. Mücadelesiyle kazandığı bütün değerleriyle birlikte yaşaması gerekiyor. Ama hala daha korku iklimiyle Türkiye halklarının barış, çözüm etrafında bir araya gelmesi engelleniyor. Bu ülkede Kürtlere hakaret ederek para kazananlar var. Kurulacak söz barış, çözüm olmalı. Bu ülkede Türk’ün yaşadığı yerde Kürt’e yer olmadığını kim söylüyor? Türkçenin konuşulduğu yerde Kürtçenin konuşulamayacağını kim söylüyor? Türk halkı Kürt halkına düşman hale getirildi. Dillerimiz, kültürlerimiz bu kardeşliği başarmışken hiç kimsenin iktidarına heba etmeyeceğimiz geleceğimiz var. Bu geleceği birlikte kuralım. Kürt halkının siyasetçileri karşı karşıya getirilmeye çalışılıyor. Kürtlerle, diğer halklarla bu ülkede ortak yaşamı istemeyenler bizim rotamızı belirleyemezler” diye konuştu.

 ‘İmralı Adası’ndan barış çıktı’

Abdullah Öcalan’ın bu sürecin baş müzakerecisi olduğunu söyleyen Çiğdem Kılıçgün Uçar, “İmralı’da tecrit kalkmadan, umut hakkı uygulanmadan hukukla mücadele etmemiz zayıf kalacak” dedi.

“Biliyoruz ki İmralı’nın kapıları açılmadıkça, bu tarihi sürecin kesin bir çözümle yaşam bulması mümkün değil. İmralı Adası’nı savaş adası yapmak istediler, Kürt sorunun çözümsüzlüğünün merkezi yapmak istediler. Ama ne oldu? İmralı’dan devletin cesaret edemediği barış çıktı” diyen Çiğdem Kılıçgün Uçar’ın konuşması sık sık, Öcalan lehine atılan sloganlarla kesildi.

Konuşmanın ardından sanatçı Xêro Abbas’ın sahne aldı.